TOPLUM 

DOĞANIN ÖLÜMCÜL TÜKÜRÜĞÜ

Sanatçı ve edebiyatçının görevi, en zor zamanlarda topluma ışık saçmak, karanlığa bir mum yakmaktır. Hayatın da, hakikatin de hep iki yüzü olmuştur. Sanatçı, hayatın ve hakikatin güzel yüzünü görebilendir. Düşmanının bile iyi tarafını görmeye çalışır. Bu düşünceyle diyorum ki insanlığın kurtuluşuna inanmıyorum, belki sanatla yok oluşunu geciktirebiliriz. Bu nedenle yazıyorum. Yaşadığımız acılı günlerimizde insanlığın başına gelen felaketin öteki yüzüne bakmak istiyorum. İnanıyorum ki çoğu insan teselli bulacaktır. Özellikle ezilenler, sömürenler, zulüm görenler, yok sayılanlar, dünya üzerinde bir dikili ağacı olmayanlar, aç bırakılanlar, yersiz ve yurtsuzlar… Ve denilebilir ki can tatlı;…

Devamını Oku
TOPLUM 

EN ZAYIF HALKA

Toplumların davranışları doğal afetler, savaşlar, salgın hastalıklar gibi toplumun tamamını etkileyen durumlarda gün yüzüne çıkar. “İnsanlar, bilgi ve sezgi gücünü eğiterek insan olur” diye yazmış Niyazi Kahveci, ‘Sistematik Düşünme’ kitabında. Varlık olmaktan insan olmayı böyle anlatarak başlıyor kitabına yazar. Uzun yıllar içerisinde insanların “insan olma” özelliklerini yok eden acımasız kapitalist düzen nihayet “en zayıf halka” olanları gözden çıkarmaya başladı. Hızla yayılan koronavirüs salgını, Avrupa’nın her yanına yayıldığında nasıl çaresiz olduklarını dünyanın gözleri önüne seriverdi. İnsanlık kendi tecridini yarattı! Doğal hayatın yok edilmesi, denizlerin akarsuların acımasız insan saldırısıyla darmadağınık hale gelmiş…

Devamını Oku
TOPLUM 

SİYAHLA BEYAZIN ARASINA GRİ GİRDİ

Bir gece vakti küçük çam ormanına bakan evimizin balkonunda geceyi dinliyordum. Gecenin sessizliğini, rüzgârın serin üflemesini bir baykuşun çığlığı kesti. Baykuşun bağırtısını durup dinlemeye başladım. Birilerine bir şeyler anlatmak ister gibiydi. Benim arkamda bulunan evlerin çatı katlarından birinde ona yanıt veren birden fazla baykuş yavrusunun cıvıltısı vardı. Baba baykuş seslendikçe yavru baykuşlar ona yanıt veriyorlardı. Hem bu durumu fark etmiş olmaktan hem birbirlerini görmeseler de seslerinin her iki tarafa da güven vermesinden çok etkilendim. Seslerin de renklerin de dili olduğunu bir kez daha anımsayıp içinde bulunduğumuz çağın zaman diliminde ne…

Devamını Oku
TOPLUM 

‘ANNEM’ FİLMİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI VE KADINLAR GÜNÜ

İstanbul’dan sonra daha küçük bir kasabada bir yaşam seçince bazı sosyal faaliyetler de güncel şekilde takip edilemiyor. Bu çok sorun değil. Büyük bir şehrin hayatından sonra amaç da tam olarak daha sakin, daha yavaş tempolu bir hayattı. Düşünmek için vakit çok. Böyle olunca insan kendini bu değişimde ele alıyor ve baştan sona tüm yaşamını, yaşadıklarını, yaşayamadıklarını sorguluyor. Keşke demeyi hiç sevmedim ve demiyorum da. Bu sorgulamaları geleceğe ayna olarak aklımda tutuyorum. Geçmişe yapılabilecek bir müdahale olmasa da geleceği planlamada etkili bir durum oluşuyor. Bazen bir kitap bazen de bir film…

Devamını Oku
TOPLUM 

MEHMETÇİKLERİMİZİ UĞURLARKEN

Balkonumuzun köşesinde kendiliğinden filizlenip çıkmış, günden güne boy vermiş bir kayısı ağacımız oldu. Geçtiğimiz bahar ilk defa çiçek açtığında meyve de verir mi acaba diye çok gözledim; ama o serilip serpilip salınmaya devam etti. Anladım ki başka baharları bekleyeceğim. Bahçemizdeki ağaçların hepsinin yapraklarının rüzgârlarla ve soğuk havaların etkisiyle teker teker döküldüklerini gözlemlemiştim. 10-15 gün önceydi, çamaşır sermek için balkona çıktığımda kayısı ağacına gözüm kaydı. Benim nazlı kayısı ağacımın kuru dallarından birisinde inatla tutunmuş bir yaprak kalmıştı. Durup seyrettim onu. Denizden gelen bir rüzgâr esintisinin yaprağı titrettiğini ve sonra da yere…

Devamını Oku
TOPLUM 

KADINLARI SEVİN

Kızımın beni son ziyaretindeki sürprizi, giderken başucuma bıraktığı kitaptı. Elimdeki kitap bittikten sonra okumaya başladım. Seçimlerini yaşamım boyunca sevdiğim ve takdir ettiğim kızımın bu kitabı seçmesindeki nedeni de okumaya başladığımda anladım. Edebi değerinden ziyade kızımla bizim hayatımızı zaman zaman anımsatan iyi bir akış ve kurgu ile yazılmıştı. Hani bir film izlersiniz ve arada bazı sahnelerde yürek bağı ile bütünleşirsiniz ya, sizi sarsmaz ama içinizi burkan ruh haline büründürür… Okurken ve sonrasında geçmişi düşünmekten, sorgulamaktan kendimi alıkoyamadım. Kadınlar bu dünyaya gelip ne zorluklar yaşıyor. Bir anne, kız çocuğundan kendisini anlamasını bekler,…

Devamını Oku
TOPLUM 

TÜM SPOTLARI BİR ÇOCUĞUN ÜZERİNE ÇEVİRMEK

Bilişsel olarak kendi akranlarından ileri derecede gelişim gösteren bir çocuğun aynı ölçüde psikolojik olarak ileride olduğu varsayılamayacağı gibi zekânın birden fazla tipi vardır. Duygusal zekâsı gelişkin birinin aynı oranda analitik zekâsı gelişkin olmayabilir. Her şey bir tarafa, belli konularda yetenekli olan çocukları televizyon programında yarıştırmanın, youtuberların malzemesi veya medya patronlarının reyting kurbanı yapmanın bir çocuk istismarı olduğunu hatırlatmak zorundayız. Bizim gibi piramidin en altında olan, yani beyin sapı ile hayatta kalmaya odaklanmak zorunda kalmış ülkelerde pek sıklıkla karşılaştığımız bir olay: Örneğin piyano çalma yeteneği olan bir çocuk için “Onu hobi…

Devamını Oku
TOPLUM 

DEPREM KRONOLOJİSİ Mİ, KRİMİNOLOJİSİ Mİ?

Yazıya başladığımda yeni şehit haberi gelmemişti henüz. Van’daki çığ felaketi de olmamıştı. Depreme odaklı bir yazı olacaktı. Depremle ilgili genel bilgileri içeren, biraz da belli noktalara dikkat çekmeyi amaçlayan bir yazı, yine de öyle olacak; ama bu topraklarda insan hayatının ucuzluğunu unutmuşum bir an için. Bu ülkede bir noktaya odaklanmanız neredeyse imkânsızdır. Hafıza kaybı yoğunluklu toplumsal rahatsızlığımızdır. Ders çıkarma huyumuz da yoktur; çünkü herkes kendisini öğretici olarak görür. Bu noktaların altını kalın çizgilerle çizmekte fayda var. Anadolu; 3 temel fayın yer aldığı (Avrasya-Arap-Afrika levhası arasında ve Kuzey Anadolu Fay Hattı,…

Devamını Oku
TOPLUM 

ÜZERİMİZE ÇIĞ DÜŞTÜ, PİSTTEN ÇIKTIK, ENKAZ ALTINDAYIZ

Van’ın Bahçesaray ilçesinde iki günde iki defa çığ faciası yaşandı. 5 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı ilk çığ faciasında kar altında kalan 2 kişiyi kurtarmak isteyen ekiplerin üzerine de çığ düştü. İkinci faciada ise 8 jandarma görevlisi, 3 güvenlik korucusu, 3 itfaiye eri ve 9 sivilin şehit olduğu açıklandı. Çığ faciası haberlerinin üzerinden çok geçmeden, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait uçağın pistten çıktığı son dakika haberi geldi. Uçakta 175’i yolcu, 2’si çocuk, 6’sı mürettebat olmak üzere 183 kişi bulunuyordu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Uçak kazasında…

Devamını Oku
TOPLUM 

DEREYE RENGİNİ VERENLER – 2

Dâhiliye Vekili (İçişleri Bakanı) Şükrü Kaya’nın (18 Kasım 1931) dönemin başbakanına sunduğu rapor, bizzat bir bakanın kaleminden çıktığı için önemlidir. Rapor 3 aylık bir araştırmanın sonucudur. Dersim’i gezen Şükrü Kaya, Dersimlileri dinlemek yerine Dersimlilerden zarar gördüğünü iddia edenleri – Türkler ve Sünni Kürt aşiretler – dinler. Özellikle Türklerin, silahlı tehdit altında olduğunu iddia eder. Şikâyet konusu olarak Seyit Rıza ile Haydaranlı reisleri Kamer ve Hıdır Ağa’ları gösterir. İddia sadece bununla da sınırlı kalmaz. Şükrü Kaya, Türklerin devlete vergi ve asker verdiği halde, ölümle burun buruna yaşadığını belirtir. Kaya, Dersim’de kati…

Devamını Oku