POLİTİKA 

KILIÇDAROĞLU’NUN ŞAPKASI

CHP’de kurultay bitti, Kılıçdaroğlu Dönemi kapandı, Özgür Özel Dönemi başladı. Kartlar yeniden karılacak. Parti içi dengelerin oturması zaman alacak. Çünkü muhtemelen CHP, bir süre, Ankara’dan değil, İstanbul’dan, Ekrem İmamoğlu’nun odasından idare edilecek. CHP için yeni bir deneyim olacak. Bu yazının konusu, CHP’nin yeni dönemine ilişkin değil. Bu yazının konusu, Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na dair. Ne de olsa kurultay sona erdiğine göre herkes soğukkanlılıkla okur, eleştirilerini sonraya bırakır diye umut ediyorum. Kılıçdaroğlu 13 yıl genel başkanlık koltuğunda oturdu. Bu 13 yıllık sürede iktidarın hem ideolojik aygıtlarıyla hem de baskı aygıtlarıyla…

Devamını Oku
POLİTİKA 

MABET HAYALİ BİNLERCE İNSANIN KATİLİ OLDU

Ellerini hangi enkaza atsalar ufacık cesetler çıkıyor. Bir babanın beton yığınına dönmüş evinin önünde yitirdiği 4 çocuğuna yakarışı kulakları sağır etmiyorsa kalbiniz kin bağlamış demektir. Bir çocuğun yaşadığının bile farkında olmadan “Beni mezara mı götürüyorsunuz?” sözü göz pınarlarınızı kurutmuyorsa insanlığınız gömülmüş gitmiş demektir. Yazımın ilk cümleleri hep çocuklarla ilgili, fark etmişsinizdir. Çünkü İsrail, mermilerini, silahlarını, füzelerini çocuklara çevirmiş durumda. Adeta çocuklarla savaşıyor. “Eti ne budu ne?” deriz ya el kadar çocukların kanını kurutmaya doymadılar! Bir ay geride kaldı ve hâlâ birçok ülke sessiz! Ama gerçekten insan olan – Hıristiyan da…

Devamını Oku
POLİTİKA 

CUMHURİYET ÇOCUKLARIYIZ BİZ

100 yıl… Yazarken, söylerken, dinlerken ne kadar kolay dökülüyor sözcükler, değil mi? Bir çırpıda söyleyiveriyoruz bazen. Belki çok düşünmüyoruz üzerine “100” derken… Benim gözlerimi dolduruyor “100 yaşında” demek. Yanına en sevdiğim kelime geliyor çünkü: Cumhuriyet! Mücadele, emek, emanet görüyorum üç basamaklı bu sayıda. 100; belki de hiç bu kadar anlamlı olmamıştı aklımda, hiç bu kadar tüylerimi diken diken etmemişti. Düşünüyorum zaman zaman, Ata’mın emanetine sahip çıkabiliyor muyuz diye, sonra daha sıkı sarılıyorum bu emanete. Şu sözler beliriyor zihnimde: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve…

Devamını Oku
POLİTİKA 

29 EKİM’İ KUTLAMAK

29 Ekim, yaşadığımız ülkenin doğum günüdür. 100 yıl önce bugün, 29 Ekim 1923’te ülkemizin kuruluşu ilan edilmiştir. Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923’te cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de, kuruluşundan itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kutlanan milli bayramlarımızdan birisidir. Dönemin anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan bir değişiklik ile Cumhuriyet’imiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiştir. Cumhuriyet’in ilanı, Ankara’da 101 pare top atışı ile duyurulmuş ve 29 Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihi, başta Ankara olmak üzere tüm ülkede bir…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA 

SANAT VE SANATÇILAR SUSMAMALIDIR

İlk defa 2015 yılının Eylül ayında kaleme almış, daha sonra 2016 yılının Mart ayında Posta gazetesinin GAP bölge ekindeki köşemde yayınlamıştım bu yazımı. O dönemde Türkiye’de yaşanan terör olayları nedeniyle toplumda korku, endişe hâkimdi. Bugün de İsrail’in saldırısı sonrası Gazze’de yaşanan insanlık dramında başta çocuk ve kadınlar olmak üzere benzer kaygı ve üzüntüleri yaşıyoruz. İnsanlık dramına tanıklık ediyoruz. Savaşlarda, terör saldırılarında, olağanüstü dönemlerde sanat ve sanatçılara büyük rol düşmektedir. Bu yazının amacı, sorunların dile getirilmesinde sanatın yaratıcı ve yenilikçi ve etkili gücünü ifade etmek, toplumun moral değerlerini yüksek tutmada sanatın…

Devamını Oku
POLİTİKA 

EN CAN YAKICI KEFEN BEYAZI

Hiçbir çocuğa kefen yakışmazken bombalar yüzlerine imza atar oldu. İmzanın kalemini tutanların tarih, kalemini kıracak! 21’inci yüzyılda ‘insanlık’ naraları atanların içlerindeki barbarlığı ve vahşeti izliyoruz. İzliyoruz diyorum; çünkü müdahale edemiyoruz! Karşımızdaki o kadar arsız, o kadar vicdansız ki tüm dünya ülkelerinin savaşa dâhil olmasını amaçlıyor. Aklınca soytarı yandaşları ile gücüne güç katacak! Gazze’den gelen görüntüleri izledikçe uykularım kaçıyor; uyumaya, yemeye, içmeye elim gitmiyor. Suç işleniyor Gazze’de, çocuklar vahşice öldürülüyor; nasıl uyuyalım? Ufacık bedenler, kalpler korkuyu öğreniyor, kimisi öğrendiği gibi oracıkta ölüp gidiyor. “Çocuk” ve “ölüm” kelimesi asla yan yana gelmemeliyken…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÖZGÜRLÜK

İnsanlar daha doğdukları günden itibaren gerçekliğini tartışamadığı, mutlak doğru zannettiği inançlarla büyüyor. Sonra başkasının inançlarını kendine yapılmış bir ihanet olarak görüp onlara düşmanlık ve kin besliyorlar. Yüzyıllar boyu bu algı ve inançlar sorgulanmadığı için sorgulanması gerektiği söylendiğinde insanlar karakterlerinin, davranışlarının bir ögesiymiş gibi davranıyor. Bu farkındalığın yaratılması için yapılan uyarıları ve verilen emekleri kendine yapılmış bir saldırı olarak algılıyor. İşte, bu şartlanmışlık; beynin en büyük cezası ve mahkûmiyetidir, bir bebeğin elini kolunu bağlayıp bir odaya ya da bir hücreye kilitlemek ile eş değerdir. Her birey, çocukluktan başlayarak yaşadığı evreni yeniden…

Devamını Oku
POLİTİKA 

HAMAS TERS KÖŞE YAPTI

Bir ülke düşünün ki 8 milyonu biraz geçen nüfusuyla dünyanın ilaç sanayisini yönetiyor, perde arkasında durup en kritik anlarda “Ben buradayım” diyor. İsrail’den bahsediyorum. Çoğumuz İsrail kelimesini duyunca ister istemez yüz ekşitir, bir an önce konunun değişmesini isteriz. Elindeki kan hep yenilenir, temizlemek isteyen de kirlenir! “Mescid-i Aksa kutsalımız” dendikçe damarına basmışçasına insanlar yerde sürüklendi, sabah namazlarına baskınlar yapıldı, kadınların başörtüsü sökülüp atıldı. İnancı ne olursa olsun hiçbir halk böyle bir tutumu hak etmez. İsrail’in özünü bildiğimiz için masum edebiyatı sergilemesi çok inandırıcı gelmiyor açıkçası. İsrail’de de Gazze’de de masum…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YÜCE MECLİS’İN MESAİSİ BAŞLIYOR

Milletvekillerini zorlu bir gündem bekliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla birlikte emekliler tetikte, depremzedeler hayat mücadelesinde. Alınacak her karar “Sonunda iyi sonuca ulaştı” dedirtsin. Bu dönemde de muhakkak ki göreceğiz havada uçuşan sandalyeleri, kâğıtları. Bazı ülkelerin meclisleri hararetli geçer; işte, biz de o ülkelerden biriyiz. Günün sonunda dövüşenlerin aynı sofrada yemek yediğine şahitlik etmişliğimiz de olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi her gün ortalama 25 bin vatandaşı ağırlıyor. Çoğunun da başka başka sıkıntı ve talepleri olsa işte size milyonlarca iş ve görev… 28’inci dönemde vizyon sahibi çok milletvekili var. Umarım, vatandaşın…

Devamını Oku
POLİTİKA 

DEDİKODU SİYASETİ – 3 / ECEVİT’E ÖFKE

Yıl 2002. 2001 krizi henüz atlatılmamış, Kemal Derviş’in ekonomik programı koalisyon iktidarında uygulanmaya başlandığı ilk yıl ekonomide toparlanmanın güçlü sinyallerini veriyordu. Enflasyon düşüşteydi, döviz kurları istikrarlı hale gelmiş, dış borçların ödenmesinde güven artışı, borsada da canlanma başlamıştı. Emperyalizmin korkulu rüyası, politikalar sağcı olsa da bunu uygulayan politikacıların kısmen sol kökenli olması dahi onlar için tedirginlik vericidir. Çünkü emperyalist ülkelere karşı sağ politikacılar kadar güven vermezler. 2002 yılında siyasi atmosfer çok bulanık, ihanet fırsatçılık had safhada. Öcalan’ın tutukluluğu sürüyor ve yıllar süren PKK terörü bitmiş, terörsüz bir ortam yaşamın normali halini…

Devamını Oku