1993 ENGİZİSYONU

-İSTANBUL-
Bugün Roma’da, Campo di Fiori’de, Çiçek Meydanı’nda, bundan 424 yıl önce, odun ateşinde diri diri yakılan biri vardı: Giordano Bruno. Engizisyon’un ‘kanı akıtılmadan işkence çektirilerek öldürülme’sine karar verdiği Giordano Bruno!
Günlerden 17 Şubat’tı – 17 Şubat 1600…
Suçu Dünya’nın Güneş çevresinde döndüğünü savunmaktı.
Galileo Galilei’nin arkadaşıydı Giordano Bruno.
Sadece bu değil: Kilisenin dogmalarına karşı insanlığın yaradılış sürecini de sorguluyordu.
Felsefeci ve şairdi Bruno! Tıpkı Metin Altıok gibi…
Campo di Fiore’de şimdi Bruno’nun bronz heykeli duruyor. Metin’in Madımak’ta heykeli yok.
Bruno’nun yakılarak öldürülmesinden önce neler söylediğini biliyoruz. Galileo gibi Engizisyon önünde görüşlerinden dönmedi. Oysa Metin’in, merdivende oturup elinde bir fırça sopasıyla beklerken ne düşündüğünü de bilmiyoruz. Belki Behçet’e [Aysan] ya da Asım’a [Bezirci] ya da Hasret’e [Gültekin] söyledikleri vardı – bilmiyoruz ki!
Behçet’i de görüyorum o fotoğrafta: Önünde bir yangın söndürme aracı duruyor; diri diri yanmayı mı önleyecek, yoksa onu diri diri yakmaya gelenleri mi?
2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta, Madımak Oteli’nde, merdivene oturmuş, elinde bir fırça sopasıyla umarsızca bekleyen Metin’in o fotoğrafı belleğimden silinmeyecek. Geçmişin görsel olarak anımsanması, zihinsel imgelerden çok fotoğraf imgelerine bağlıdır. Ben kendi geçmişime, Pavese’nin dediği gibi, ‘günleri değil anları’ anımsayarak baktığımda hep o anları saptayan fotoğrafları görürüm.
Metin Altıok’un bendeki imgesi de, işte o anın fotoğrafıdır. Ne zaman Metin’i ve elbette Behçet’i ansam, gözümün önüne o meşum fotoğraf gelir. Bir fotoğraf her zaman gösterdiğinden ya da düz anlamından daha fazlasını gösterir. Bu da yan anlamdır. O fotoğrafın düz anlamı, Metin’in elinde bir fırça sopasıyla oturduğudur; oysa yan anlamı, bir merdivene elinde fırça sopasıyla oturmanın tuhaflığından kaynaklanır: Bir insan durup dururken elinde bir fırça sopasıyla bir basamakta niçin otursun?
O fotoğrafın ürkütücü yan anlamı, bana bu soruyu sordurtmasındadır – şöyle:
Bir yok edici saldırıya karşı kendini bir fırça sopasıyla savunmaya kalkışmanın umarsız görüntüsü; gündelik koşullarda oturulan mekânların [oda, salon vb.], oturma gereçlerinin [koltuk, sandalye vb.] değil, bir merdiven basamağı olmasının sığınmışlık ya da kovulmuşluk imgesi ve Metin’in yüzündeki o tekinsiz beklenti ifadesi…
O fotoğraf, bir yakılma öncesinin meşum fotoğrafıdır – Madımak yangınının özeti…
Metin’in ölmeden önceki sözlerini bilmiyoruz demiştim – evet, öyle! Ama o fotoğrafın yan anlamı, Metin’in bilmediğimiz sözlerinin yerine geçiyor.
Şunu söylemek istiyorum: Madımak yangını, bir yakılarak öldürmedir – bir Engizisyon kararının yerine getirilmesidir.
1993 Engizisyonu, Madımak Oteli’nin hayata geçirilen yan anlamıdır. Tıpkı 1600 Engizisyonu’nun hayata geçirilen yan anlamının Campo di Fiori olması gibi…