POLİTİKA TOPLUM 

ANADOLU AJANSI VE TRT O GÜN NEDEN KANDIRDI?

Anlayamadığım, Anadolu Ajansı (AA) ve TRT de kandırıldı mı; yoksa medyanın ve kamuoyunun aldatılması operasyonunda bile isteye mi kullanıldılar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta İstanbul’daydı. Oyunu kullandıktan sonra Kısıklı’daki evine döndü, seçim sonuçlarını da oradan izledi. Ama AA, saat 15.37’de “İstanbul’da oyunu kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 15.15’te Ankara’ya geldi; Erdoğan, Esenboğa Havalimanı’ndan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçti” haberini geçerek medyayı yanılttı. Aynı saatlerde TRT’nin internet sitesi de “Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimi Ankara’dan takip edecek” başlıklı haberle bu yanıltıcı bilgiyi servise koydu.

AA ve TRT’nin makam aracı fotoğrafıyla desteklenmiş haberlerinin ardından, Erdoğan’ın orada olduğu zannıyla seçim yayınlarını Cumhurbaşkanlığı Sarayı önüne kaydıran televizyon kanalları oldu. Akşam da ekranlardaki bazı yorumcular, Erdoğan’ın Ankara’da olduğunu söyledi.

Fakat sanki böyle bir haber geçmemiş gibi AA, akşam 23.30’da Erdoğan’ın yürüyerek çıkıp evin önünde bekleyenlerle selamlaştığı, sonra da Ankara’ya döndüğü haberi yayımladı. İlk haberlerinin gerçek olmadığı ortaya çıkan AA ve TRT’nin bir düzeltme yayınlaması ya da bir açıklama yapması gerekirdi. Ama yapmadılar, öznesi Cumhurbaşkanlığı olunca yanıltıcı haber yayımlamak doğalmış gibi davrandılar!

Middle East Eye internet sitesi medya aracılığıyla yapılan bu aldatmacanın peşine düştü. Bu sitede, konuştukları iki kaynağın, güvenlik amacıyla Erdoğan’ın Ankara’da olduğu görüntüsünün verildiğini, makam aracının bu amaçla Esenboğa Havalimanı’na gönderildiğini söylediği yazıldı. İnternetteki bu haber daha sonra yalanlanmadı da. AA ve TRT’nin bu aldatmacaya nasıl alet olduğu açıklanmadığı gibi Cumhurbaşkanlığı koruma biriminin, böyle bir operasyona neden ihtiyaç duyduğu sorusu da yanıtsız kaldı.

Bilebildiğim kadarıyla, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesinde de Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun bulunduğu Gökova Körfezi’ndeki tekneler jandarma ve sahil güvenlik tarafından uzaklaştırılarak Erdoğan’ın tatilini orada geçireceği görüntüsü verilmişti. Hatta 11 Temmuz 2016’da DHA, “O koydaki yatların yeri değiştirildi” diye haber geçmiş, ama altı gün kadar ortada görünmeyen Erdoğan’ın iş insanı Serkan Yazıcı’nın Marmaris Körfezi’ndeki villasında kaldığı ortaya çıkmıştı. Erdoğan, darbecilerin baskınından o sayede kurtulmuştu.

Erdoğan’ın nerede olduğu böyle önemli durumlarda gizleniyor. 14 Mayıs’taki AA ve TRT aracılığıyla medyayı kandırma operasyonu da aydınlatılmaya muhtaç… Bu giz perdesinin haber değeri büyük…

SONUÇLARI NEDEN YSK’DAN İZLEMİYORUZ?

14 Mayıs akşamı seçim sonuçlarının duyurulmasıyla ilgili problemler, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) yayın yasağını erken kaldırmasıyla başladı. Televizyonlar, AA ve ANKA yasakların en erken 19.00’da kaldırılmasına göre hazırlanmıştı. Fakat YSK, hiç de gerekli olmayan bir şekilde ve eski seçimlerin tersine yasağı 18.30’da kaldırınca planları çöktü.

Yine de AA ilk veriyi duyurmayı bir süre geciktirdi ama ANKA az sayıda sandık sonucu gelmesine rağmen elindeki verileri abonelerine geçmeye hemen başladı. AA’nın ilk verisinde Erdoğan’ın oy oranı yüzde 59,4, Kılıçdaroğlu’nunki yüzde 34,7 idi. ANKA’da ise Erdoğan’ın oyları yüzde 49,8, Kılıçdaroğlu’nun oyları ise yüzde 45,09 düzeyindeydi.

Vakit geçtikçe AA’da Erdoğan’ın oy oranı düştü, Kılıçdaroğlu’nun arttı. ANKA’da saat 20.05’te 0,18, 20.10’da 0,10 puan öne geçmesi dışında Kılıçdaroğlu’nun oy oranı devamlı olarak Erdoğan’ın gerisinde seyretti. 23.00 sıralarından itibaren de AA ve ANKA’nın verileri birbirine yaklaştı ve oranlar yüzde 49-45 bandına yerleşti.

AA’nın Erdoğan’ın oylarını çok yüksekten başlatıp Kılıçdaroğlu’nun oylarını düşük göstermesi manipülatif bir yaklaşımdı. AA, daha önceki seçimlerde de açılışı böyle yaptığı için bu beklenen, şaşırtıcı olmayan bir durumdu. Ama ANKA’nın duyurduğu sonuçlarda da Erdoğan, o kadar farklı olmasa da hep öndeydi. ANKA’da oranlar gece boyunca tutarlı biçimde ilerledi.

İzleyicilerin asıl kafasını karıştıran, CHP’nin “okul” denilen sandık başındaki gözlemcilerden toplanan verilerin olduğu ekran görüntülerinin TV’lere sızması ve “Kazanıyoruz” açıklamaları oldu. Kılıçdaroğlu, saat 19.53’te “Öndeyiz” paylaşımı yaparken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş da birlikte yaptıkları açıklamalarda hep Kılıçdaroğlu’nun önde olduğunu ifade ettiler.

Hatta Mansur Yavaş, saat 23.45’te “Bizde ıslak imzalı tutanak oranı yüzde 69,67. Buna göre Kılıçdaroğlu’nun oyu 47,7, Erdoğan’ın oyu yüzde 45,8” dedi. Oysa o saatlerde AA ve ANKA’nın sonuçları bu sözleri doğrulamıyordu ve seçimin ikinci tura kaldığı neredeyse belli olmuştu.

Bütün bunlara ilaveten bir de YSK’nın sonuçlarının yayımlanması “muhalif medya” ekranlarındaki yorumcuların işini daha da güçleştirdi. Çelişen açıklamalar ve tablolar, o geceden başlayarak seçim sonuçlarıyla ilgili sosyal medyadaki tartışmalara da zemin oluşturdu.

Aslında en güvenilir sonuçlar, gecikmeli de olsa YSK’nın sistemine giriyor. YSK sadece partilere veriyor bu sonuçları. YSK sonuçları medya kuruluşlarına da verse seçmen daha sağlıklı bilgilendirilmiş olur. Dileyen medya kuruluşu daha hızlı olacağı için yine ajanslardan veri alabilir.

YSK bir karar alarak “bilgisayar çağı” öncesinden kalmış, sonuçları sadece partilere bildirme uygulamasına son vermeli. 28 Mayıs’taki ikinci tur sonuçlarını doğrudan YSK’dan öğrenebilirsek 14 Mayıs’taki karmaşanın tekrarlanması önlenir; kuşkular da ortadan kalkar.  

HÂLÂ MI ANKETLER?

Hatırlayalım, seçimlerden önce medya, anket enflasyonuna nasıl katkıda bulunuyordu. Hemen her gün üç beş anket şirketinin araştırması yayımlanıyordu. Hem de kaç kişiyle, kimin finansmanı ve hangi yöntemle yapıldığı, yanılma payının ne olduğu bilgisi verilmeden aktarılıyordu anketler.

Seçimler, sayıları onlarca olan bu anket şirketlerinin fena halde çuvalladıklarını gözler önüne serdi. En yakın tahmin, “Erdoğan yüzde 49,5, Kılıçdaroğlu yüzde 44,89, Oğan yüzde 5,17” ile BETİMAR şirketine aitti. SONAR’ınki de yakındı ama diğer anketler yakınından bile geçememişti. Sonuçta büyük çoğunluğu yanlış çıkan bu anketlerle kamuoyu bilgilendirilmemiş, tam tersine yönlendirilmiş oldu.

Bakıyorum, buna rağmen medyada ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili anket sonuçları yayımlanıyor. Hem de yine anketin niteliğiyle ilgili yeterli bilgi içermeyen haberler çıkıyor orada burada. Medya seçmenlerin yanıltılmasına bir kez daha aracılık ediyor, hem de gönüllü olarak… Aynı yanlışın göz göre göre tekrarlanması düşündürücü…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar