‘ADANA MATBAA MAKİNESİ’NİN ADI NEREDEN GELİYOR?
-ADANA-
İnsanlık tarihini değiştiren en önemli buluşlardan birisi de matbaadır. Her ne kadar bizler matbaayı bulan kişi olarak Gutenberg ismini ezberlemiş olsak da, tarihte ilk matbaacılık tekniklerinin Çinliler tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Çinlilerin insanlık tarihine 4 önemli buluş kazandırdığı söylenir. Bunlardan en önemlisi ve ilki kâğıttır. Diğerleri ise baskı makinesini geliştirmeleri, pusulayı ve barutu bulmalarıdır. M.S. 48-118 yılları arasında kâğıdı bulan Çinlilerin matbaayı da geliştirmiş olmaları normal karşılanabilir. Pek çok kaynağa göre 593 yılında Çinliler matbaa makinesini kullanmışlardır. Çinliler ilk matbaada ağaç oyma tekniği kullanmışlar, yine ilk basılı gazeteyi Çinliler çıkarmışlardır. Yıllar sonra Kore’de bulunan ve Çin’de 704-751 yılları arasında basıldığı düşünülen Budist eserler bunu doğrulamaktadır. Pi Sheng adındaki bir Çinlinin porselenden harfler kullanıp bunları teker teker dökerek baskı yapmayı denediği, tarih sayfalarında yer alır. Pi Sheng hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. 1034-1048 yılları arasında bir dönemde bu yeni tekniği kullandığı tahmin ediliyor. Kumaşa ve ağaç kalıplara baskılar sonraki dönemlerde Uygurlar, Mısır ve Arap dünyasında da görülür. Avrupa’nın bu tekniği geliştirmesi 15’inci yüzyılda Hollanda’da gerçekleşir. 1450’de Gutenberg metal harflerle basım tekniğini bulur ve matbaaya uygular. Tipo baskı denilen bu teknik, modern matbaacılığın başlangıç noktasını teşkil eder. Osmanlı ise 233 yıl gecikme ile bu teknolojiye izin verdi.
Bu yazımız, matbaanın tarihçesini yakından ilgilendiriyor. Bir kişinin yarattığı bir marka ve marka isminin hikâyesini ele alacağız.
Yazımızın kahramanı Donald Affleck Aspinall, 1899’da Güney Kensington’da doğdu. Babalarının aileyi terk etmesi sonucunda annesi 7 yaşındaki Aspinall, kardeşleri John ve Cecil’i yalnız büyütmek zorunda kaldı. Oldukça zor bir çocukluk dönemi geçirdi. Daha 18 yaşına yeni girmişken tahminlere göre yaşını da büyük beyan ederek Birinci Dünya Savaşı Dönemi’nde orduya yazılır. Ancak bir yıl sonra geri gönderilir. İyileşme sürecinde evinde sürekli olarak bir baskı makinesi üzerinde çalışır. Hobisini iş haline getirmek üzere 1922 yılında bir ajans kurar. Ancak mali açıdan oldukça zor durumdadır. İşte, bu süreçte uzun yıllar ortaklık yapacağı mühendis Frederick Ayers devreye girer.
Tasarladığı matbaa makinesi için parça tedarik eden Ayers ile 1923 yılında ortak olurlar. Ayers sadece para koyan bir ortak değildir. Aynı zamanda tasarımlar konusunda Aspinall’ın en büyük yardımcısıdır. Başlangıçta büyük tepki alırlar. Matbaa ile amatör kullanıcıların işi olmadığı söylenir. Ancak Aspinall kararlıdır. Dev makineler küçülerek meraklılar için evlere kadar girecektir. Londra yakınlarındaki yaşadıkları Twickenham’daki tesislerinde o güne kadar üretilen dev makinelerin aksine minik hobi matbaa makinesi üretimi ile büyük şöhret kazanırlar ve bu alanda bir çığır açarlar.
1928’de Dorothy Lucas’la evlenir ve Robert ve Diana isimli iki çocuğu olur. Şirket düzenli olarak piyasaya yeni modeller çıkarmakta, Londra ve Manchester’da açılan showroomlar ve New York ve Batı Avustralya’da resmi distribütörlerle aranan bir marka haline gelir.
Ancak İkinci Dünya Savaşı yaklaştıkça ekonomik sıkıntılar artar. Alacaklılar artık kapıdadır. Alacaklıların da katıldığı bir toplantı sonrasında şirketi tüm varlıkları ile beraber ortağı Frederick Ayers’e oldukça düşük bir fiyatla satar. 1946 yılında firma limited şirket olarak yeniden faaliyete başlar. 1948’de Aspinall hayatını kaybetmiştir. Ölümüne kadar eski ortağı Ayers ile görüşürler ve sürekli fikir alışverişinde bulunurlar. Şirket 1952 yılına gelindiğinde yeniden büyüme trendine girmiştir. İtalya, Türkiye, Yunanistan, Hindistan, Finlandiya ve Kanada’da distribütörlük vermiştir. Dünyada yaklaşık 100 ülkede ürünleri satılır hale gelmiştir. Şirket, 1990 yılına kadar faaliyetlerini sürdürür. Özellikle 1980 sonrası yeni gelişmeler ve teknolojik değişimler şirketi zora sokmuştur. Ürünlerinin modası geçmiştir ve pazarı kaybetmeye başlamışlardır. 1990 yılında ise şirketi Caslon Ltd. tarafından satın alınır. Yeni şirket, firmanın klasik hobi baskı makinelerine destek vermeye devam eder. Parça tedarik eder. Çünkü hâlâ o minik makineler ilgi görmektedir. Meraklılar, profesyoneller, üniversiteler talep etmektedir. 1922-1999 yılları arasında Twickenham’da üretilen makineler artık Japonya’da üretilmektedir. Yeni teknolojiye ayak uydurmuş efsane makine, 2016’da yeniden üretilmeye başlanır.
Şu ana kadar hobi baskı makinesi olarak bahsettiğimiz modelin adı ‘Adana’dır. Aspinall’ın 1922’de Londra yakınlarında Twickenham’da kurduğu şirketin adı ise ‘Adana Ajansı’dır.
“Neden Adana?” sorusunun yanıtını aramaya koyulduğumda ise, başlangıçta kayda değer bir bilgiye ulaşamadım. Oğlunun yıllar sonra bir gazete röportajında bu soruyu yönelten gazeteciye verdiği cevap ise tatmin edici gelmemişti. “Söylenmesi kolay olduğu için ve aile isimlerimizin baş harflerinden üretildi” diyordu. Donald Affleck Aspinall isminde Adana’nın 3 harfi vardı. Eşi Dorothy Lucas ve çocukları Robert ve Diana’nın baş harflerinden ise ‘Adana’ kelimesi çıkmıyordu.
Araştırmaya devam edince bu konuda başka bir bilgi ile karşılaştım. California Üniversitesi tarafından 1973, 1974 ve 1978 yıllarında yayınlanan ‘Printing Presses: History and Development from the Fifteenth Century to Modern Times’ isimli, matbaanın tarih ve gelişimini 15’inci yüzyıldan modern zamanlara kadar inceleyen James Moran’ın kitabının 242 ve 245’inci sayfalarında konuya açıklık getiriliyordu.
Kitapta Aspinall’in savaş döneminde geçirdiği bir hastalıktan ötürü emekli edilerek geri gönderildiği söyleniyor. Bu da bize Aspinall’in orduya katılması ve dönüşü arasında neden bir yıl gibi kısa bir süre olduğunu açıklıyor. Aspinall’in asker olarak hizmet ettiği Birinci Dünya Savaşı Dönemi’nde yazarın tarifi ile tarihte haçlı seferlerinin de hedefi olan antik bir şehir olan Adana’da bulunduğu belirtiliyor. Yazara göre Aspinall, kendi adıyla ‘Adana’ adı arasında benzerlik kurmakta, aynı zamanda yaşadığı kasaba Twickenham ile Adana’yı birbirine benzetmektedir. Ayrıca pek çok açık kaynakta Aspinall, kendisini ‘Mr. Adana’ olarak isimlendirmekte ve öyle çağrılmasını istemektedir. Bu nedenle de ülkesine döndüğünde kurduğu şirkete ve geliştirdiği ürüne ‘Adana’ adını vermiştir.
Uzun yıllar boyunca matbaa sektöründe çığır açan ‘Adana’ modelinin adını Adana ilinden esinlenerek aldığı böylece ortaya çıkmaktadır.
Twickenham, Londra merkezinin 16 kilometre batısında yer alıyor ve Adana’nın Seyhan Nehri üzerinde yer alması gibi Thames Nehri üzerinde bulunuyor. Çevresi pek çok sayıda tarihi bina ile çevrili. Peki, gerçekten Aspinall’in büyüdüğü, yaşadığı ve yıllar boyunca makinesini ürettiği Twickenham ile Adana arasında o yıllarda bir benzerlik var mıydı? Bunu anlamanın yolu iki kentin eski fotoğraflarına bakmaktan geçiyor. Birkaç fotoğraf ile benzerlik olup olmadığını ise okuyucuya bırakalım.