TOPLUM 

SAVUNMASIZLARIN SESİ

Sen canın acıdığında canım acıyor diyebilir, yazabilir, hatta bağırabilirsin bile.

Canını acıtana karşılık dahi verebilirsin.

Acıktığın zaman gidip karnını doyurmayı bilir, açlığını ifade edebilirsin.

İfade edebilir insan kendini…

Acısını, ihtiyacını, öfkesini, mutluluğunu, yaşamda kalabilmek için neyi anlatması gerekiyorsa…

Yazarak, konuşarak, sarılarak, el uzatarak yapabilir.

Peki, kim acıkır da söyleyemez?

Kim hasta olur da, o hastaneden bu hastaneye gidip de doktor seçimi yapamaz?

Hayvan dostlarımız… Değil mi?

Ufacık patilerinin sıcaklığı yüzünüze değdiğinde yüzünüzdeki çocuksu gülümse geldi aklınıza şimdi…

Masumluğun en canlı örnekleri onlar iken, her türlü vahşeti gördüler insan elinden.

Yolda bir başına yürüyen kediye durduk yere tekme atmak canilikten başka bir şey olamaz!

Yolun kenarında uzanan bir köpeğin üzerine araba sürüp o korku yetmezmiş gibi bir de cila gibi üzerine ağır duba atılması kansızlık değil de nedir?

Hangi öfke yaptırabilir bunu?

İnsanları kıyanlara, kıranlara bu kadar hiddetle yaklaşmadınız da konuşamayanlara mı yetti insanlığınız, adamlığınız?

Savunmasız olduklarını bildikleri halde topla tüfekle savaşa giriyor gibi saldırıyor bazılarınız onlara!

İnsan evladından zarar görse bile sessizce ağlayarak kaçar, bir tepkide bulunamaz.

Bulunmaz değil, bulunamaz!

Onu tekmelediğin gibi seni tekmeleyemez, duvara fırlattığın gibi seni fırlatamaz…

Soğuk havada sıkılıp dışarı attığın gibi seni atamaz!

Sıcak havada susuzluktan perişan olsa da ilk gördüğü su birikintisi ile susuzluğunu giderir de senin gibi eli sıkılardan delik kapta verilen suyu içmez!

Bazı hayvan dostlarımız insandan daha onurlu ve duyarlı.

Yolda takılıp düşen birini görse hemen hareketleriyle dikkat çekiyor ve insanların yardımcı olmasını sağlıyor.

Sahibi hasta olsa başında bekliyor, aynı bir insan gibi…

Çok özeller…

Ruhumuz daralıyor hayvana şiddet haberlerinin takibini yaparken.

O kadar işkence görüyorlar, öldürülüyorlar, nesilleri tükeniyor ama bunları reva görenler para ödeyip ceza yaptırımından yırtıyor!

Çaresizce öldüğü ile kalıyor…

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed bir hadisinde, “Küçük bir serçeyi veya ondan büyük herhangi bir canlıyı haksız yere öldüren kimseden Allah bunun hesabını mutlaka soracaktır!” diye buyuruyor.

Haksız yere bir canlıya kıymak günümüzde moda olmuş…

Moda olduğu gibi takım elbise giyerek, kravat takarak ceza indirimi alınıyor!

Akıl işi değil diyeceğim ama akıl değil okumuşların yargı işi!

Mazlumu yargılayıp haksızın aklandığı bir gezegende yaşama tutunabilmek.

Sahip çıkmamız gereken hayvanlarımızı koruyamıyoruz.

Sloganların ötesine geçemiyoruz!

Hayvanları koruma kanununu bilmiyoruz!

Bu kanunu tanımayanlara kol kanat geriyoruz!

Derisi yüzülen, arabanın arkasında sürüklenen, aşağı atılan siz değilsiniz…

Artık lütfen onlara da yaşama hakkı tanıyalım.

Söz ile kalmadan, eğitimle, gerekirse rehabilitasyon ile onların yaşamlarını anlayalım.

Allah, savunmasız olan bir canlıya zarar verecek kadar kötü kalpli olmaktan korusun insanı…

Hayvanları bu soğukta öldürenler, hapishanenin soğuk duvarları arasında vicdanı ile başa çıkamasın!

Hayvanlara kasti olarak zarar verenler, adalet karşısında kara leke ile işaretlensin de o hâkim tokmağı insansızlığınıza vursun!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar