EN SEVDİĞİMİZİ KAYBETTİK, İÇİMİZ YANDI…
-MERSİN-
Çok küçük yaşlarda şarkılarıyla tanıştık çoğumuz ve büyüdükçe “Ferdici” olduk…
Çukurova toprağının yetiştirdiği Ferdi Tayfur geride binlerce evladını bırakarak göçüp gitti…
O da gitti…
Çocukluğumuz…
Gençliğimiz…
Yaşadığımız sevinçleri, acıları, vazgeçişleri de aldı gitti…
Gülhane Parkı’nda verdiği konser, katılımcı sayısının rekorunu elden bırakmamış; Türkiye’de en çok hayran kitlesi olan sanatçı olmuştu.
Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlık Taşçı köyünde dünyaya açtığı gözlerini; Antalya’da tedavi gördüğü hastanede yumdu.
Bu gidiş hiç yakışmadı, “Emmoğlu”!
Şarkılarını kimden dinlesek asla sen gibi sızlatmadı ve sızlatmayacak içimizi…
Yaşamı zordu.
Yoksa arabeskçi nasıl olurdu?
Fakir bir ailede yetişmiş; babası bir pavyon çıkışında öldürülmüş, ailesinin boğazından bir lokma ekmek geçsin diye çiftliklerde çocuk yaşında çalışmış…
Hayat bu, devam ediyor ya üvey babayla tanışmış.
Üvey babanın dramını müziğe sarılarak yenmek istemiş…
Adana’da bir gazete kupüründe tesadüf eseri ilanı görür.
Adana Radyosu’nun müzik yarışmasını öğrenen Ferdi Tayfur, yarışmaya katılır…
Üvey babası, Ferdi’nin şarkı söylemesini hiç istemez ama o yılmaz…
Düşer gurbetin yollarına…
Adana nere, İstanbul nere?
İstanbul Lunapark Gazinosu, Ferdi Tayfur’a kapılarını açar ve bağlama çalmaya başlar…
İlk plağı ‘Leyla/Aşkınla Öldürdün Beni’ ile “Ben şarkı söyleyeceğim” der…
Ama öyle bir şarkıyla yıldızını parlatır ki “Sen ne yaptın?” derler.
Elbette ‘Huzurum Kalmadı’ şarkısıdır.
Huzuru olan da olmayan da bu şarkıyı mırıldanır…
Sanatçı olabilmek böyledir işte; iz bırakmak, gitsen bile yaşıyormuşçasına eserlerini ayakta tutabilmektir.
Bizim bir yanımız gitti.
Hayal kurarken dinlediğimiz şarkılarının sesi artık daha açık olacak, Ferdi Baba…
Bizim sokaklarda el ele tutuşmalar yerini ayrılıklara bıraktı…
Yüreğimizdeki yara daha da açıldı…
Bir garip öldü de yasına geleceğiz…
Sevda yelleri yine esecek ruhunda, biliriz…
Bu diyardan küs olarak göçüp gittiklerin var.
İçin yana yana sustukların; hayırsız diye sitemlerin var!
Beni tanıyan herkes bilir, seni nasıl sevdiğimi.
Sabaha senle başlar, işlerimi seninle yapar, yolu seninle tamamlardım…
Aykut Ağabey’imle ne zaman görüşsek “Bizim kıza selam söyle” derdin ve alırdım selamını.
Sen; biz Çukurova insanının ilacıydın, Ferdi Baba’m…
Şimdi söyle, “biter mi bu hasret”?
Vatanına milletine olan tutkun kimilerini rahatsız etse de “Türk milliyetçisiyim” derdin gururla…
Sen Türk halkının öz sesinin!
Bağrımızın koru; kalbimizin Ferdi’sisin…
Cennet mekân yerindir…
Müslüm Baba’ya selam söyle…