POLİTİKA 

BİZİMKİ BİR MİSAFİR GERÇEĞİ

2011 yılından bugüne kadar Türkiye olarak hem vicdanlı hem kendimizden çok misafirimizi düşünen bir millet olduğumuzu kanıtladık.

Suriye’deki iç savaştan kaçanlar soluğu Türkiye’de aldı. Önce kamptalardı, sonra kiralık evlere geçtiler, iş kurdular, gayrimenkul aldılar, sattılar… Nüfus sayıları artmaya başladı; hal böyle olunca düşük ücretler ile çalışmalar, zengin kesiminin yüksek fiyatla evlerde oturması…

Geçim derdi almış başını giderken Türkiye vatandaşı daha çok işsiz kalmaya başladı. Mersin’in merkez ilçelerinin bazı mahallelerinde Türkçe konuşana rastlayınca hayretle birbirine bakıyor insanlar. Bu Hatay, Adana, Gaziantep’te de böyle.

İnanç, giyim kuşam ile yargılanamaz kimse; lakin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kara çarşafı kaldırdığı, kılık kıyafet devrimi getirdiği bu ülkede şu an kara çarşaflı milyonlarca misafirimiz var. Gözleri bile görünmeyenler var ya onlardan bahsediyorum.

Şam” rüzgârı esiyor memleketimin bazı yerlerinde…

Ülke kültürel yozlaşma gerçeğini iliklerine kadar hissediyor günümüzde.

Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lüftü Savaş, gerçeklik payının yüksek olabileceği bir söylemde bulundu geçtiğimiz günlerde, “Hatay’da doğan 4 çocuktan 3’ü Suriyeli” dedi. Ardından hemen soruşturmalar, suç duyuruları…

Bu ülkenin mülteci meselesi gizlenip örtbas edilemeyecek kadar aşikârdır. 1 milyon 670 bin nüfuslu Hatay’da kayıtlı ve kayıt dışı toplamda 800 bine yakın Suriyelinin yaşadığını söyleyen Lütfü Savaş, halkı tahrikten dolayı soruşturmaya maruz kalıyor, iyi mi?

Hatay’ın çoğunluğu Arapça lisanını bilen bir kesimdir, bu kabul. Ama orada Suriyeli kültürü yaygınlaştırılamaz, Suriyeliye göre hareket edip o kültürü benimseyemez bir Hataylı.

Geçtiğimiz zamanlarda SuriyeliTürk kavgalarını çok konuştuk ve haber yaptık…

Tamam, biz misafirperveriz; ama misafir de misafirliğini bilmeli, önemli nokta bu.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer de bir paylaşımda bulundu ve “Mersin’in yüzde 20’si Suriyeli. Kısıtlı desteklerle bu yükü taşıyoruz. Irkçılığa da karşıyım, ‘kasaba kurnazı’ günübirlik politikalara da. Suriye’de barış yakındır. Eminim ki onlar da vatanlarına dönmek istiyor” dedi.

Kasaba kurnazı” günübirlik politikalar…

Lütfü Savaş ile başlayıp ve Vahap Seçer’in bu paylaşımı ile devam eden meselenin ana nedeni Reisicumhurun “Göndermeyeceğiz” çıkışının yankıları…

Neden göndermeyeceğiz?

Dönmek isteyen, bırakın gitsin!

Doğduğu toprakları korumayı bilebilsinler… Bizlerden iyi ders almış olmaları lazım 11 yılda, kendi yurttaşları için verdiğimiz şehitlerimiz ile…

Bazı kesim şu serzenişte: “Kendi ülkemizde mülteci gibiyiz”… Bu, vatandaşın kendini güvensiz hissetmesine neden olur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Göndermeyeceğiz” çıkışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu direkt seçim göndermesi yaptı:

Onlara vatandaşlık verip oy kullandırarak koltuğunu mu korumaya çalışıyorsun?

Beş yılı dolduranların çoğu vatandaşlık hakkı elde ediyor ya zaten…

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözü söylerken kendi vatandaşına neden sormuyor? E, hani biz artık sığınmacı yükünü kaldıramıyorduk?

Sulhun sağlandığı yerlere uğurlayalım misafirlerimizi, su dökeriz arkalarından.

Nasıl olsa bayram tatilleri için gidip geri geliyorlar Türkiye’ye…

Burası vatan, kardeşim, tatil köyü değil!” sözleriyle sitem etti Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ.

Korkusuzca çocuk yaşlarına rağmen cephede düşmanla çarpışıp kanının son damlasına kadar vatanını koruyup savunanların ülkesidir Türkiye!

Seçim kanunu değişikliği üstüne “Göndermeyeceğiz” sözleri hedefin nasıl bir 2023 olduğunu az çok kafalarda oluşturuyor.

Türkiye’nin her gerçek ve resmi kayıtlı ferdi sağlam bir vatanseverdir.

Bu toprakların örfü, âdeti, milli görüşü ile oynanamaz!

Biz hiçbir zaman dışlamadık misafirlerimizi…

Sadece bu yük artık taşınabilir boyutta değil…

Türkiye’de iş arayan milyonlarca işsizin ahı, yüksek kira bedellerinden nasibini alan vatandaşın isyanı, kısıtlı bütçelerle şehirleri, ilçeleri yönetmeye çalışan yöneticilerin çağrısı görmezden gelinemez, bu çağrılara kulak kapatılamaz.

Bunları dillendiren belediye başkanlarına soruşturma açıp parmak sallamak yerine siyasi parti gözetmeksizin ortak akılla çözülse ya mülteci sorunu.

Kendi vatandaşını değersizleştirmek doğru olmadığı gibi ülkeyi ideolojik ayrıma sürüklüyor yaşananlar… Farkına varılabilmesi ümidi ile…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar