KÜLTÜR-SANAT 

İNSANI İNSANA İNSANCA ANLATABİLMEK / ‘SHTISEL’

Yar. 11:1 “Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşup aynı sözleri kullanırdı.” – Tevrat, Yaratılış

Dünya çok değişti”… Bu cümleyi uzun zamandır neredeyse herkesten duyuyorum. Birileri sürekli kötü günlerden, kötü zamanlardan geçtiğimizi, insanlık duygumuzu kaybetmeye başladığımızı söylüyor; ama kimse bu kötülük merdivenlerine bir basamağı da kendisinin eklediğinin farkında olmuyor, olamıyor… Bana göre somut kötülükler (değerli bir eşyayı çalmak, bir canlıya zarar vermek) ne kadar kötüyse; bir ruha, bir kalbe, bir insanın benliğine sözlerle, delici ve kırıcı bakışlarla, ayırıcı ve nefret dolu ifadelerle kötülük yapmak çok daha derin, çok daha karanlık bir kötülüktür. Özellikle de hiç tanımadığımız, bilmediğimiz, bilmeye de tanımaya da çaba harcamadan ucuz yargılarla hükümlerde bulunduğumuz milletlere ve kültürlere yaptığımız, herkesi de kendimiz gibi düşünmeye ve yargıda bulunmaya zorladığımız bir virüs kadar hızlı yayılan kötülükler…

Bu kesin hükümlülükler ve fikirsel çatışmalarla boğuştuğum şu günlerde evren yine bana çok güzel kartlar dağıttı ve beni bambaşka yerlere, bambaşka insanlara götüren bir varoluş hikâyesiyle tanışmamı sağladı. Büyük gürültülere ve magazinsel kaygılara gerek duymadan birçok eve, birçok yüreğe yerleşmeyi başaran bu hikâye, Netflix’in evrensel bir konuyu sıcacık bir anlatımla bizlere sunmayı başardığı en özel işlerinden biri.

Akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver. Yoksa kendini bilge sanır.” (Tevrat, Levililer)

SAVAŞ YOK, KAVGA YOK, KAOS YOK

Ama siz kötülük ektiniz. Fesat biçtiniz. Yalanın meyvesini yediniz. Çünkü kendi yolunuza, yiğitlerinizin çokluğuna güvendiniz.” (Tevrat, Yaratılış)

Bize Kudüs’ün en güzel yerlerinden, insanlarından manzaralar sunan ‘Shtisel’ dizisi, Yahudileri ve onların içerisinde okumaya, izlemeye, anlamaya ve anlatmaya en açık olan Haredi mezhebini, bu mezhepteki insanları anlatıyor.

Bu dizide gökte uçan ejderhalar, bitmek bilmeyen savaşlar, kavgalar, kaoslar, yoğun olay dinamizmleri yok. Bu dizide insan olma çabası var. Hatta bunun da ötesinde, insanı insana insanca anlatabilmenin o karşı koyulamaz büyüsü ve tılsımı var. Ve bu tılsım o kadar kuvvetli ki izlediğim her bölümde kendimi; kendi insanlığımı ve insanlarımı sorgularken buldum.

DALLARIMIZ AYRI OLSA DA KÖKÜMÜZÜN AYNI OLDUĞUNA İNANDIĞIM BİR AİLE: SHTISEL AİLESİ

Kudüs’te tanınan, oldukça da sevilen hahamlardan biri olan Shulem Shtisel, oldukça kalabalık bir aileye sahiptir. Birçok çocuğu ve torunu vardır. Karısını yeni kaybetmiştir, ailenin en küçük bireyi Akiva ile birlikte sade bir mahallede, sade bir evde, sade ama anlamlı bir hayat yaşamaya çalışmaktadır. Haham Shulem Shtisel’in hayatta iki büyük gayesi vardır: Ailesini güven, inanç ve sadakat bağlarıyla bir arada tutabilmek ve inancının yükümlülüklerini özgür bir şekilde yerine getirebilmek.

Paranın ya da gücün değil, saf sevginin bir arada tuttuğu bu ailedeki her birey kendi içinde bambaşka içsel yolculuklar yaşar. Dizinin ana karakterlerinden biri olan Akiva, babasına ve doğup büyüdüğü kültüre gönülden bağlı olsa da kendi yolundan gidebilecek cesareti içinde daima taşır. Birileri sürekli babası gibi kendisini kutsal kitaba adayıp haham olması gerektiğini söyleyip dururken, o kendinden bir parça olarak gördüğü resim yapma arzusundan asla vazgeçmez. Evliliğe bir gelenek ve görev penceresinden değil, birine deli gibi âşık olacağı bir pencereden bakar. Akiva ailenin farklılığı, farkındalığıdır…

Ailenin en güçlü kadınlarından biri olan Giti, sahip olduğu mutlulukları kaybetmemek için kendi içinde büyük bir savaş verir. Hani bazen gerçekler canımızı çok acıtır, biz de kendi gerçekliğimizi yaratmaya çalışırız ya, işte, Giti de kendi gerçeği ve hayatın gerçekleri arasında sıkışıp kalmış, herkese “Korkmayın, asla yalnız değilsiniz” diyen bir karakter.

Kötü kişi kendisini kovalayan olmasa bile kaçar. Doğrularsa genç aslan gibi yüreklidir.” (Tevrat, Levililer)

ZAMANA ASLA YENİLMEYEN BİR HALK: HAREDİLER

Shtisel’ dizisinin özüne anlam veren Harediler, Yahudiliğin “ultra Ortodoks” mezheplerinden biridir. “Dindar, dinine ve inançlarına mutlak bağlı olan” anlamına gelen Harediler, zaman akıp geçse de aynı kalmaya, yaşam ve inanç ilkelerini asla kaybetmemeye çalışmışlardır. İçinde bulundukları mezhebin gerekliliklerini kendilerine bahşedilmiş bir onur olarak gören Harediler, dizide Shtisel ailesi üzerinden bizlere anlatılıyor ve bu anlatım ne çok aşırı ne de çok uzak, yani tam da olması gerektiği gibi!

Harediler, modernleşme adı altında topluma dayatılan değişimlere ve asimilasyonlara karşı dünyayla ilişkilerini hep en az düzeyde tutmuşlardır. Bu yüzden kendileriyle aynı görüşe sahip olan insanların içinde olduğu mahallelerde yaşamışlar, çocuklarını da bu değerlere sahip okullara göndermişlerdir.Shtisel’ dizisinde de hahamından kırtasiyecisine, terzisinden bankacısına kadar Haredi ağırlıklı bir mahalle görüyoruz. Yine Haredi çocuklarının ilkokuldan sonra eğitim gördükleri yer Yahudi Yüksek Okulu, yani Yeşova’dır. ‘Shtisel’ dizisinde de Yeşova’yı sıkça görmekteyiz. Hatta Yeşova’da geçen sahneler dizinin ana olay örgüsünün temsil edildiği yerlerden biri. Dizide okuldaki derslerin adından içeriğine en ince ayrıntısına kadar yer veriliyor. Yeşova’nın temel eğitim programlarını ‘Mişna’, ‘Talmud’ ve ‘Ahlak’ dersleri oluşturur. Mişna, Yahudi şifahi yasasının öğretimidir. Sina Dağı’nda Hz. Musa’ya verilen vahiylerin derlenmiş hali olarak kabul edilir. Harediler çok küçük yaşlarda Mişna’yı öğrenmeye başlarlar. Talmud, Yahudilerin binlerce yıl öncesine uzanan adetlerinin ve geleneklerinin derlenmiş halidir. Tevrat’ı yorumlamak için Talmud’da çok iyi olmak gerekir. Ahlak ise, iyi ve inançlı bir Yahudi olabilme eğitimini kapsar. Talmud ve Ahlak derslerini geçemeyen bir Haredi, toplum tarafından asla kabul görmez. ‘Shtisel’, bir Yeşova öğrencisinin eğitim sürecini tüm şeffaflığıyla izleyiciye aktarıyor.

Harediler, kendilerini kutsal kitapları olan Tevrat’ın koruyucuları olarak görürler. Evlerinin girişlerinde, salonunda, Şabat sofralarında Tevrat’a her daim yer verirler. Shtisel ailesinin de toplanma masalarında, mutfaklarında, kütüphanelerinde birden fazla olan Tevrat detayları göze çarpıyor.

KARAKTERLER ÜZERİNDE BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE ÇALIŞILMIŞ

Shtisel’ dizisinde insanı kendine çeken diğer noktalardan biri, karakterlerin dış tahlilleri üzerinde de büyük bir titizlikle çalışılmış olması.

Haredi Yahudilerin ilk kez bakıldığında onları diğer mezheplerden ayıran giyim tarzları, özellikleri vardır. Bir Haredi Yahudi’si erkeği muhakkak siyah uzun pardösüler giymeli, sakallara ve uzun zülüflere sahip olmalıdır. Shtisel ailesinin erkekleri bu özelliklerin neredeyse hepsini taşıyorlar. Haredi Yahudi’si kadınlar ise başlarını genellikle perukla örterler, kapalı giyinmeye dikkat ederler. Dizideki kadın karakterlerin neredeyse her sahnesinde peruk ayrıntısına yer veriliyor. İbadet sırasında erkekler tarafından takılan ve ‘Kipa’ adı verilen siyah takkeler diğer mezheplerde zorunlu değilken Harediler için oldukça önemli bir yere sahip. Dizide de erkeklerin kipalarını başlarından hiç çıkarmadıklarını görebiliyoruz.

Onu görüyorum ama şimdilik değil. Ona bakıyorum ama yakından değil.” (Tevrat, Yaratılış)

KUTSALLIK VE BEREKET DOLU BİR GELENEK: ŞABAT

Şabat gününü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, tanrın RAB’be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dâhil hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben RAB yeri, göğü, denizi ve canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü’nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.” (Tevrat, Mısır’dan Çıkış)

Tüm Yahudiler için kutsal gün olarak kabul edilen Şabat, Kur’an-ı Kerim’de Sebt olarak geçer. Yahudilere göre tanrı, evreni yarattıktan sonra Şabat günü dinlenmiştir ve İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmıştır. Bu yüzden Şabat Günü çok önemlidir. Özellikle Harediler, Şabat’ı ayrı bir yere koyarlar. Şabat Günü; iş yapmak, ateş yakmak, dikiş dikmek, ekin ekmek, çalışmak yasaktır. Şabat, cuma günü güneş battıktan sonra başlar. Şabat öncesi evin kadını ilahiler okur ve haftanın her gününü temsil eden yedi tane beyaz mum yakar. Bir fincan şaraba Kiduş, yani kutsama duası okunur ve Şabat ekmeği paylaşılır.Shtisel’de de hemen hemen her bölümde Şabat’ın önemi ve kutsallığı dile getiriliyor. Ailenin bir arada olduğu Şabat günleri, dizideki en samimi, en mistik sahneleri oluşturuyor.

Bütün dünya tanrının ihtişamıyla doludur.” (Yeşaya 6\13)

İZLERKEN İÇİNİZİ ISITACAK SICACIK VE SAMİMİ BİR HİKÂYE!

Karakterleriyle, diyaloglarıyla, küçük detaylarıyla, büyük anlamlarıyla ‘Shtisel’ dizisi farklı kültürlere ve yaşamlara merakı olan izleyiciler için oldukça doyurucu bir yapım.

Bölümler biraz daha uzasa, Akiva yine yüreğinin peşinden gitse, Şabat sahneleri her bölümde olsa” gibi temennilerle izlediğim, ruhuma, kalbime derinden dokunan bu hikâye ve Shtisel ailesi… Dilerim ki başka milletlere karşı kulaktan kulağa, kalpten kalbe aktarılmaya çalışılan dışlayıcı, yok sayıcı söylemleri azaltır ve başka dinlere olan tüm ön yargıları bertaraf etmeyi başarır.

Unutmayın, kötülüğe karşı durmayı başaracak güç, iyilikten ve sevgiden doğan güçtür…

Her şeyden önce de yüreğini koru. Çünkü yaşam ondan kaynaklanır.” (Tevrat, Yaratılış)

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar