YAŞAM 

SEVGİNİN VE AYRILIĞIN ÇARMIHINDA

İncecik bir gülüşün içimde büyüyüp her bir zerremi sarıp sarmalayacağını nerden bilebilirdim ki? Evet, bu sevgiyi uyandıran seni gördüğüm o andaki o incecik gülüşündü. Ah o kederli ama bir o kadar da umutlu gülüşün! Sonra benim gülüşlerim eklendi o gülüşe, sadece yüzümü değil kalbimi de gülümsetiyordun. Çoğalıyorduk tek bir anda ve birlikte gülümsüyorduk dünyaya. Zaman geçtikçe en derin yaralarımızı açtık birbirimize. Korkularımızı, çaresizliklerimizi gösterdik birbirimize çekinmeden. İçimde kurduğum dünyanın bütün anlamlarını sen sordun bana. Bu zamana kadar susturduğum ne varsa konuşmaya başladı. Emindim, bütün yalnızlığımı, yaralarımı korkusuzca teslim edeceğim kişi sendin. Ve artık bizi birleştiren sadece gülüşlerimiz değil, yalnızlığımız ve yaralarımızdı.

Akıp giden zamanın içinde konuştukça, paylaştıkça büyüyorduk, öğreniyorduk içimizde filizlenip kök salmaya duran sevginin dilini. Gün geçtikçe öyle güzel seviyordun ki beni, nasıl desem, yaşamak işte o zaman yaşamak oluyordu benim için. Sen beni sevdikçe ben içimdeki iyiliğe, aydınlığa inanıyordum. Ve bu aydınlığı sana da yansıtma gücü buluyordum kendimde. Yaşam adına ne varsa bir inceliğe dönüşüyordu içimde. Gökyüzünü, kuşların kanat çırpışını, rüzgârın otların sesini, çocukların bakışlarındaki yaşama sevincini, ağaçların uğultusunu daha bir başka hissediyordum. “Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim” diyordu ya şair, işte tam da böyleydi. Sevmek, sevilmek insana yeni bir varoluşun kapılarını aralıyordu. İnsana yepyeni umutlar, rüyalar bağışlıyordu. İnsanın bir avuç kadar yüreği bu kocaman kainatla birlikte atmaya başlıyordu. Bazen acılarla sınansak da acının ve kederin içinden geçmeyen bir sevgi, sevincine sahip çıkamazdı. İnsan sevdikçe, sevildikçe güzelleşiyordu. İnsanın şarkısı bir tek sevince susmuyordu. O kadar güzeldi ki seni sevmek, sanki tüm yüklerimden kurtulmuşum da derin bir oh çekmişim gibi, öylesine rahatlamış, öylesine dingin, öylesine huzurlu, sanki kocaman bir bozkırın ortasında sere serpe uzanmışım gibi, öylesine mutlu, öylesine sonsuzdu işte…

Şimdi aramızda ayrılığın o kalın perdesi var. “Ben yola âşığım, ayrılıktan sonra da sürüp giden yola” diyen şairin sözleri yankılanıyor şimdi iç duvarlarımda. Evet, hâlâ sürüp giden bir yol var aramızda. Hatıralar hâlâ taze… Bir gün onlar da yitip gider mi bilmem ama ben her zaman “Bir insanı sevmekle başlar her şey” demeye devam edeceğim…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar