POLİTİKA 

CESARET VE ONUR: EBRULİ KADIN

“İçinde dürüstlük kıvılcımı olan bir insanın ölme ya da yaşama şansını hesaplamakla uğraşmaması gerekir.” – Sokrates Yüksek sesle ve kendimle konuşur gibi “Ölmeli, öldürülmeli!” dedim. Oğlum Ali yan koltukta uzanmıştı; o da kitap okuyordu. Şaşkınlıkla bakakaldı: “Hayırdır, baba. Bir insanın ölüm emrini vermek yakışıyor mu sana?” Okuduğum romanın kahramanlarından Halil, diğer arkadaşları gibi gözaltına alınmamıştı. Aslında kaçırılmıştı. Hukuk fakültesi öğrencisi, ikinci emperyalist paylaşım yıllarında TKP’yi arayan bir grup genç komünistten biriydi. Arkadaşlarını “veren” birisi durumuna düşmemeli, konuşmamalıydı. Zira daha romanın bitmesine çok vardı. Tıpkı romanın yazarının da yoldaşı olan Kıvılcımlı’nın,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

PANDEMİ GÖLGESİNDE 1 MAYIS’A DOĞRU!

“1 Mayıs geliyor. İki dünya, bu büyük mücadelede karşı karşıya duruyor: sermaye dünyası ile emek dünyası, sömürü ve kölelik dünyası ile kardeşlik ve özgürlük dünyası. (…) 1 Mayıs’ın kutlanışı, davamıza binlerce yeni savaşçı kazandırsın ve bütün halkın özgürlüğü, sermayenin boyunduruğunda çalışan herkesin kurtuluşu için büyük mücadelemizde güçlerimiz artsın!” – V. I. Lenin (Nisan 1904) 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü. 1 Mayıs, işçinin ve emekçinin bayramı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ‘1 Mayıs’lar işçilerin ve emekçilerin katılımıyla kutlanıyor. (Bu sene, Covid-19 pandemisi gölgesinde ‘kutlanacak’.) İlk kez…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TARİHSEL GERÇEKLERİN IŞIĞINDA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Ülkemiz 21’inci yüzyılın başında akıl almaz bir şekilde, 16’ncı yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu şartlarına dönmeyi hayal etmektedir, bir yandan da ülkeyi yasadışı olarak bu düzeni yaşar hale getirilmiştir. Kadını eve kapatma, erkek ve kız çocuklarına tecavüz ve küçük yaşta evlilikler, Osmanlı Dönemi’nde kölelik düzeninin yaşandığı yıllardaki acı verici yaşam istismarlarına çok benzemektedir. Bu tür durumlar, özellikle son yıllarda gittikçe artan bir sıklıkla karşılaşılır hale gelmektedir. Okullarda yıllardır okutulan Anadolu Selçuklu İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili tarih sadece savaşlardan ibaretti. Sadece kağanların, hakanların ve beyliklerin savaş hikâyeleri anlatılıyor; Osmanlı’da ise koca…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

APARTHEID VE NELSON MANDELA

‘Apartheid’ deyince, birçoğumuzun aklına çok az şey gelir. Siyaset ve tarih ile ilgili dar bir grup insanın aklına ise ‘Güney Afrika’ ve ‘ırk ayrımcılığı’ gelir. Peki, nedir Apartheid? Apartheid, Afrika dilinde ‘ayrımcılık’ anlamına gelir. Tarihin gördüğü en korkunç ayrımcı politika, ırk ayrımcılığı biçiminde 1994 yılına kadar 46 yıl boyunca Güney Afrika ve Namibya’da uygulanmış, beyaz ırkın üstünlüğü temelinde tarihin karanlık sayfalarına geçmiştir. Güney Afrika’da ırk ayrımcılığına karşı siyahların başlattığı haklı mücadele, uzun yıllar hapiste tutulan Nelson Mandela’nın devlet başkanı olmasıyla son bulmuştur. Apartheid rejimine karşı mücadeleyle ömrü geçen Afrika Ulusal…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

EŞEKLER ADASI

Zeynep Gül Yılmaz… AKP Mersin Milletvekili… Hayli zamandır ortalıkta yoktu; parti kongrelerini saymazsak varlığı yokluğu belli değildi. Parti kongrelerinde birkaç cümle konuşuyor, gidiyordu. Yeterince popülerlik yakalayamamış olacak ki son bir aydır şişirme, ısmarlama, parasına mukabil yaptırılmış haberlerle basında yer almaya çalışıyordu. ‘Millet Bahçesi’ni gezdikten sonra “En güzel Millet Bahçesi bizde” demek gibi haberler mesela. E, bunları da ajansların parayla servis ettiğini düşünürsek… Çok da lüzumlu, haber değeri olan işler değildi. Yerel gazete ziyaretleri, yerel televizyon ziyaretleri, televizyon programlarına konukluk filan. Yok, bunlar da sayın vekili popüler edemedi. Ne yapsın, vekil…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İLERİCİLİĞİN KALESİNDE GOL TEHLİKELERİ

Son 20 yılda yediğimiz kaçıncı gol bu? Saymadım, 100 oldu mu? Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma şekli hukuka uygun olmayabilir, meclis kararı gerekiyor olabilir, söz konusu kararname hukuken geçersiz olabilir, onlar ayrı konu. Ama bu hamlenin yapılması… Yanında Osmanlı şehzadesi denen bir zatla gezen Fatih Erbakan’ın bu hamleye teşekkür etmesi… Ayasofya Başimamı denen zat ile onun yeğeninin “Şimdi sıra İslami hükümlerde” diye fetva vermesi… Gericiliğin, ilericiliğin kalesine attığı onlarca golden biri. Bir de ilericiliğin kalesinde yaşanan gol tehlikeleri var ki, onları da sayarsak maçın bu saatten sonra dönmesi kolay değil. Mesela……

Devamını Oku
POLİTİKA 

28 ŞUBAT’IN SÖZDE MAĞDURLARI

28 Şubat 1997… REFAHYOL hükümeti iktidarda. Dönemin Başbakanı, Refah Partisi (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan’dır. Erbakan; o, ‘Kayıp Trilyon Davası’ olarak bilinen, RP’ye 1998 yılı için yapılan yaklaşık 1 trilyon liralık hazine yardımının harcanmış gibi gösterilerek devlete iade edilmemesi davasında 6 Mart 2002’de “özel evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm edilmişti. Daha sonra sağlık gerekçesiyle ev hapsine çevrilen mahkûmiyeti, 2008’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından affedildi. Dönemin Başbakan Yardımcısı ise –konuşma gaflarıyla ünlü, ekonomi profesörü, 5 Nisan 1994 kararlarıyla ekonomiyi batıran, yüzde 150 enflasyonun mucidi, repo fatihi–…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BİR GÜN DAHA!

Ertesi sabahın bugünü aratması için sebep yok. Bugünü çoktan yitirdik çünkü. Bekle. Belki gün doğar, şanslıysan bir parçası yüzüne düşer. Boğazın düğümlenmezse belki bulutlara nefesin yürür. Mevlüt Çankaya, Konya, 42. İki çocuk babası, kamyon şoförü. Yağlı ilmiğin bir ucunu ekmek teknesine bir ucunu nefesine doladı. Bir günü daha olmadı. Oysa yaşamak bu yangın yerinde; insanın tek marifeti. Aksi istikametin sonu meçhul. Sorarım size, direnişin son halkası mıdır yaşamdan feragat, yoksa bir vazgeçiş mi? Sürmek cansız bedenini, varlığını yadsıyanın ayaklarının dibine… Geri çekilmek mi, yoksa yüzüne tükürmek mi? Bir geminin bahsini…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BAĞNAZLIK VE ÇÖKÜŞ

Osmanlı Devleti’nin çöküş tarihi, 1699 Karlofça Antlaşması ile başlatılır. Sonra 1718 Pasarofça anlatılır. Tarih kitaplarında hep aynı düzen ve şekil vardır: Savaşlar, antlaşmalar ve kaybedilen topraklar… Oysa çöküşün nedeni şekil değil, zihniyettir. Osmanlı’nın çöküşü, 1440’da Gutenberg’in Almanya’da ilk hareketli matbaayı kurması ile başlamıştır. Zira aynı matbaanın Osmanlı’ya kurumsal olarak girmesi 1727’yi bulacaktır. Yani 287 yıl sonra! Dikkat edilirse, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u fethettiği yıllarda, Avrupa matbaayı tecrübe etmeye başlarken, Osmanlı çağı takip edememiş ve geri kalmıştır. II. Mahmut Dönemi, geri kalmışlığın farkına varıldığı ve artık çare aranmaya başlanan bir dönemdir. Yani…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KAYBOLMAK YA DA BİR GEZİ YAZISI

“Yol belli olursa ikircikliğe, tereddüde yer kalmaz.” – Dr. Hikmet Kıvılcımlı Sözlükte “yol”, bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık olarak tanımlanır. Alevilikte “Yol bir, sürek bin bir” derler; tasavvufi anlamda insanın kâmil olma yoludur. Sosyalizmi kurma yolunda ise mücadeledir, kavgadır, direniştir. Halkımızın ‘yolu’, devrimcilerimizin ‘yolu’, partizanların ‘yolu’ vardır. Bir de beri yanda Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Türkiye Sosyalist Hareketi’nin teorik sorunlarının çözümü amacıyla kaleme aldığı, 9 kitaptan oluşan ve ‘Yol’ adını verdiği rehber çalışması vardır. Diyeceksiniz ki, bu girişten sonra bir yol, seyahat, gezip görülen yerleri anlatan yazı çıkar…

Devamını Oku