ERDOĞAN’IN ALKIŞ TUTARSIZLIĞI
-ANKARA-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “doğalgaz müjdesi”ni açıklarken “Basın mensupları da hiç alkışlamıyor ha. Yanlış iş mi yaptık?” diyerek alkış isteyince gazeteciler ne yaptı dersiniz? Gülümsediler, çoğu da alkışladı.
Gazeteci alkışlamaz. Sadece siyasetçiyi değil, muhatabı kim olursa olsun alkış tutmaz. Gazetecilik faaliyeti sırasında alkışlamak, gazetecinin eleştirelliği bırakması demektir. Saray’a akredite olan gazeteciler de o gün aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Erdoğan’ı alkışlayarak gazeteci gözüyle izlemeyi bırakarak, o siyasi etkinliğin bir parçası haline geldiler.
Erdoğan ise medyaya bakışını dile getirmiş oldu. Etrafında kendisine alkış tutacak gazeteciler istediğini açıkça ilan etti, hem de geçmişteki sözlerini umursamadan. 12 yıl kadar önce gazeteciler Oktay Ekşi ve Tufan Türenç, CHP Kurultayı’nda Kılıçdaroğlu’nu alkışladıkları gerekçesiyle eleştirilmişti. Ekşi, bu iddiayı yalanlamış, bugün artık hayatta olmayan Türenç de, “olayın heyecanıyla farkında olmadan alkışladığını” söylemişti. O dönem Başbakan olan Erdoğan, bu olayı diline dolamıştı:
“Bize destek veren medya grubuna ‘yandaş’ diyorlardı. Ama şimdi iki tür medya türedi; birisi ‘candaş medya’, diğeri ‘yoldaş medya’. İlk defa medyanın köşe yazarlarının, pabuçlarını çıkartmak suretiyle, sandalyeler üzerinden nasıl alkış tuttuklarını da gördük.”
Belli ki Erdoğan, kendini tutarlı olmak zorunda hissetmiyor. Aynı şekilde, gazetecilerin Kılıçdaroğlu’nu alkışladıkları iddiasını ortaya atan –o dönem Taraf’ta yazan– Sabah yazarı Melih Altınok da Erdoğan’ın gazetecilere kendisini alkışlatmasını görmezden gelmeyi yeğledi. Ekşi ve Türenç için kullandığı ağır sözcükleri Erdoğan’ı alkışlayan gazetecilere uygun görmedi.
CHP’den de gazetecilerin alkışlaması konusunda geçmişte farklı açıklamalar gelmişti. O dönem CHP Grup Başkanvekili olan Hakkı Suha Okay, “Alkışlamak doğal tepkidir” diyerek Kılıçdaroğlu’nun alkışlanmasını savunmuştu. Şimdi ise CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Erdoğan’ın kendisini gazetecilere alkışlatmasını “Alkış, gazetecilerin görev tanımlarında yoktur” diyerek eleştirdi. İki olay ve aynı partiden iki farklı yaklaşım!
Siyasetçiler, rakibine yapıldığında yanlış bulduğu bir davranışı, kendi tarafına yapıldığında sahiplenmemeli. Gazetecilik meslek kuruluşları da gazetecilik faaliyeti sırasında siyasetçi alkışlayan gazetecileri uyarmalı.
Akşam yazarı Cengiz Özdemir, sekiz yıl önce Meclis’te Erdoğan’ı alkışladığında Parlamento Muhabirleri Derneği, “Basın locasında alkış olmaz” diye uyarmıştı. Ama şimdi Erdoğan’ı alkışlayan gazetecileri uyaran, gazetecilik ilkelerini anımsatan meslek kuruluşu da olmadı.
Sanırım en büyük tehlikelerden biri, yanlışların olağanlaşması…