TOPLUM YAŞAM 

KABAĞIN DA BİR SAHİBİ VAR!

Covid-19’un bütün insanlığı esir aldığı günlerde, sokağa çıkma yasaklarının başladığı o yağmurlu günlerde, Mersin’de bir dere kenarında yürürken o köpekçiği düşünmüştüm. Siyah, parlak tüyleri vardı. Gözleri kapkaraydı. Ve pırıl pırıl. Avuç içi kadar bir köpekçik. Hani elini ısırsa kızmaya kıyamazsın. Havlasa kovalamaya kıyamazsın. Gelip kucağında uyusa uyandırmaya kıyamazsın. Öyle masum… * * * O köpekçiğin dört ayağını birden kesmişti insanlar. Ayaklarını kesip atmışlardı bir kenara. Fotoğrafını çekmişti gazeteciler. Ayakları kesildiği yerden bantlı… Kapkara, pırıl pırıl gözleri hüzünlü, yorgun… Birkaç gün sonra öldü. Yük mü gelmişti koca dünyaya? * * *…

Devamını Oku
TOPLUM 

KÖPEKLERİN YAŞAM HAKKI VE İNSANLAR

Peki, ya sosyal medya olmasaydı, Konya’daki barınakta belediye çalışanlarının köpekleri kürekle vurarak vahşice öldürdüklerini öğrenebilecek miydik? Orada burada yazılsa, aktarılsa bile bu kadar hızlı tepki gelişebilir miydi? Kesinlikle hayır. Eminim, birçok medya kuruluşu haber olarak görmezdi bu vahşeti. Zira iktidar medyasının bir bölümü bir süredir sokak köpeklerine karşı haberler yapıyor; köpek saldırılarını onlara yönelik tepki ve nefreti artıracak bir dille yayımlıyor. Vahşetin görüntüsü sosyal medyadan yayılıp tepkiler büyüyünce internet medyası geriden geldi; olayla ilgili açıklamaları ve sorumluların tutuklanmasını haber yaptı. Onlara da garabet bir erişim engeli kararı geldi. Televizyonların akşam…

Devamını Oku
TOPLUM 

İNSANIN İNSANDAN KAÇIŞI OLAN HAYVAN SEVGİSİ, YERİNİ HAYVANIN İNSANDAN KAÇIŞINA BIRAKTI!

Başını okşayasın diye yanına gelen bir canlıya kürekle işkence etmek dünyanın ve insanlığın sonuna geldiğinin göstergesi değil de nedir? Gözünün içine baktığında sana olan sadakati görebildiğin bir hayvanın neden gözlerini oyarsın? Patilerinden ne istersin? Boynundan ne istersin? Akıl almaz hayvan şiddeti yaşanıyor ülkemizde. Çocuklarımız, hayvan sevgisi ile büyüsün diye didindiğimiz bize ne oldu? Kıyıcılığı ne zamandan beri bu kadar normalleştirir olduk? Hayvanların haklarını korumak adına resmi bir yasaya ihtiyaç var diye yıllardır hayvan hakları aktivistleri bağırıp durdu. Savundu yazmıyorum bilerek; çünkü savundular olmadı, sokağa çıktılar olmadı, bağırdılar demek ki o da…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SERVER TANİLLİ’Yİ YİTİRMENİN HÜZNÜ İLE…

…02.12.2011 Anayasa hukuku profesörlerimizden Server Tanilli’yi 29 Kasım 2011’de yitirdik. 1931 İstanbul doğumlu Server Tanilli’nin yaşamı, –bir bakıma– Türk siyasi tarihinin de fotoğrafıdır. Tanilli, 1980’den önce Türkiye’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve Devlet Tatbikî Güzel Sanatlar Yüksekokulunda ‘Uygarlık Tarihi’ dersi vermekteydi. 7 Nisan 1978 günü terör ortamında silahlı saldırıya uğrayıp, belden aşağısı tutmaz oldu. Fransa’ya gidip uzun yıllar Strasbourg Üniversitesinde çalıştı. 2000 yılında yurda dönüş yaptı ve yaşamının altı ayını İstanbul’da, altı ayını Strasbourg’da sürdürdü. 1992’den beri de Cumhuriyet gazetesinde köşe yazıları kaleme aldı. “Kitap fuarları” mevsiminin başladığı ekim ayı…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

VATANDAŞ DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ GARİBAN

Rivayet odur ki, Turgut Özal bir yurt gezisine çıktığında açıkgöz, hazırcevap bir taksici, Türkiye’nin siyasal tarihine geçecek bir laf eder… Özal, kemer sıkma politikasını anlatıp “Biraz daha kemer sıkalım” deyince taksici atılır: – Sıka sıka kemerde delik kalmadı! * * * Öyle ya, vatandaş her durum ve şartta kemer sıkmaya hazır, itiraz etmez, göbeğini, karnını iyice içeri çeker, gerekirse midesini sırtına yapıştırır da… Kemerde delik sayısı az, biraz daha delik olsa biraz daha sıkacak da delik kalmayınca ne yapsın? * * * Kemer sıkma döneminden çıkalı çok oldu, Türkiye’de artık…

Devamını Oku
TOPLUM 

HALK TV VE SÖZCÜ’NÜN PATRON SORUNSALI

Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, alışıldık medya patronlarından bir hayli farklı. Hatırlayın, İsmail Küçükkaya’nın FOX TV’den ayrılıp Halk TV’ye geçtiğini bile ilk kez o duyurdu: “Hoş geldin İsmail Küçükkaya.” Mahiroğlu, bu paylaşımının ardından transferin nasıl gerçekleştiğiyle ilgili ayrıntılı demeç de verdi; Halk TV’nin “yayın politikası”nı da anlattı uzun uzun. O günden sonra dikkatimi çekti, izledim. Halk TV’nin yayınlarıyla ilgili bütün açıklamalar, Mahiroğlu’ndan geliyor. Ankara bürosundaki değişiklikler, Tarkan’ın İzmir konserinin tümünün yayımlanamaması, Gökmen Karadağ ve Suat Toktaş’ın ayrılması, RTÜK’ün verdiği cezalar, Bengü Şap Babaeker’in kanala gelişi, Şirin Payzın’ın ‘Halk Meydanı’ adlı…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ŞİDDETİ BİR RENK DEĞİL, ZİHNİYET DEĞİŞTİRİR!

Mor renk turuncuya döner her 25 Kasım’da… Şiddetle mücadelenin rengi turuncu olur kasımın sonlarında. Turuncu renk ise çoğunluklu olarak Adana’yı hatırlatır bana. Aklıma gelen ilk şey, Portakal Çiçeği Karnavalı olur nedense… 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nden tam bir gün önce turuncu kentli şehir Adana; bir kadının katledilmesiyle kan kırmızısı oldu. Öfkenin artık herhangi bir rengi de yok kadın cinayetlerine karşı! Turuncunun enerjisini yıkan bir kırmızı oldu dün Seyhan ilçesi… Bu sefer kurbanın ismi Müzeyyen… 3 çocuk annesi Müzeyyen pompalı tüfekten isabet eden saçmalar sonucu katledildi. Dizi…

Devamını Oku
TOPLUM 

CÜNEYT ÖZDEMİR, GAZETECİLİK VE REKLAM

Cüneyt Özdemir, elinde mikrofon, İstanbul’daki bir AVM ve temaparkın önünde durmuş, hayranlıkla anlatıyor: “Benim cehaletime verin, arkamda gördüğünüz mekâna yılda bir milyon insan geliyormuş. Bende bir de çocuk var; çocuğu bu tür mekânlara götürebilmek için dünyanın öbür tarafına gidiyorsunuz; Fransa’ya, yok efendim Los Angeles’a, yok efendim Orlando’ya. Birazdan gezdireceğim, inanın, ben böyle bir yer olduğunu bilmiyordum. Bilsem, manyak mıyım dünyanın öbür tarafını dolaşacağım…” Bu görüntüyü izleyenler Cüneyt Özdemir’i, çocuğunu bir temaparkta oynatabilmek için Fransa ya da Amerika’ya götürmekten kurtulduğu için çok sevinmiş bir gazeteci sanabilir! Ama Cüneyt Özdemir’in önünden anons…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TESETTÜR

Tesettür, Arapça “sitır” kelimesinden türetilmiş, koruma, kendini gizleme, gizlenme anlamına gelmektedir. Ülkemizde gündem öylesine hızlı değişiyor ki hiçbir konuyu derinlemesine hatırlayıp düşünmüyoruz. Bugün yaşadıklarımızın büyük kısmını aynısıyla 70 yıl önceki Demokrat Parti iktidarında da yaşadık. Ama her şehirde en önemli yerlere “Adnan Menderes” adı konmakta ve büyük bir kitle onu bir kahraman ve demokrasi şehidi zannetmektedir. 10 yıl sürmüş fakat henüz 6 yıl içinde tükenmiş bir iktidar, ardından 1960 darbesine maruz kalmış bir ülke yarattı, tarih daha da kötü bir şekilde tekerrür ediyor. Tıpkı bugünkü gibi; gazeteciler tutuklanmış, halk açlık…

Devamını Oku
TOPLUM 

1492 SONRASI, MARRANOLAR VE ANADOLU COĞRAFYASI

Önceki yazımda bahsetmiştim. 1492 yılında Yahudi ve Müslümanlar ya Katolik Hıristiyanlığa geçmeye ya da ülkeyi terk etmeye zorlanmıştı. Yahudilerin ve Müslümanların bir kısmı İspanya’da kalıp Hıristiyan Katolikliğe geçti. Marranolar; Hıristiyanlığa geçmeyi kabul etmiş gibi görünüp kendi inançlarını zor şartlarda da olsa sürdüren ama boyun eğmeyen kripto Yahudilere İspanya’da takılan isimdir. Konverso da denilen Yahudiler devlet tarafından çok sıkı kontrol altında yaşamını sürdürmüş, asimilasyona maruz kalmışlardır. Marrano veya pis ve ahlaksız Yahudiler denilerek aşağılanmıştır. Marrano, o dönemin İspanya’sında Portekizcede domuz anlamına gelen kelimeden türetilmiştir. Konverso; İspanya’da dinini değiştirenlere denmektedir. Marranonun İspanyol…

Devamını Oku