POLİTİKA 

KARANLIKTAN ÇIKMAK

Her şey ve her yer büyük bir sessizlik içinde, olsa olsa tatlı bir rüyanın bedeni ve zihni teslim almış olabileceği zifiri bir karanlığa teslim olmuştu. “Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inmeye çalışın; çünkü mesafe ne kadar artarsa dönüş maliyeti de o kadar artar” demiş Dostoyevski. “Bu zifiri karanlıkta ne kadar uzun süre kalınırsa, aydınlığa kavuşma ihtimali de o kadar azalacak” diye düşünüyorum gizli gizli. Karanlığın içinde yön duygusu yok, ufacık bir ışık huzmesi de olmadığına göre, özlenen ışığa yönelebilmek için rehberlik edecek bir dayanak da yok. O halde önce kendine…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SELAM SÖYLE AMCAMA!

Kemal Bey bir miting yaptı, herkes birbirine sorup durdu: “Nasıl geçti?” Yorumlar muhtelif… Ekseriyet konuşmasını zayıf bulmuş. “Daha sert ve keskin olmalıydı” diyenler var. “Ortalama konuştu” diyenler var. “Oraya vatandaştan birilerini çıkarması saçmaydı” diyenler var. “Oraya vatandaştan birilerini çıkarması saçma değildi; ama emekliler niye yoktu?” diyenler var. “Asgari ücretli niye yoktu?” diyenler var. Hangi yorumu dikkate almalı? Mersin mitingi şunu gösterdi: Birincisi; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bundan sonraki mitinglerine CHP Genel Başkanı olarak değil, Kemal Kılıçdaroğlu olarak çıkacak. Arkasında CHP örgütleri olacak; ama CHP örgütleri mümkün mertebe görünmez olacak.…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

UÇURUM FİYATLAR

Eskilerin anlattığı ekmek kuyruklarını yaşıyor olmak garip olduğu kadar da ürkütücü. Hani dönem dizilerinde anlatılırdı da izlerken “Vay be, geçmiş nasıl da zormuş” dediğimiz cümlelerimizin yerini “Geçmişe mi dönüyoruz?” gerçekliği alıyor. Bir de karne varmış, değil mi? Ben bilmem ama büyüklerimin yaşamış olduğu tecrübelerini anlatmalarından kulak aşinalığım var. Karne ile ekmek, karne ile yağ, karne ile tüp… İkinci Dünya Savaşı’na denk gelen 1942-1946 yılları arasında fiyatların dengesizce yükselmesinden dolayı karne ile dağıtılmış temel ihtiyaç olan ekmek! O kadar da geçmişe gitmeyiz, sanıyorum… Oluşan kuyruklar için “Kurgu” diyen bir kesim de…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

AZAMİYE ULAŞABİLMEK ÜMİDİ İLE…

“Olsa bir dert, olmasa bin dert” diyeceğim de sadece olmaması insanların zoruna gider. Olmayışı ile yuvaları yıkıyor. Olmayışı ile hayatları söndürüyor. Olmayışı ile kepenk kapattırıyor. Olmayışı ile huzur bırakmıyor. Elde edebilmek için ömrünü adıyor, saatlerce koşturuyorsun. Bir bakıma hafta içi her gün tükeniyorsun. Olduğu, hem de çok olduğu zaman ne sorun kalıyor ne de öfke nöbetleri… İş, olmayışında! Çekilen kahır, edilen sitem hak edilenin alınamayışında. Neyi tarif ettiğimi anlamışsınızdır. Dört harfli temel bir ihtiyaç… Para… Para… Para… Orhan Veli’nin ‘Bedava’ şiiri gelir aklıma: “Bedava yaşıyoruz, bedava/ hava bedava, bulut bedava/…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

FERYATLAR HER DEFASINDA TOPRAĞA GÖMÜLÜYOR

Hiçbir feryat fayda etmiyor kadınların kanının akıtılmasını durdurmaya! Yolun ortasında kendince yürürken yaşamının vahşice son bulacağını bilsen ecele koşar mısın? Ecele koşmak mı? Hayattan koparılmak mı? Böyle alçakça savunma olamaz! “Filmden gördüm, etkilendim, birini öldürmem gerekiyordu. Rastgele samuray kılıcımı savurdum. Bunu bir erkeğe yapamazdım. Kadın savunmasız olduğu için ona yöneldim.” Kadının savunmasız olduğunu iddia edip kalleşçe defalarca savurdu kılıcını! Bu şahsın akli dengesi yerinde değilse neden o sitede bir başına kalıyor? Avukat olan annesi bu caniyi savunacağını söylüyor. Hangi yüzle? Hangi gönülle? Hangi vicdanla? Eli kanlı katili savunurken Başak Cengiz’in…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN, TÜRKİYE’M!

Koşa koşa giderdik okula en güzel, tertemiz üniformalarımızla… Ellerimizde bayraklar, süsler poşetini sallaya sallaya girerdik sınıfa… “Öğretmenim, sınıfı ne zaman süsleyeceğiz?” sorusunun yanıtını bildiğimiz halde sorardık. Amaç, dersten vs. kaytarmak değildi, elbette ki… O sevinci doyasıya yaşamak ve kahkahalar ile karşılamak Cumhuriyet’i… Pencereye yapıştırırken şanlı bayrağımızı bir an önce yarın olsun isterdik. İş, tek sınıf süslemesi ile de bitmiyordu. Sunum… Evet, bu görev de benim olmalıydı. Böylesi önemli bir günde arkadaşlarıma, öğretmenlerime ben hitap etmeliydim. Genelde de ben olurdum… Öyle özenle hazırlardım ki sunum yazılarımı… Okulun kürsüsündeki o heyecan asla…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KİRA

Güneş görmez, rüzgâr almaz, nem kokulu, boyasız, köhne bir ev. Nemden yeşermiş duvarlarına tırnakla yazı yazarsın, öyle yumuşak. Banyo kararmış. Tuvalet sararmış. Karo taşları yapış yapış. Kapı kulpsuz. Pencerenin kulpu kırık. Üst katın banyosu, tuvaleti de akıyor üstelik. Salonun tavanı kararmış. Bu ev çıplak haliyle öğrenciye 1500 lira. Eşyalı 2000 lira. Talep artarsa fiyat da artabilir, neden olmasın. “Yatırım amaçlı aldıydık zaten, abi” diyen birinin ne de olsa. Eşya dediğime bakma, bir kırık kanepe, bir kırık koltuk… Toz tutmuş, rengi atmış halı… Masa, sandalye mandalye… Ortada bir sehpa… Türkiye’nin iki-yüzlü…

Devamını Oku
POLİTİKA 

VARLIĞI HİÇLİĞE ADANANLAR

“Gel gör halimiz yaman!/ Haramiler, bezirgânlar elinden/ Aman, el aman!/ Kesilmiş mümkünüm, çarem/ Vay ne hal olmuş vatan!” – Enver Gökçe Tarihi bir yıkım mı yaşıyoruz ya da değerlerimizi mi yitiriyoruz? Gittikçe daha da katılaşıyor, yetmiyor, insanlıktan mı çıkıyoruz? Yolumuzu şaşırmadık ama her defasında gidip bir duvara çarpıyoruz sanki. Bütün aykırılar hain, bütün muhalifler vatan düşmanı, bütün farklı düşünen kim varsa hepsi ya dış güçlerin adamı ya da terör işbirlikçisi! Öğrenciye burs ver, onu da okul bitince icraya ver. Aldığı bursla yetinemeyene “Elinize dizinine dursun”, işsizlikten yakınına “Devlet herkese iş…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KUTUPLAŞMIŞ TOPLUMDA BİREY VE TOPLUMUN GELECEĞİ

21’inci yüzyılda birey ve toplumu kutuplaşma ekseninde incelerken amacım; tarihsel bir perspektif içinde teorik ve felsefi bir analiz yapmak değil, günümüzdeki temel çelişkileri anlamak açısından yeniden okuduğum bazı eserleri ve düşünürleri hatırlatarak geleceğe ilişkin kaygı ve umutlarımı ortaya koymak olacak. Her şeyden önce dikkate almanız gereken parametre, 21’inci yüzyılın ilk çeyreği bitmeden umutsuz ve kutuplaşmış bir dünyayla karşı karşıya kaldığımızdır. Yeni yüzyıla girmeden önce, bütün siyasi teorilerin iflas ettiği, mevcut ekonomik sistemlerin umut olmaktan çıktığı, bireyin gelişimini beklerken diktatörlüklerin ve akıl dışı yönetimlerin gündemimize girdiği felaket bir dönemi yaşıyoruz. Bugünlerde…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YENİ TÜRKİYE VE OPORTÜNİZM TEHLİKESİ

Günümüz toplumlarında gördüğümüz ve ülkemizde de neredeyse bütün kişi, kurum ve süreçlerde yaygın biçimde yaşadığımız bir konudan söz edeceğim. “Güç durumlar karşısında, düşünce ve davranışlarını etik ilkelere göre değil, kişisel çıkarlarına göre belirleme” anlamına gelen bir kişilik/tavır/tutum belirleme hali vardır ki, buna, “Oportünizm” ismi verilir. Ülkemizde geniş halk kitlelerinde oportünist bakış açısı ve yaşam biçimi başat kimlik olmuştur. Köylülük ile başlayan oportünist ve çıkarcı yaşam biçimi, kasaba muhafazakârlığı ile taçlandırılmış ve ülke siyasetine de egemen olmuştur. Geçmişte muhafazakâr siyaseti besleyen oportünist tavırlar, köylülükten büyük destek alırken; bugünlerde dinsel ve kasaba…

Devamını Oku