TOPLUM YAŞAM 

GİDERKEN BİLE BİRLEŞTİRDİN

Babayiğit bir kadın…

Babadan daha baba, yiğit kadar da yürekli.

Mersin’in Lina Abla’sı.

Bu satırları yazacağım zamanın biraz daha geç olmasını isterdim. Seninle tanıştığımız gün, gözümün önüne gelip durdu naaşına bakarken…

– Adın ne senin?

– Melodi benim ismim, Lina Abla.

– Ne güzel ismin varmış senin, insanın ismini söyleyip durası geliyor…

Biz böyle tanışmıştık Lina Abla ile. Mezarlıkta, bir yayın öncesi…

Çoğu Mersinli tanıyor, ben bir kez daha anlatacağım satırlarımda.

Mersin’de 23 yıldır dinlerarası buluşmayı sağlayan bir öncüydü Lina Nasif.

– Lina Nasif –

Dinlerin ayrıştırmadığını, aksine tek bir yürekte toplandığını savunan biriydi… Her kurban bayramının ilk günü şehir mezarlığında Müslüman ve Hıristiyan din insanlarını buluşturuyordu.

Mersin için ömrünü adadı” ifadesinin vücut bulmuş haliydi Lina Abla’mız. İyiye dair ne varsa onda toplanmıştı.

Bir insan herkesin yardımına koşabilir mi?

O koşuyordu işte!

Babayiğit Lina…

Kaşlarını çattığı zaman da çatardı hani; çünkü haklı olurdu.

Kötünün yeri, oluşumu, kabullenilişi yoktu, olamazdı!

İmrenilecek başarılara ve azme sahiptin, Lina Abla. Gıpta ile baktığımız, saygımızdan titrediğimizdin sen!

Yağmurda yol boyunca sana veda edecek olmanın burukluğunu düşündüm.

Vedalaşmaya yürüdük o yağmurda…

Gökyüzü sevincinden, biz hüznümüzden ıslanıyorduk.

En sevdiklerin gökyüzünde sana “Hoş geldin” derken, biz ise yağmurla sana “Elveda” dedik.

Kiliseden içeri girdiğimde fotoğrafınla göz göze geldik. Yüzündeki her bir kırışıklık bizim eserimizdi…

Memleketin gelişmesi için sarf ettiğin yıllarının yorgunluğuydu.

Hoşgörülü Lina…

Şehrin sorumluluğu ile 80 yıl geçmiş bir ömür. Kendi ailesinde de babasının vefatından sonra sorumluluğu almış Lina. Evin her şeyi o olmuş…

Sahiplenme içdürtüsü temelden geliyor. İnsanları ne olduğunu sorgulamadan sahiplendi.

Barıştırdı, kaynaştırdı, tertemiz bir iz bıraktı…

Sen törende hepimizi izledin. Ruhumuza sarıldın belki.

Ah Lina Abla!

Bir yanımız eksik değil, bomboş kaldı. Ne çok sevenin varmış… Aksi düşünülemez!

Şair Lina’mız…

Kelimeler, artık sensiz Mersin’i yazacak. Mersin tarihinin efsane ismi nesilden nesle anlatılacak.

Samimi ve birleştirici gücün bizlere yol açacak.

Kilisedeki çanlar, insanlığa bıraktığın güzellikler için çalacak.

Bıraktığın güzelliklerin bozulmaması için gözümüz hep kentin üzerinde olacak.

Alkışlarla uğurladığımız edebiyatçı Lina Abla’mız, mücadelen birçok yazıya, kaleme ilham olacak…

Giderken bile dinleri buluşturdun.

Derin bir hüzün var içimde…

Keşke daha çok vakit geçirebilmiş olsaydık.

Barış elçimiz…

Huzura erdiğin yerde de izle bizi…

Hoşça kal…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar