HABER YAŞAM 

ORMANSIZ VE SUSUZ BİR DÜNYAYA HAYIR!

TEMA Vakfı, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası ile 22 Mart Dünya Su Günü’nde, insan ve doğadaki tüm canlıların sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi ve iklim krizine bağlı kuraklığa karşı dirençli hale gelebilmesi için orman ve su varlıklarının korunması gerektiğine bir kez daha vurgu yaptı.

Birleşmiş Milletler (BM), bu yıl ormanların yaşam ve insan sağlığı bakımından önemine dikkat çekmek için 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası’nın temasını ‘Sağlıklı İnsanlar İçin Sağlıklı Ormanlar’ olarak belirledi.

Ormanların; su üretimi, iklim düzenleme, biyolojik çeşitliliği koruma, erozyonu önleme, havayı temizleme gibi birçok ekosistem hizmeti bulunuyor. Tüm bunların yanında ormanların insan sağlığı ve refahı için de vazgeçilmez doğal varlıklar olduğunu kaydeden TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, “Ormanlar iklim değişikliğinin neden olduğu ısı ve aşırı hava olaylarına maruz kalmada tampon görevi görürler. Şehir içindeki ağaçların, trafik ve endüstriden kaynaklanan kirletici gazları emerek toz, kir ve duman gibi partikülleri filtreleme etkileri vardır ve bu sayede şehirdeki nüfusu solunum yolu hastalıklarından korurlar. Bunun yanı sıra, ormanda vakit geçirmenin; stresi, depresyonu, kaygı ve gerginliği azaltıcı etkileri de vardır. Ayrıca başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar ormandaki bitkilerden elde ediliyor” diye konuştu.

– TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç –

‘ORMAN TAHRİBATI TÜM CANLILARIN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR…’

Orman varlıkları üzerindeki baskıların hastalıklara maruz kalma riskini artırdığını hatırlatan TEMA Vakfı Başkanı Ataç, “Yapılan araştırmalar 1960’tan itibaren bildirilen hastalıkların yüzde 30’dan fazlasının başta ormanlar olmak üzere doğal alanların tahribatına bağlı olarak gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Ormanlar yalnızca insan sağlığı ve refahı için değil, evimiz olan dünyamızda yaşayan tüm canlılar için de yaşamsal olma özelliği taşıyor. Barındırdıkları zengin bitki türü çeşitliliği yanında, sürüngenlerin yüzde 80’ine, kuş türlerinin yüzde 75’ine ve memelilerin yüzde 68’ine ev sahipliği yapıyor. Yapılan tahribatlar, türlerin yaşam alanlarının daralmasına, parçalanmasına ve bunun sonucunda yaşam alanlarının yok olmasına neden oluyor. Ormansızlaşma biyolojik çeşitlilikteki tür kayıplarının da en önemli nedenlerinin başında geliyor. Hâlâ her yıl 10 milyon hektar orman tahribatı yapılan gezegenimizde, bu süreci durdurmadığımız takdirde başta kuraklık, artan sel ve taşkınlar, erozyon olmak üzere aşırı hava olayları nedeniyle daha kötü senaryolarla da yüzleşmek zorunda kalabiliriz” ifadelerini kullandı.

‘KURAKLIĞA KARŞI ORMAN VARLIKLARIMIZI KORUMALIYIZ…’

İklim krizinin etkilerini kuraklık olarak yaşamaya başladığımız bugünlerde, ormanların tatlı su temini açısından önemi de hızla artıyor. Suyun, ormanlarımız gibi insan sağlığı açısından vazgeçilmez bir doğal varlık olduğuna işaret eden Ataç, “Yapılan analizler, yüzde 30’u ormanlarla kaplı su havzalarının orman miktarı daha az olan havzalara göre yüzde 25 daha fazla su ürettiğini gösteriyor. Bu da o havzada su üretiminin daha uzun dönemler devam edebileceği ve özellikle kurak dönemlerde o bölgedeki su varlıklarının devamı için bir avantaj olabileceği anlamına geliyor. Ancak orman yangınları, arazi kullanım değişikliği gibi nedenlerle orman örtüsünün tahrip edilmesi sonucunda suyun döngüsü, yani yeryüzü ile atmosfer arasında devamlı bir şekilde yaptığı hareket bozuluyor. Su varlıklarının yönetimindeki yanlış politikalar nedeniyle tüm canlılar için yaşamsal öneme sahip temiz ve yeterli tatlı suya erişim zorlaşıyor” şeklinde konuştu.

TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, sözlerini şöyle tamamladı:

Kentsel, tarımsal ve sanayi maksatlı kullanımda mutlak surette tasarruf tedbirleri acilen hayata geçirilmelidir. İklim krizine bağlı kuraklığa karşı dirençli hale gelebilmek ve yaşamı devam ettirebilmek için ormanlarımızın korunmasının yanında, orman alanlarının daralmasına, orman örtüsünün bozulmasına veya orman ekosisteminin bütünlüğünün zedelenmesine neden olacak her türlü faaliyetten vazgeçilmesi gerekmektedir.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar