POLİTİKA TOPLUM 

İNSAN KISIM KISIM, HIRSIZ ÇEŞİT ÇEŞİT

2017 Haziran’ının bunaltıcı sıcağında açık pencereden evime hırsız girmiş ve bu durumu daha dar bir mecrada arkadaşlarımla paylaşmıştım. Şimdi, sevgili okur, mahrum kalmayasınız diye sizlere de bahsedeceğim. Hoş, şimdilerde daha yoğunluklu olarak hırsızın mutfağımıza, elektrik ve doğalgaz sayaçlarımıza, ücret bordrolarımıza, evlerimize girmesi için camların, kapıların açık olması gerekmiyor. Halklarımız; finans-kapitalin siyasal İslamcı iktidar sahipleri eliyle yürütülen daha organize soygun ve talana maruz kalmaya devam ediyor. Ama “küçük ve büyük hırsızlar” meselesine geçmeden başka bir konu hakkında iki kelam etmek isterim: Sosyoloji 1’inci sınıfı bitirdiğimde kendime “çeyrek sosyolog” demiş, kendimden de…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GENÇLİK SİYASETE OYUNCAK OLAMAZ

Gelişen teknoloji çağının dezavantajlı kısmına denk gelen çocukların siyasete konu edilmeye çalışılması kabul edilemez. Tüm gündem değişti… Hayat pahalılığı unutuldu… Bitmek bilmeyen zamlar unutuldu… Uzayan ekmek kuyrukları unutuldu… 11 yaşındaki çocuğun bu ülkenin ana muhalefet liderine “hain” demesi her gün ilk haber olarak yayınlanıyor birçok yerde. Algı yaratılmak mı istendi, onu bilemiyorum ama hedef sanki iyi saptı… Yeni neslin yetişme tarzı –tamam– asi de kürsülere çıkıp birilerine sallayabilecek kadar da saygısız olmamalı. Bunu sadece ana muhalefet lideri için söylemiyorum, bu hareket cumhurbaşkanına da yapılmış olsaydı aynı satırları yazardım. Ki sosyal…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SEZİNLEYİN SEZEN’DEKİNİ

Ayrıştık… Şarkı birleştirme özelliğine sahipken ayrıştırdı bu kez… Suni gündemler ile boğuşmaktan gerçeği göz ardı edemeyiz, şüphesiz. Şarkının sözlerine takıldığımız kadar gelen zamları durdurabilmek için çıkış yolu arasak ne de iyi olur… Yazılmış olan şarkı yeni bir şarkı da değil. Neden şimdi? Şarkının içerisinde geçen bir ibareye takılıp yılların Sezen Aksu’sunu harcamak haddimiz değil. Bu ülkeye sayısız eserler kazandıran bir isim. Sevdanın en doruğunu, aşkın en koyusunu, acının en yoğunluğunu onun şarkıları ile yaşadık ve yaşıyoruz biz… ‘Adı Bende Saklı’ ile yüreğimize gömdüklerimizi… ‘Keskin Bıçak’ ile vazgeçtiklerimizi… ‘Son Bakış’ ile…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KARANLIKTAN ÇIKMAK

Her şey ve her yer büyük bir sessizlik içinde, olsa olsa tatlı bir rüyanın bedeni ve zihni teslim almış olabileceği zifiri bir karanlığa teslim olmuştu. “Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inmeye çalışın; çünkü mesafe ne kadar artarsa dönüş maliyeti de o kadar artar” demiş Dostoyevski. “Bu zifiri karanlıkta ne kadar uzun süre kalınırsa, aydınlığa kavuşma ihtimali de o kadar azalacak” diye düşünüyorum gizli gizli. Karanlığın içinde yön duygusu yok, ufacık bir ışık huzmesi de olmadığına göre, özlenen ışığa yönelebilmek için rehberlik edecek bir dayanak da yok. O halde önce kendine…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SELAM SÖYLE AMCAMA!

Kemal Bey bir miting yaptı, herkes birbirine sorup durdu: “Nasıl geçti?” Yorumlar muhtelif… Ekseriyet konuşmasını zayıf bulmuş. “Daha sert ve keskin olmalıydı” diyenler var. “Ortalama konuştu” diyenler var. “Oraya vatandaştan birilerini çıkarması saçmaydı” diyenler var. “Oraya vatandaştan birilerini çıkarması saçma değildi; ama emekliler niye yoktu?” diyenler var. “Asgari ücretli niye yoktu?” diyenler var. Hangi yorumu dikkate almalı? Mersin mitingi şunu gösterdi: Birincisi; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bundan sonraki mitinglerine CHP Genel Başkanı olarak değil, Kemal Kılıçdaroğlu olarak çıkacak. Arkasında CHP örgütleri olacak; ama CHP örgütleri mümkün mertebe görünmez olacak.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

UÇURUM FİYATLAR

Eskilerin anlattığı ekmek kuyruklarını yaşıyor olmak garip olduğu kadar da ürkütücü. Hani dönem dizilerinde anlatılırdı da izlerken “Vay be, geçmiş nasıl da zormuş” dediğimiz cümlelerimizin yerini “Geçmişe mi dönüyoruz?” gerçekliği alıyor. Bir de karne varmış, değil mi? Ben bilmem ama büyüklerimin yaşamış olduğu tecrübelerini anlatmalarından kulak aşinalığım var. Karne ile ekmek, karne ile yağ, karne ile tüp… İkinci Dünya Savaşı’na denk gelen 1942-1946 yılları arasında fiyatların dengesizce yükselmesinden dolayı karne ile dağıtılmış temel ihtiyaç olan ekmek! O kadar da geçmişe gitmeyiz, sanıyorum… Oluşan kuyruklar için “Kurgu” diyen bir kesim de…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

AZAMİYE ULAŞABİLMEK ÜMİDİ İLE…

“Olsa bir dert, olmasa bin dert” diyeceğim de sadece olmaması insanların zoruna gider. Olmayışı ile yuvaları yıkıyor. Olmayışı ile hayatları söndürüyor. Olmayışı ile kepenk kapattırıyor. Olmayışı ile huzur bırakmıyor. Elde edebilmek için ömrünü adıyor, saatlerce koşturuyorsun. Bir bakıma hafta içi her gün tükeniyorsun. Olduğu, hem de çok olduğu zaman ne sorun kalıyor ne de öfke nöbetleri… İş, olmayışında! Çekilen kahır, edilen sitem hak edilenin alınamayışında. Neyi tarif ettiğimi anlamışsınızdır. Dört harfli temel bir ihtiyaç… Para… Para… Para… Orhan Veli’nin ‘Bedava’ şiiri gelir aklıma: “Bedava yaşıyoruz, bedava/ hava bedava, bulut bedava/…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

FERYATLAR HER DEFASINDA TOPRAĞA GÖMÜLÜYOR

Hiçbir feryat fayda etmiyor kadınların kanının akıtılmasını durdurmaya! Yolun ortasında kendince yürürken yaşamının vahşice son bulacağını bilsen ecele koşar mısın? Ecele koşmak mı? Hayattan koparılmak mı? Böyle alçakça savunma olamaz! “Filmden gördüm, etkilendim, birini öldürmem gerekiyordu. Rastgele samuray kılıcımı savurdum. Bunu bir erkeğe yapamazdım. Kadın savunmasız olduğu için ona yöneldim.” Kadının savunmasız olduğunu iddia edip kalleşçe defalarca savurdu kılıcını! Bu şahsın akli dengesi yerinde değilse neden o sitede bir başına kalıyor? Avukat olan annesi bu caniyi savunacağını söylüyor. Hangi yüzle? Hangi gönülle? Hangi vicdanla? Eli kanlı katili savunurken Başak Cengiz’in…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, TÜRKİYE’M!

Koşa koşa giderdik okula en güzel, tertemiz üniformalarımızla… Ellerimizde bayraklar, süsler poşetini sallaya sallaya girerdik sınıfa… “Öğretmenim, sınıfı ne zaman süsleyeceğiz?” sorusunun yanıtını bildiğimiz halde sorardık. Amaç, dersten vs. kaytarmak değildi, elbette ki… O sevinci doyasıya yaşamak ve kahkahalar ile karşılamak Cumhuriyet’i… Pencereye yapıştırırken şanlı bayrağımızı bir an önce yarın olsun isterdik. İş, tek sınıf süslemesi ile de bitmiyordu. Sunum… Evet, bu görev de benim olmalıydı. Böylesi önemli bir günde arkadaşlarıma, öğretmenlerime ben hitap etmeliydim. Genelde de ben olurdum… Öyle özenle hazırlardım ki sunum yazılarımı… Okulun kürsüsündeki o heyecan asla…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KİRA

Güneş görmez, rüzgâr almaz, nem kokulu, boyasız, köhne bir ev. Nemden yeşermiş duvarlarına tırnakla yazı yazarsın, öyle yumuşak. Banyo kararmış. Tuvalet sararmış. Karo taşları yapış yapış. Kapı kulpsuz. Pencerenin kulpu kırık. Üst katın banyosu, tuvaleti de akıyor üstelik. Salonun tavanı kararmış. Bu ev çıplak haliyle öğrenciye 1500 lira. Eşyalı 2000 lira. Talep artarsa fiyat da artabilir, neden olmasın. “Yatırım amaçlı aldıydık zaten, abi” diyen birinin ne de olsa. Eşya dediğime bakma, bir kırık kanepe, bir kırık koltuk… Toz tutmuş, rengi atmış halı… Masa, sandalye mandalye… Ortada bir sehpa… Türkiye’nin iki-yüzlü…

Devamını Oku