YAŞAM 

BEKLENEN GÜN

Kalaylı bir tepsi gibi tepede yanıp duran ay, yarım saat kadar önce bulutların arkasına saklandı. Sokak lambalarının ölgün ışığında cam gibi kaldırımları adımlayan Kerim, kayıp düşmemek için mücadele ediyordu. Rüzgâr sertleşti. Soğuk içini ürpertiyordu. Atkısını maskesinin üstünden ağzını örtecek şekilde kapatıp nefesiyle ısınmayı denedi. Gözlüğünü, camları buğulanınca çıkarıp cebine koydu.

İnternetten tanışmalarının ikinci yıldönümüydü. Yetmişli yılların mektup arkadaşlığı benzeri bir ilişkiydi onlarınki. Kerim yeni biten ilişkisinin sarsıntılarını henüz atlatmıştı. Sosyal medyada sürekli artan bir ivmeyle yazışıyorlardı. İlk kez buluşacakları tarih, bulaş endişesiyle bugüne ertelenmişti. Bugüne dek sosyal medya fotoğrafları dışında birbirlerinin yüzünü görmemiş, seslerini de duymamışlardı. Neslihan, şubat tatili için yola çıkmadan telefon numarasını atmıştı. İstanbul yolunda içinden defalarca geçmiş olsa da Ankara’yı ilk kez görecekti. Buluşma noktaları AŞTİ’ydi. Otogarda buluşabilirlerse ilişkileri ete kemiğe bürünecek, yoksa Neslihan İstanbul’a devam edecek ve bir daha da görüşmeyeceklerdi.

Durağa geldi. İnsanların yüzleri mahkeme duvarı gibiydi. İnsan soğuğu havanın soğuğunu bastırıyordu. ‘The Wall’ animasyonundaki mekanik insanlar çevrelemişti etrafını. Görünmeyen bir el boğazını sıktı, sıktı, sıktı. Boş, amaçsız ve anlamsız robotumsu insan yığınlarının doldurduğu araçlar birbiri ardından durağın önünden kurulmuş gibi geçip gittiler. Dolmuşlar tıklım tıklımdı. Binemedi. Buluşmaya gecikme endişesiyle gelen ilk boş taksiyi çevirdi.

AŞTİ’ye…

Yol bitmek bilmiyordu. Heyecandan yüreği duracaktı. Nihayet vardılar. Elli lira uzattı.

Üstü kalsın.

Teşekkür ederim.

İyi akşamlar.

İyi akşamlar, abicim.

Terminal binasına girer girmez ılık bir hava yüzünü yaladı. Rüzgâr ve soğuk dışarıda kalmıştı. Hesaplarına göre Neslihan’ın otobüsü AŞTİ’ye varmak üzere olmalıydı. Telefonun tuşlarına dokundu. Bekledi. Çalıyordu. Kerim’in hesabı tutmamış, otobüs Gölbaşı’na varmamıştı.

Karlar üzerindeki telefon titreşerek ışık saçıyordu…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar