TOPLUM YAŞAM 

YANARKEN ÜŞÜMEK

Birine insan eli balta vuruyor, diğerine su taşıyor. Akbelen’in çok mu canı yandı ki Çanakkale har har kavruluyor? “Türkiye Yüzyılı”, afetin yılı oldu adeta. Öldük, yıkıldık, yakıldık, nefesimiz kesildi… Yok mu artıran? Şehitler diyarı Çanakkale tarihinin “en kan dökülmeyen” savaşını yaşıyor gibi… Binlerce canlı ölüyor o yangında. Köpek ile kedinin çaresizce bir tahta yığınının altına saklandıkları videoyu belki çoğunuz görmüşsünüzdür. İçimiz inliyor acıdan da elden bir şey gelmiyor. Bizim bürokratlarımızın en büyük sorunu uzmanları zamanında dinlememek. Olanın ardından ah etsen ne, vah diye haykırsan ne? “Ormanları ellemeyin” dedikçe suiistimalle karşılaştı…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

HÜNKÂR VE KILIÇ

Hünkâr, Osmanlı’da sadece padişahlara verilen unvandı. Padişah ne demek? Pederi şah, yani şahların babası, en büyüğü demek. Padişah deyip geçme. Kılıcı var… Sarayı var… Ordusu var… Yaveri var… Celladı var… Kadısı var… Tahsildarı var… Yani öyle ki kanun koyan, vergi koyan, kızdığının kellesini alan, sevdiğini ihya eden bir sultan, bir devlet başı demek padişah. Onun için Osmanlı’da sadece padişahlar için kullanılan hitaplar vardır. Bunlardan biri de hünkârdır. Padişahtan başkasına hünkâr diyemezsin! Fakat her yer saray, herkes saraydakinin kulu, kölesi değil ya. İnat da bir murattır deyip padişahlara hünkâr dememiş kesimler…

Devamını Oku
HABER TOPLUM 

SEZEN AKSU’DAN YAŞAR GAGA ANISINA 5 BİN FİDAN

Türkiye’nin önde gelen değerli sanatçılarından Sezen Aksu, 2018 yılında hayatını kaybeden çalışma arkadaşı Yaşar Gaga anısına TEMA Vakfı aracılığıyla Kırklareli-Celaliye sahasında 5 bin fidanlık bir hatıra ormanı oluşturdu. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliği ile tesis edilen sahaya meşe türü fidan dikimleri yapıldı. ONNO TUNÇ’TAN ADİLE NAŞİT’E… Sezen Aksu, 2008 yılında değerli müzik adamları Şerif Yüzbaşıoğlu, Onno Tunç ve Uzay Heparı’nın adlarına TEMA Vakfı aracılığıyla Antalya Döşemealtı Hatıra Ormanı’na 4 bin, 2013 yılı boyunca verdiği konserlerinden elde edilen gelirlerin bir bölümü ile Manisa Salihli…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

ŞU LİYAKAT MESELESİ

Türkiye’de bir şirkette, siyasette, belediye hizmetlerinde, belki de şu an aklıma gelmeyen pek çok faaliyette iş yapan insanların kariyer faaliyetlerine baktığınızda şunu görürsünüz: Kimi insanlar sorumlu oldukları işin gereğini yerine getirmek ve işini en doğru şekilde yapmaya odaklanırken kimileri kısa yoldan kariyer basamaklarına tırmanmak için üst yöneticilerin kapılarını sürekli aşındırarak yakın ilişkiler sürdürmek için çaba gösterirler. Yakın ilişkiden kastım, bilgi alışverişi değildir. Hiyerarşik mesafeyi azaltmakla ilişkili faaliyetler yürütürler. Basamak atlama telaşındadırlar. İşleriyle ilgili bilgi seviyeleri düşük olmasına rağmen yaptıkları şovlarla sanki konusunda en yetkin kişi onlarmış gibi davranırlar. Yöneticisini sürekli…

Devamını Oku
TOPLUM 

PARA ÜZERİNE BİR DENEME

Sabahattin Eyuboğlu ile Vedat Günyol’un birlikte çevirdikleri Plutharkos’un ‘Lykurgos’un Hayatı’na yazdığı ‘Önsöz’de Azra Erhat, Fidel Castro’nun “Gençliği paradan tiksindireceğim!” sözünü alıntılar ve şöyle sürdürür yazısını: “Ne tuhaf! Üç binyıla yakın bir zaman önce, Lykurgos diye bir adam aynı şeyi düşünmüş aşağı yukarı. Toplum düzeninin içinde paranın yalnız zararlı olacağı düşüncesiyle, demirden öylesine ağır bir para bastırmış ki ne taşınır ne saklanır!” Plutharkos, Lykurgos’un Isparta’da giriştiği devrimlerin en kışkırtıcı olanının ‘lüks ve zenginlik düşkünlüğünü ortadan kaldırmak’ olduğunu bildirir. Bunun için de insanları paradan soğutmak, paraya yabancılaştırmak gerekmektedir. Önce, altın ve gümüş…

Devamını Oku
TOPLUM YAŞAM 

AŞURE

Çocukluğumun geçtiği Sivas’ın Alibaba Mahallesi’nden aklımda kalan en güzel anıların başında aşure günleri gelir. O zamanlar Alibaba, Gökçebostan ve Kolej mahallelerinde neredeyse her hanede aşure kaynatılırdı. Herkes farklı günde yaptığı için şöyle böyle bir hafta boyunca evlerden aşure eksik olmazdı. Aşure o zamanlar tabakta dağıtılmazdı. Aşure kaynatan kadınlar, aşureyi bir kovaya doldurur, ellerine de bir kepçe alıp dağıtıma çıkardı. Aşure dağıtan kadınlar, genelde her evin kapısı açık olduğu için bahçeye girer, evin kapısında kepçe ile kovaya vurur, “Komşu” diye seslenirdi. Ev sahibi kapıya gelince aşure dağıtan kadın “Bir kap ver,…

Devamını Oku
TOPLUM 

YERKÜRE KAVRULUYOR

“Düşünülemez olanın/ düşünülür hale geldiği/ ve imkânsız olanın/ gerçekleştiği zamandı.” [1] “Küresel ısınma” dediğimiz görüngüyü “faili belli” kılmak gerek. Kapitalist sistem, özellikle sınai kapitalizm 19’uncu yüzyıldan itibaren insan iş gücünün olduğu kadar, doğal kaynakların sömürüsünü de insanlık tarihinde misli görülmemiş ölçüde yoğunlaştırdı. Sınai faaliyetler enerji gereksiniyordu, enerji ise fosil yakıtların (önce kömür, ardından petrol ve nihayet doğal gaz) hesapsız-sınırsız tüketilmesiyle sağlanabilmekteydi. Fosil yakıtların tüketilmesi sürecinde salınan “sera gazları” ise atmosferde bir sera etkisi yaratarak ısının tutulmasına, dolayısıyla da sıcaklıklarda hızlı bir artışa neden oluyor. Sanayileşme, yani üretim kapasitesindeki görülmemiş misli…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ŞİRKET ÇIKARLARI BEKÇİSİ GAZETECİLİK

Habertürk TV’de ‘Haber Analiz’ programını izliyordum. Program boyunca orman yangınlarıyla ilgili gelişmeler aktarıldı, uzmanların görüşleri alındı. Sonra da ormanların korunması için herkesin iş birliği yapması gerektiği vurgulandı. Habertürk TV ekranında orman yangınlarının anlatıldığı sırada Akbelen ormanında ağaç katliamı devam ediyordu. İkizköylüler ve onlara destek için gelenler, ağaçları korumak için üç gündür direniyorlardı. İktidarın gözdesi Limak ve İçtaş holdinglerinin kurduğu YK Enerji, jandarma koruması eşliğinde ormanı ağaçsızlaştırıyor, maden sahasına dönüştürüyordu. Köylülere geçit vermeyen jandarma, biber gazıyla, tazyikli suyla müdahale ediyordu eylemcilere. Engellediği gazetecilerden Kazım Kızıl’ın doğrudan gözlerine biber gazı sıkıyordu. Bekledim…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘YENİ ADANA’ VE BİR DÖNEMİN SONU

Dün Adana’da Cumhuriyet’in bir ışığı söndü. Kimse umursamadı. Yer yerinden oynar diye düşünmüştüm, ‘çıt’ çıkmadı. 105 yıllık ‘Yeni Adana’ gazetesi kapandı. * * * Fransız askerleri Adana’yı işgal etmişti. İlkin, okullarda ve resmi kurumlarda asılı Türk bayrağından rahatsız oldular. İndirttiler. Türk jandarmasının fesindeki ‘Ay-Yıldız’a dahi tahammül edemediler. Kaldırttılar. Sonra Ermeni komşularımızı kışkırttılar. Onlara taşkınlık yaptırttılar, kiliselerinde Müslüman kesmelerine göz yumdular. Fransızlar gülüyor, eğleniyorlardı. Taşköprü önünde fotoğraf çektirip Paris’teki ailelerine kart atıyorlardı. Kartların arkasına, “Parisliler, müjde! Giydiğiniz elbiselerin pamuğunu dert etmeyin, dünyanın pamuk cenneti artık bizim!” yazıyorlardı. Adana Valisi, Fransız olmuştu.…

Devamını Oku
TOPLUM 

‘LÜKÜS HAYAT’ MÜZİKALİ Mİ, ‘SEFİLLER’ ROMANI MI?

Mersin’de kiralık ev sorununu Vahap Seçer özetledi o önceki gün. Dedi ki: “Mersin’de lüks konut var, sosyal konut yok!” Haksız mı? Yenişehir’de, Mezitli’de lüks ev furyası ‘3+1’ ile başlamıştı uzun yıllar evvel. Sonra ‘4+1’ oldu. Sonra ‘5+1’ oldu. Sonra ‘6+1’… Sonra gökdelenler modası. Havuzu zaten cabası. Gösterişli, bol reklamlı, çağdaş mimarili, peyzajlı meyzajlı evler sardı Mersin’in en güzel yerlerini. On binlerce ev yapıldı böyle. Daha on binlercesi de sırada. * * * Lüks evinden sıkılan zengin, iki yılda bir ev değiştirdi, bir başka lüks eve geçti. Zenginler istedikçe müteahhitler yaptı.…

Devamını Oku