TOPLUM 

KALEM KIRILMASIN, BÜKÜLMESİN

Yazan kalem kırılırsa yerine daha iyisi gelmez.

Çünkü kırılan kalem yenilere güven vermez…

Bugün onun kalemi kırıldıysa yarın senin kaleminin kırılmayacağının garantisi yoktur.

Kalemine dört elle sarılanlara selam ederim…

1923’te Türk basını üzerindeki sıkıyönetimin kaldırılmasıyla başlayıp 2025 yılına uzanan günümüz basını; eskisi gibi saygın değil…

Ve bunu çoğumuz kendi elimizle yaptık. Haber değeri olmayan mevzuları bile çıkar uğruna ekranlara, köşelere taşıdık.

Bunu yaparken de basının güvenirliğini kendi elimizle sarstık.

Gazete kupürlerini saklayan bizler; şimdilerde tirajı umursamaz olduk.

İki cümle yazabilene “gazeteci” sıfatı yükledik.

Gerçek gazetecileri es geçtik de sözde olanları reklam ettik.

Sonra da “Biz neden bir olamıyoruz?” bölünmüşlüğüyle dövündük durduk.

Eleştiren bizler; özeleştiriye kulak kapatır olduk.

Böyle yaparak kendimiz taraf oluşturduk…

Denklem tam olarak böyle işledi: “Eleştiririm, her şeyin en iyisini ben bilirim…”

Hayır!

Biz basın mensupları yaşımız kaç olursa olsun “Ben bilirim” demeyen insanlardık.

Ne ara piyasanın ağaları olduk?

Uluslararası, ulusal, yerel basın, Anadolu basını hangi kategoride bu mesleği yaparsak yapalım önceliğimiz hep toplum olmuştur.

Topluma doğruyu anlatmak ve yanlışı duyurarak doğrusu olana kadar işin takipçisi olmak; mesleğimizin ana ilkesi değil miydi?

Basın ilkelerini, Basın Ahlak Yasası’nı dahi bilmeyenlere “gazeteci” denilmesi meslek üstatlarımıza haksızlık olmaz mı?

Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz” maddesi yer alır misal Basın Ahlak Yasası’nda…

Haksız yayın, aleyhe iftira günümüz basınında yaygın olmakla birlikte kanıt göstermeden “Kesin böyle” yaftası mesleki ağırlığa yakışmıyor.

Basının aşırı siyasallaşması da toplum önündeki değerimizi zedeliyor.

X partisine oy veren vatandaş sadece o partinin kanalını izliyor, Y partisine oy veren vatandaş sadece o partinin gazetesini okuyor…

Bu da yine bizim bile isteye yaptığımız bir sınıflandırma oldu.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu mu olur, yoksa düşünmemiz mi gerekir orası size kalmış…

Çünkü tek mesleği bu olup sahada alın teri döken gerçek gazetecilerin sayısı bir hayli az.

Kalemi bükülmeyenlerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar