YAŞAM 

HER GÜN DÜNÜN AYNISI MI?

Gün aymadan henüz “Günaydın” demek saçma bir eylemdir. Ama var hâlâ hava kararmadan “İyi akşamlar” diyen insanlar. Hava kararmadı diye akşam olmadı demek değildir bu. Gün aymadan “Günaydın” demek saçmalıktır ama.

Niye devam ediyorlar hâlâ yürümeye? Bir işe yarar sanıyorlar. “Her gün dünün aynısı” diyorlar oysaki her gün farklı kaldırım taşına basıyorlar, aynı kaldırımdan yürüseler de her gün farklı bir kuş uçuyor başlarının üstünden ve böyle böyle çoğaltılabilir bütün bunlar. Öyleyse nasıl her gün, dünün aynısı olur?

Bir çöpçüye rastladım önceki günlerde. Ne kadar önceki? Oldu birkaç yıl. “Ne oldu, gemilerin mi battı?” dedi bana. “Olmayan gemilerim nasıl batsın, beyefendi?” diyemedim tabii. Güldüm geçtim.

Çok mu kederli duruyorum oradan bakınca? Karadeniz’den otobüsle geçtim yalnızca. Bir tokat at bana, şöyle aklımı baştan atan cinslerden olsun. “Canın acırsa ya?” İnan bana, daha acı tokatlar yedim hayattan. Koymaz şimdi bu bana. (Vurur.) “Acıdı mı?” Hissetmedim bile. Aklı baştan atamadın o zaman. Maalesef.

Baksana şu insanlara, havada nasıl da asılı kalmışlar? Yalnız hepsi aynı, niye bazısı daha yukarıda? Hiyerarşik bir şey o. Doldurmak için gökyüzünü, yukardakiler ezmişler bütün kafaları. Ezdirmeselermiş kendilerini. Ruhları ezikken bedenleri nasıl yüce olsun? Yukardakiler yüce mi yani? Onlar daha ezik ezilmişlerden.

Dur diyecek misin artık bütün bunlara? Diyebilirim aslında, gücüm var ona ama alıkoymasınlar istiyorum beni hayattan boynuma geçirilmiş bir ip yüzünden. Fedakâr değilsin o zaman. Bir avuç akılsız için neden yürüyeyim sonsuzluğa? Ya senin sayende akıllanırlarsa? Akıllanmazlar, beyefendi. İlk cellat bana gönderilmedi. İnanmıyorsan ne uğruna yaşıyorsun hâlâ? İnanmadığım şeyler uğruna ölmek aptallık değil midir? Değer bilmeyeceklerse, birkaç gün üzülüp sonra unutacaklarsa neden kıyayım kendi canıma? Değer mi bilmiyorsun, yani öyle mi? Değer mi biliyorum, değmez bu mahlûklara.

Bencil misin sen biraz? Herkesten daha fazla. Farkında mısın, dilencilerden boş cebin? Daha fakir değil yalnız ruhum, buna dikkat edin. Bir barakada da yaşamayı kabullenebilir misin? Büyük mü Büyük İskender gelse bile “Güneşimi kapatma” derim!

Biliyorum, günün birinde öldüreceksin kendini, adı kitaplara yazılmayan o filozof gibi. Biliyorum yaşadıktan sonra kendim geçireceğim o ipi boynuma. Hayır, hayır, ip olmayacak senin nefesini kesen, kendin sıkacaksın boğazını. Hani insan öldüremezdi kendini boğarak? Daha önce yapılmış, neden olmasın ki?

Hadi lan, oradan! Kim yapmış? Adı kitaplarda geçmeyen adam. Peki, sen nerden öğrendin bunu? Kitabın birinden. Hadi lan, oradan! Dalgacı Mahmut musun sen? E, bu da benim vazifem!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar