POLİTİKA TOPLUM 

HATIRALAR

24 Ocak 1993 Pazar günü ortaokul 3’üncü sınıftaydım. Ertesi gün coğrafya yazılısı var. Oldum olası sevmiyorum coğrafya dersini. Anlayamıyorum, anlayamadığım bir şeyden sınav yapacaklar. “Coğrafya kader” diyor birileri hep. O yaşta, bunun ne manaya geldiğinden de habersizim. Salondan bir ses geldi. Annem ve babamın sesi. “Çok yazık oldu!” 24 Ocak 1993, saat tam 13.30. İnsan, 31 yıl önceki saati hatırlar mı? Hatırlar. Hatırladığı hatıraları var insanın, aile var tam orta yerinde, merkezinde. 7 Mayıs 1975’te Uğur Mumcu ve Güldal Mumcu nişanlanıyor, 19 Temmuz 1976’da evleniyorlar. Nikâh şahitleri Bülent Ecevit. 1977’de…

Devamını Oku
TOPLUM 

GÖĞÜN AVCISI

Ay’a bakabilmek, uzayı görebilmek, anlı şanlı bayrağı göğün ötesine taşıyabilmek… Kalbimiz gururdan çatlayacak, mutluluğumuz dünyaya örnek olacak! Alper Gezeravcı… Göğün avcısı… Türk’ün gurur kaynağı! Annesinin gözündeki yaş, emekli öğretmen babasının çocuksu heyecanı ve 5 metre uzaktan vedalaşmak zorunda kalmak. Üzücü ama onur verici. Bedenen sarılamasalar da dualarla sımsıkı sarıldılar oğullarına. Bir de yeğeninin yıldız siparişi, onu da es geçmeyeyim. Bizim insanımız kadar doğal bir toplum görmedim ya da ben bilmiyorum. Dolu dolu bir yeni yüzyıl olacağını düşünüyoruz Türkiye adına. Bir de uzaya giden ilk astronot Mersinli hemşerimiz olunca çoğumuzda haklı…

Devamını Oku
TOPLUM 

ASTRONOTA BAK!

İlkokul ikinci sınıftayız. Öğretmen, öğrencilere tek tek soruyor: “Büyüyünce ne olacaksın?” Öğrenciler yanıt veriyor: “Doktor.” “Mühendis.” “Mimar.” “Öğretmen.” “Hemşire.” Çocuklardan birinin vizyonu daha geniş: “Ben astronot olacağım.” O öyle der de ben durur muyum? Hemen hayalimdeki mesleği söylüyorum: “Ben de kozmonot olacağım!” Öğretmen şaşırıyor: “Kozmonot değil, astronot diyeceksin. Kozmonot, Sovyetler Birliği’nin.” “E, astronot da Amerika Birleşik Devletleri’nin…” “Olsun, sen yine de kozmonot deme. Astronot de…” Bendenizin uzay yolculuğu hevesi o gün orada kırılır, biter gider. Sonrasında hiç aklıma da gelmedi. Unutuş, o unutuş! * * * Türkiye’nin ilk astronotunun Silifkeli…

Devamını Oku
TOPLUM 

YANDI, BİTTİ, KÜL OLDU

Diyelim ki 1980’lerde yolunuz Londra’ya düştü, biraz dolaştınız şehirde, sağa sola baktınız, otobüse bindiniz, oturup bir kafede çay içtiniz, döndünüz memlekete… 36 sene sonra bugün bir kez daha gitseniz, aynı binalar, aynı meydanlar, aynı heykeller, aynı otobüsler karşılar sizi orada. Beatles’ın bir albüm kapağı fotoğrafı çekimi için kullandığı yaya geçidi bile, hâlâ yerindedir. Şehir olmak, biraz da budur çünkü. Mekân yaratmaktır… O mekânda anılar biriktirmektir… O anıları korumak için, o mekânları korumaktır. * * * Geçen aylarda görmüştüm gazetelerde, bir kızcağız, merhum babasının gezdiği şehirleri gezmiş, babasının seyrüseferini takip etmiş,…

Devamını Oku
POLİTİKA SPOR TOPLUM 

SPORDA ŞİDDETE KISA BİR BAKIŞ

Sporun tarihi insanoğlunun tarihi kadar eskidir. Yaşam başladığı o dakika itibariyle spor da başlamış oldu. Sporun müsabakalar halinde yapılmaya başlanması aynı zamanda kurumsallaşmasının ve bir endüstri olarak kabul görmesinin önünü açtı. Spor dallarıyla ilgili takımların kurulması liglerin oluşturulmasına zemin hazırladı. Bu liglerin organizasyonu devlet eliyle oluşturulan federasyonlara devredildi. Temel amaç, bireyin sağlığı baz alınarak toplumsal ve toplumlararası psikolojinin de iyileştirilmesiydi. Gelinen noktada sporun amacına ulaştığını söylemek yanlış olmayacaktır. Fair-play (adil oyun) ruhuna uygun olarak davranmak, centilmenlik, takım halinde hareket ederken bencil duygulardan arınmak ve kazanmak kadar kaybetmenin de bir erdem…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ZİHNİN DEHLİZLERİNDEKİ ALEVİLİK

Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir baktık ki bir arpa boyu ilerlememişiz. Ortaokulu özel bir okulda okudum (1971-1974). Ergenliğe yeni girdiğim yıllar, herkes benimle aynı yaşta, yani hepimiz hâlâ çocuğuz ve bir o kadar da genç hissediyoruz kendimizi. Her çocuk öz saygının gelişmesi için gençliğe geçişle birlikte pek çok açıdan onaylanma ihtiyacı duyar. İlkokulda farkında olup fakat önemsemediğim etnik ve mezhepsel kimliğim burada her gün aşağılanıyor, çocukların alay malzemesi olarak kullanılıyordu. Mesela biri hakaret etmek istediği bir arkadaşına “Pis Fellah” diyordu. O da “Fellah sensin” diye karşılık…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SICAK SU SOLCULUĞU YA DA BİR ARPA BOYU YOL

Türkiye’de sol hareketin tarihi ekseni hiçbir zaman kaymamıştır. Çünkü Türkiye’de sol hiçbir zaman olmamıştır. Bu iddialı bir söylem gibi görülebilir. Ancak sol derken neyin kastedildiği çok önemlidir. Sosyal demokrasi mi? Sosyalist demokrasi mi? Sosyal demokrasinin başlangıçta kapitalizmin yarattığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedeflemesine rağmen tarihsel akış içinde kapitalizme eklemlenmesi tesadüf değildir. Sosyal devlet hedefi, devlet kapitalist kurallarla oynadığı sürece mümkün olmamıştır. Zaten kapitalizmin neden olduğu eşitsizlik ve adaletsizlikleri liberal demokratik sistem içinde kabul edilebilir düzeye indirmeyi amaçlamak yeni bir ideoloji olarak sunulsa da hiçbir orijinal yanı yoktur. Emekçiler, ezilenler ve sömürülenler…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

HER AN YARIM KALABİLİR İNSAN

Akülü tekerlekli sandalyeden gelen muazzam melodiler… Biri gitar çalıyor, diğeri naif sesiyle bir şarkı mırıldanıyor… Canı cehenneme tüm engellerin! O muhteşem ikiliyi görmenizi isterdim… Yüzlerindeki tebessümden belli oluyor aştıkları zorluklar. İnsanın ruhu, karakteri engelli olmasın… Gerisine her çare bulunuyor. Kolu olmamış, kulağı duymamış, yarım kalmış ya da dünyaya eksik doğmuş ama hep de faydası olmuş… Onlardaki azim çoğumuzda yok. Yürümeye üşendiği zamanlar şükretmesini bilmeli insan… Çünkü o kilometrelerce yolu tekrar yürüyebilmek için can atanlar var. “Bacaklarım olsaydı da terden bir hal olsaydım” diyenler var… Dünyası hiçbir zaman aydınlanmayacak insanları düşünerek…

Devamını Oku
TOPLUM 

VİCDAN MÜLKÜN TEMELİDİR

Vicdanın, bugün Türk insanının başvurması gereken tek referans olduğunu düşünüyorum. Vicdan sahibi olmak ve elbette adil bir karar vermeden önce elimizi vicdanımızın üzerine koymak! Kararlarımızı vicdanımız sızlamadan vermek! Kısaca vicdansız olmamak! Belki bunlara, yeni bir deyimi eklemek de gerekiyor: Vicdanlarımız ile cüzdanlarımız arasında sıkışıp kalmamak! Ve elbette vicdanın sesini dinlemek! Gerçekten de 20’nci yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olan Charles Taylor, Türkçeye ‘Modern Toplumsal Tahayyüller’ (Metis Yayınları, 2005) adıyla çevrilen kitabında, Jean-Jacques Rousseau’dan yola çıkarak “Erdem mücadelesi, içimizin derinliklerine gömülmüş ve neredeyse susmuş bir sesi yeniden yakalama çabasıdır” der. Bu…

Devamını Oku
TOPLUM 

TEKDÜZELİKTEN TEKİNSİZLİĞE KADIN

Evde mutfak, temizlik gibi hizmet etmek üstüne tanımlanmış eylemlerin kadınlarca üstleniyor olması ve kadının kendisine tanımlanmış bu sınırlar dışına çıkamaması evlilik kurumunun geleneksel kalıplara bağlı yaşanıyor olmasıyla ilgilidir. Toplumsal cinsiyet kapsamında ele alınan bu değerlendirmeler yalnızca edebiyatta değil sinemada da karşımıza çıkmaktadır. Son zamanlarda izleme fırsatı bulduğum ve tesadüfen benzer düğümleniş ve çözümlenişe sahip olan ‘Bana Karanlığını Anlat’ (2022) ve ‘Sofra Sırları’ (2018) filmleri, kadının toplumsal cinsiyet kalıplarınca kuşatılmışlığını ele alan filmlerden. Kurgularının çıkış noktası benzer olan filmlerde toplumsal normların kadın üstündeki etkileri sorgulamaya açılmaktadır. Kadınların benliği ve evlilikle birlikte…

Devamını Oku