BİZ BU DEĞİLİZ!
-MERSİN-
Diyarbakır’dan Tekirdağ’a uzanan bir utanç silsilesine şahit oluyoruz ülke olarak…
Biri 8 yaşındaki Narin’i canice katletti, diğeri 2 yaşındaki Sıla bebeği istismar etti…
“Yansın dünya” desek de birilerinin günahları örtbas ediliyor!
Narin cinayeti 85 milyona ders niteliği taşırken toplumun sapkınlığının geldiği boyutu gözler önüne seriyor.
İddialar korkunç ve bizim alıştığımız toplum yapısına olabildiğince aykırı!
Annenin timsah gözyaşları, babanın “Beni öldürselerdi” keşkeleri, ağabeyinin tutarsız ifadeleri, yengenin dahi gözaltına alınması durumun ne denli vahim olduğunu gösteriyor.
İnsanın şöyle diyesi geliyor: “Ulan, 8 yaşındaki el kadar çocuktan 25-26 kişi ne istediniz?”
8 yaşınızı hatırlasanıza…
Neler yapardınız?
Okula gitmek, oyun oynamaktan ya da yaramazlık yapmaktan başka!
Takdiri ilahi olmadığı müddetçe ölmez, öldürülmez 8 yaşındaki sabi!
Mezarına gelip kapanan sınıf arkadaşlarının yaktığı ağıtlar bir ömür yakanızda olsun!
Masum bir çocuğu vahşice katleden zihniyeti hangi ceza paklar?
Paklanması düşünülemez; ancak Narin yavrumuzun ruhunun rahatça uyuması için caydırıcı bir ceza olmalı!
Yok, “Bizlerin bazen bilmediği, bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var; çünkü aile, bizim dostlarımızdır”; yok, “Aile o partici, bu partici olduğu için” gibi saçma sapan ve kabul edilmeyecek hiçbir açıklama Narin cinayetini aydınlatmaz!
Narin’in daha toprağı kurumamışken bir vahşet haberi de Tekirdağ’dan geldi.
Doğru olmamasını çok diledik ancak 2 yaşındaki Sıla bebek hem istismara uğramıştı hem de darp edilmişti.
Kanımız dondu, yüreğimiz kordu daha da kavruldu!
Bizim ülkemizdeki çocuklarımızın başına neden böyle şeyler geliyor?
Ailelerin ruh sağlığı irdelenmediği ve geçmiş öykülerinin bilinmeden üremelerine izin verildiği için olabilir mi?
Sen ne biçim annesin ki 13-14 yaşındaki çocukların bebeğini istismar etmesine seyirci kalıyorsun?
Sen ne biçim annesin ki 2 yaşındaki bebeğini üvey babasının istismar etmesine gülüp geçiyorsun?
2 yaşındaki bebek size ne anımsatır?
Sapkın değilseniz yanıt şudur:
Ağlar susturursun, acıkır doyurursun, mızmızlanır oyunlar oynarsın!
2 yaşındaki bebeği istismar etmezsin, dişlemezsin, sağını solunu morartmazsın!
Beyin kanaması geçirmesine vesile olmazsın!
İpin ucu çoktan kaçtı!
Çocuklarımız öldürülüyor, bebeklerimiz istismar ediliyor, kadınlarımız yol ortasında tek kurşunla hedef alınıyor, gençlerimizin çoğu intihara meyilli…
Bir sorun var ve acilen çözülmesi gerekiyor.
Kalıcı çözümle bu utanç verici hadiselerin son bulması sağlanmalı.
Türkiye’deki çocuk cinayetlerini diğer ülkelerle hiç boşa kıyaslamayın; çünkü diğer ülkelerin de kalır yanı yok.
En azından bizim ülkemizdeki cinayetler faili meçhul olarak kalmıyor…
Acı ki “En azından çocuğumun mezarı var” avuntusu yüreğe yara bandı oluyor bizim ülkemizde.
Dünya genelinde çocuklarımız güvende değil…
Ya savaşta ölüyorlar ya da kendi öz aileleri tarafından savaştan da beter şekilde katlediliyorlar!
Satırlarımı okurken içinizin karardığını çok iyi biliyorum ancak hepimiz aynı durumdayız inanın ki…
Nerede o güvenle çocukların aile büyüklerine emanet edildiği günler?
Mahallede büyükler başımızı okşayıp kucağına aldığında annemiz hiçbir şüphe duymazdı…
Şimdi masumca sevmek istesen anında işaretleniyorsun.
Bu utanç 85 milyona yetmeli!
Öz anne ve baba çocuğuna etmediğini bırakmıyor, kaldı ki başka biri neler yapmaz.
Yapıyorlar, efendim…
Aç aç öldürüyorlar…
Evlerine füze yağdırıyorlar…
Gözlerinin önünde annelerine kıyıyorlar…
Taciz ediyorlar…
Kimi zaman bir mezarı bile çok görüyorlar!
Narin ve Sıla bebek artık çocuk cinayetleri ve istismar vakalarında dönüm noktası olmalı.
Bu iş kınamanın da ötesinde artık!
Herkes çıkıp aynı cümleyi, kelimelerin yerini değiştirerek kuruyor ve ŞİDDETLE KINIYOR!
“Son bulması için gerekirse rafa kaldırılan cezaları getireceğiz” diyen yok!
Gözdağı veren yok!
Katiller ve caniler o kadar alışmışlar ki “Bize bir şey olmaz” özgüveniyle elini kolunu sallaya sallaya cinayet işliyor.
Artık bir şey olsun ve çocuklarımız çocukluğunu yaşayarak öğrensin…
Narinler geri gelmez belki ama yeni bir Narin vakası engellenebilir!
Sıla bebeğin başına gelenler yaşanılmamış sayılamaz belki ama sapkın zihniyetler toplumdan saf dışı bırakılabilir…
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “vatanı korumak, çocukları korumakla başlar”…