TOPLUM 

AH KÂZIM AH!

Kentin varoşlarında bir okulda okuyordu Kâzım. Aksi, tehditkâr, içe kapanık, zor anlayan, zor arkadaşlık kuran bir çocuktu. Neredeyse bütün dersleri kötüydü. Ama aileden gelen gelenek, töre ve inançlara sıkı sıkıya bağlıydı. Çevresinin muhafazakâr olması nedeniyle dindar yetişmişti. Bu sayede kentin ezici sosyal yapısına katılmak zorunda değildi, dindarlığı onun sığınağıydı, çok boyutlu düşünmesine, sosyal risklere girmesine gerek yoktu; çünkü inançları zaten buna izin vermiyordu. Sahip olduğu çevre, ondan beklentilere uygun bir sosyal ortam sunuyordu, ne de olsa inançlar özel alandı ve herkes saygı duymak zorundaydı. İnanç ve idealleri mevcut sosyal zekâsına…

Devamını Oku
TOPLUM 

ORMANCI, BEKÇİ MURTAZA VE BELEDİYE BAŞKANI

Orman muhafaza memuru kuralcıdır, kanuncudur, serttir, kincidir. Diyelim ki gariban köylünün biri kaçak odun çekti; kamçıyı vurur, odununu alır, adını kafasına yazar. Kin tutar. O köylünün anasından emdiği sütü burnundan getirir. Çünkü mevzuat buna elverir. * * * Fakat aynı memur, orman ağasının yanında, hele ki sofrasında süt dökmüş kedi gibidir. Orman ağasına nasıl odun çekeceği, nasıl daha fazla kazanacağı, müesses nizamı nasıl koruyacağı konusunda her daim bilgi verir. Bazen ufak tefek usulsüzlüklere göz yumar. Ekseriyet orman ağasının bölgesine ilişmez. İş olup bittikten sonra, soran olmaz da hadi oldu diyelim,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

SAĞCILIK-SOLCULUK

Önsöz: “Sağ” ve “Sol” kavramları, zihinlerde doğru çağrışım yapmaması nedeniyle halen ülkece yaptığımız yanlış seçimlere bir örnek oluşturacak niteliktedir. Günümüzün sıcak konularından biri olan “Sağcılık” ve “Solculuk”’un, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra anlamını yitirdiği iddia ediliyor. Oysa ne “Sağ”ın 70 yıldır ülkede estirdiği muhafazakârlık rüzgârı değişti, ne de “Sol” hakkında yoksul ve cahil kitleler üzerinde “Sağ” iktidarların oluşturduğu algı. Görülmesi gereken gerçek; toplumun faşizmi bile uygar, emekten, hak ve hukuktan yana olan “Sol” dünya görüşüne tercih etmesidir. “Halkın ferasetine güveniyoruz” gibi süslü laflardan önce sorunları doğru analiz etmeyen aydınların dönüp nerede…

Devamını Oku
TOPLUM 

PANDEMİ ASTROLOGLARA YARADI, ALO FETVA’YA KORONAVİRÜS SORULARI, MOTORLU KURYELERE NOTLAR…

COVID-19 GÜNLERİ (14)… Dünyada Covid-19 vakası sayısı 103 milyona, ölü sayısı 2 milyon 300 bine yaklaştı. 450 bin ölümle ABD başı çekmeyi sürdürüyor. Ölümlerde ABD’yi 225 binle Brezilya, 160 binle Meksika, 156 binle Hindistan, 107 binle İngiltere izliyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 31 Ocak 2021 akşamı açıkladığı verilere göre, Türkiye’de Covid-19 ölümlerinin sayısı 26 bin sınırında. Resmi açıklamalara göre, Türkiye’de Covid-19’dan günde ortalama 120 ila 150 arası kişi yaşamını yitiriyor. Takvimler ay ay ilerliyor, Covid-19 haberleri birikiyor. Dünyaya bakıyoruz: 2020; 1,8 milyon koronavirüs ölümüyle kapatılmış. 2021, aşı yılı. Herkes umutlu.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

AYDINLANMA SAVAŞÇISI

24 Ocak 1993 sabah bir suikast haberiyle yüreğim burkuldu. Televizyon haberlerinde, radyoda gün boyunca, ertesi gün de yazılı basında Uğur Mumcu hakkında bilgiler verildi, yorumlar yapıldı. Yıllarca duyduğum bunca suikast, bunca ölüm haberlerine rağmen bu gelişme beni altüst etti. Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet’teki köşe yazılarını okumak vazgeçilmezim olmuştu. Bazı konularda makale dışında yazı dizileri de olurdu, onları da takip ederdim. O, Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Atatürk’le ilgili o zamana kadar hiç yazılmamış şeyleri yazıyordu. Akşam sofralarını, eşi Latife ile sıkıntılı ilişkilerini, Fikriye’nin ölümü ardından duyduğu acıyı Cumhuriyet’in 2’nci sayfasında yazı dizisi…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘NİÇİN BU İŞLERLE UĞRAŞTIN; BAĞIMSIZ TÜRKİYE’YMİŞ, SANA NEYDİ?’

“Niçin bu işlerle uğraştın? Kapitalizmmiş, sosyalizmmiş, sömürüymüş, bağımsız Türkiye’ymiş, sana neydi? Bak, bir kısım ‘hocalar’ böyle mi yapıyorlar? Çokuluslu şirketlere mali müşavir olsaydın, holdinglere danışmanlık yapsaydın ya da ‘Bana ne bunlardan?’ deyip sırtüstü yatsaydın… Böyle yapsaydın, katların, yazlıkların, kışlıkların olurdu, çocuklarına deniz motorları da alırdın. Sana ne yahu bu işlerden, sana ne?” Bu serzenişi Server Tanilli için dile getirmişti, Uğur Mumcu, Cumhuriyet’teki 10 Nisan 1978 tarihli köşesinde. Anayasa hukuku profesörü olan Server Tanilli, 7 Nisan 1978’de silahlı saldırıya uğradı, belden aşağısı tutmaz oldu. Uzun süre yurt dışında yaşayan ve Türk…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

“UĞUR’LAR OLSUN”

Uğur Mumcu suikastının 28’inci yıldönümünde, cesur ve örnek alınması gereken bir Türk aydınının, araştırmacı bir gazetecimizin niçin suikasta kurban gittiğini hatırlamakta yarar var. 24 Ocak 1993 tarihi, ülkemiz için kanlı bir gündür. Bu tarihte Karlı Sokak, tarihinde görülmemiş bir karanlığa bürünecektir. Daha sonra ‘Uğur Mumcu’nun Sokağı’ ismini alan Karlı Sokak, araştırmacı gazeteciliğin cesur kaleminin katledildiği 28 yıl önce, ülkemiz için yeni bir tarih sayfasının açılmasına tanıklık etmiştir. Bu suikastın ardındaki güçleri açığa çıkarmadan, Türkiye’nin demokratik, laik ve güçlü bir ülke haline dönüştürülmesi mümkün değildir. Hatırlayalım, 1 Şubat 1979’da Abdi İpekçi’nin…

Devamını Oku
TOPLUM 

LENGERİ FÖTR VE MESUT

Bu yazıyı, 2018 yılında yazmışım. Mesut Özil, 2 sene sonra, siyasal İslamcılık ve Türk milliyetçiliğiyle harmanlanmış bir futbol ikonu olarak Türkiye’ye gelince yazdıklarımı hatırladım. Fenerbahçe, futbol anlamında bir Alex kazanır mı, bilemem. Ama futbol dışında her şey için Emre’nin yerini dolduracak bir ismi kazandı. İşte, 2018’de yazdıklarım: /// Almanlar da muhtemel ki, Türkler başta olmak üzere tüm göçmenlerin ‘ezik’ olmasını istiyor. Yani sessiz olsun, işyerinde uyumlu çalışsın, toplumsal yaşamda ya da ekonomide çok öne çıkmasın. Önce ben okuyayım, yer kalırsa o da okusun. Önce ben iyi iş bulayım, o daha…

Devamını Oku
FELSEFE TOPLUM 

VE KADIN: BİNLERCE YILIN KARANLIK LABİRENTİNDEN ÇIKIŞ YOLUNU BULACAK OLAN

Din, sosyolojik bir unsur; bireysel ya da kolektif olarak, insanın yaşamını “en derin yönlerden” etkileyen bir örgütlenme biçimi. Kadın(lar) da, “tarih” dediğimiz sınırlaması imkânsız uzam ve zamanın tam ortasında duruyor. Dolayısıyla, söylencelerin ve dinlerin kâh öznesi kâh nesnesi oluyorlar. Tek tanrılı dinlerin doğup palazlanmasından binlerce yıl önce, anaerkil kültürün ve söylemin hâkim olduğu dönem(ler)de kadın, örneğin bereketi simgeleyen “Ana Tanrıça” olarak inancın kökenindedir. Zaman, −diyalektiğin erekselliğine uygun olarak– sürekli devinim durumunda olduğundan bireyi ve toplumu etkileyen her olay ve olguyu da etkiler, evirir ve kimi zaman da değiştirir. Bu “değiştirme”…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

19 OCAK 2007 VE HRANT DİNK CİNAYETİ

Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi ve Zirve Yayınevi Katliamı iddianamesinde, yayınevi ile Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinin ‘Kafes Eylem Planı’ çerçevesinde birlikte değerlendirilmesi bu olayların bir organizasyon olduğu izlenimi vermektedir. Amaç neydi, nasıl gelişti ve sonucu ne oldu? Rahip Santoro’nun misyonerlik –Hıristiyanlığı yayma görevi– faaliyetleri yürüttüğü iddiaları vardı. Hrant Dink katliamının nedenlerini bir dizi olaylardan varsayımlar çıkarılarak değerlendirmek mümkündür. Ölümünden önce basında öne çıkan bazı davalar, yazılarına gösterilen tepkiler nedeniyle hedef haline gelmişti. Hrant Dink’in yoğun yargı sürecinin başlangıç noktasını, kendisi doğrudan dava konusu olmasa da, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in…

Devamını Oku