YAŞAM 

NEZAKET SUNULUR MU DEMEYİN, SUNULUYOR

“Bu da geçer” ve “Bu da geçmez” arasında geziniyor nezaket. İdareli kullanayım derken bozulan parfüm şişelerindeki kokular gibi bazı insanların tepkileri. Zamanla ve kullanmaya kullanmaya unutuluyor. Rayihası uçup gidiyor. İster istemez de verilmesi gereken tepki zıttı ile mayalanıyor. Ortaya karışık, akıl almaz, tuhaf diyaloglar yaşanıyor. Tanıdık, çok bizden… “Başım bugün çok ağrıyor” diyor biri. Diğeri, “Evet, benim de! Hem de çok” diye yanıt veriyor. “Saçımı kestirdim, nasıl olmuş?” sorusuna “Kökü sende değil mi, uzar gider” diye cevaplıyor bir başkası. Sevinçle istediği bölümü kazandığını söyleyen öğrencinin sevincine ortak oluyor bir büyüğü(?),…

Devamını Oku
YAŞAM 

ORHAN KEMAL’İN “CEMİLE”Sİ

İki yorgun ve bezgin atın adeta sürüklediği bir fayton geliyordu karşıdan. Yaklaşınca arabacıyı tanır gibi oldum. Başında sekiz köşeli Adana işi kasket vardı. Kollarını çemirlediği mintanının üstüne yelek giymişti. Ayağında da karadon vardı. Tam önümden geçerken dönüp gülümsedi. Kavruk yüzlü arabacıyı tanımıştım. “Umut” filminin Arabacı Cabbar’ıydı o. Sol eliyle dizgini kavramıştı. Sağ elindeki kaytan kırbacı havada şöyle bir şaklattı. Geçip gitti önümden. Arastaya doğru yürüyordum. İlk sokaktan döndüm. Akşam olmak üzereydi. Daraba sesleri geliyordu sokak aralarından. Biraz sonra kebap kokuları anason kokularına karışacak, radyodan yükselen Müzeyyen’in şarkısı geceyi şenlendirecekti. Yan…

Devamını Oku
YAŞAM 

BU YALNIZLIKTA HERKES OLAĞAN ŞÜPHELİ

Mersin’in caddelerinde, sokaklarında hayat gürül gürül akarken şehrin en kalabalık caddesinde amaçsız gezinen en yalnız insan, gökyüzü bulutlarla kapandığında, tam o dakikada, ne düşünüyordu acaba ya da hangi şarkıyı mırıldanıyordu? Eve gitmeyi mi, evde kaynayan tencereyi mi, küçücük pencereden odaya dolan zayıf ışığın altında, eski bir halının üzerinde kırık dökük oyuncaklarla oynayan çocuğu mu, tam o anda ellerini bulaşık leğeninden çıkarıp önlüğüyle kurutan kadını mı düşünüyordu? Yoksa “Akşam oldu, hüzünlendim ben yine” diye başlayan o besteyi mi mırıldanıyordu, elleri ceplerinde? Hiçbir zaman bilemeyeceğiz… * * * Zaten biz, birbirimizi hiç…

Devamını Oku
YAŞAM 

GÖRÜNMEYEN YARALARIM

Ey hayalimdekini gerçeğe dönüştüremediğim sevgili, yazacaklarımın nedeni beni belki biraz anlarsın diyedir. Sana “Sevgili olalım” diyemedim, bugünün deyimiyle açılıp yüreğine “yürümeye” cesaret edemedim. Sebebini anlaman için sana duygularımı açıyorum. Ben kültürümün mağduru, aşkın mahrumuyum. Cesaret olmayınca aşk erdemli olmazmış. Ela gözlüm, dudu dillim, bizim oralarda sevgiliye “Gönlüm düştü, sevdalıyım” derlerdi. “Seni seviyorum” dememi bekleme, bu ifadeye yabancıyım. Sen yüreğimin hicranısın, keşke patlatabilseydim. Hayallerimin renkli bahçesisin, keşke içinde gezinebilseydim. Sana diyeceğimi diyemediğim için kendime kahrediyorum. Duygularımı dile getiremediğim için bunları yazıyorum. Söyleyemedim, geç kaldım, biliyorum. Aşkta geç kalan da kaybeder, bunu…

Devamını Oku
YAŞAM 

ÖZDEĞER

Hayatın en önemli gerçeği yaşamak… Kimin nasıl yaşadığının, nasıl tükendiğinin, cefasını görüp ve nasıl sefasını sürdüğünün bir gerçeğini yaşamak… Birimiz bir bebeğin doğuşunu beklerken birimiz sınavımızı vermeyi bekleriz. Birimiz oluşan karmalarımızla karmamızı çözmeye çalışırken birimiz ayrıldığımızın yolunu gözleriz. Amaç yaşam içinde yaşam bulmak, mutlu olmaktır. Çevremizdeki birçok kişi buna engel olmak için yaratılmıştır sanki. Gözümüzü, kulağımızı kapatıp yola devam etmek istesek de bir şeyler hep geri geri getirir yaşadıklarımızı. Karmaşık bir spiralin içine girip çıkamayan bir fare gibi sıkışıp kalırız o döngünün içinde. Hâlbuki bu aynı yaşam döngüsünden kurtulmanın yolu…

Devamını Oku
YAŞAM 

BARIŞIN GİZLEDİĞİ

Hep maviyi, hep beyazı hatırlatır bana “barış” kavramı. Mavinin bize hissettirdiği huzur, beyazın yansıttığı olumlamadan olsa gerek. Savaş kelimesi nasıl ki irkiltirse insanı barış da kendine çekiyor misali… Barış demişken… Dünyanın kendiyle barışamaması sorunu, döndüğü müddetçe devam edecek gibi. Dünya nasıl kendiyle barışamaz? İnsan müsaade etmediği müddetçe bu böyle olur. Dünya barışını savunup yardım çığlıkları atan ülkelere ve insanlara kulak tıkanırsa, gözünün içine bakarak “Bana bunu yapma” demeye çalışan hayvana eziyet yapılırsa, toprak ananın can çekişmesine göz yumulursa, barışın savaşı çoktan kaybedilmiş demektir… Sorsanız herkes barıştan yanadır ama kendi yeni…

Devamını Oku
YAŞAM 

AĞUSTOSTAN EYLÜLE; SESSİZ, YALNIZ VE KIRGIN…

Ağustosun eylül kapısında beklediği bir akşam vaktinde yine rastladım sana. Bu sefer sessizliğinin üzerine yalnızlık ve kırgınlık da eklenmiş buldum. Sen; ne sadece sessiz ne sadece yalnız ne de sadece kırgındın o akşam. Hepsi, bir kırmızı şarap yıllanmışlığıyla tünemişti üzerine. Ve gecenin yıldızlarına sessiz ve yalnız bir kırgın, yalnız ve kırgın bir sessiz, kırgın ve sessiz bir yalnız olarak yazdırıyordun adını. Kendi dalganla köpürüyor, kendi köpüğünle dalgalanıyordun. Mayısı haziran eylemiştin akşamüstü takıldığın barlarda, kafelerde. Haziranı temmuz, temmuzu ağustos eylemiştin. Ve şimdi de ağustosu eylül eylemektesin bir Akdeniz akşamında. Fakat bu…

Devamını Oku
HABER YAŞAM 

İSTANBUL’DAN NEPAL’E UZANAN MİSTİK BİR ARAYIŞ HİKÂYESİ

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikoterapist Prof. Dr. Bilge Uzun, anlam arayışının derinliklerine dalmak ve anda kalmanın önemini vurgulayan ‘mindfulness’ öğretisini kapsamlı bir hikâyeyle sunuyor. ‘Buda’yı Ararken Rumi’yi Buldum’ adını taşıyan yeni romanı, okuyucuları mistik bir yolculuğa çıkarıyor. ‘MINDFULNESS’ ÖĞRETİSİNİN PEŞİNDE BİR AKADEMİSYEN Kendi iç dünyasında önemli bir dönüşüm yaşayan akademisyen Süveyda, ‘mindfulness’ öğretisinin çıkış noktasını özümsemek için yaptığı Nepal yolculuğu ile başlayan hikâyesi, Buda’dan Mevlana’ya uzanan felsefi bir portre çiziyor. Yeşil bir ışığın peşinden giden Süveyda, yol boyunca iç hesaplaşmalar yaşarken öğrendikleri çerçevesinde geçmişiyle barış sağlamayı da başarıyor. Açlığı, sefaleti…

Devamını Oku
HABER YAŞAM 

SİHİRLİ SÖZCÜK GÜLÜMSEMEK

Mutsuzluk, günümüz koşullarında insanın en büyük derdi. Columbia Üniversitesi merkezli düşünce kuruluşu Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı’nın yayımladığı Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye, 2023 Mutluluk Endeksi’nde 137 ülke içinde 106’ncı sırada yer alıyor. Koşulların bu kadar zorlu olduğu bir hayatta ise sağlıklı kalmanın ilk anahtarı şüphesiz ki gülümsemek… HASTANELERİN EN HÜZÜNLÜ KORİDORU Hastanelerin en hüzünlü koridorlarına sahip onkoloji bölümünde kariyerini sürdüren Uzm. Dr. Tayfun Hancılar ise, mutsuzluk yerine gülümsemeyi tercih edenlerden. Çünkü gülümsemenin olağanüstü gücüne inanıyor ve herkesi bu yönde teşvik ediyor. Hastalıklardan ziyade gülümsemenin bulaşıcılığını savunan Dr. Hancılar, okuyanın yüzünde…

Devamını Oku
YAŞAM 

ALİ

Yağmur’umuzun anısına… Bir yazı hazırladığımı ve yakın zamanda yayımlaması için kendisine göndereceğimi editörümüz sevgili Başar Şeker’e söylemiş, yazıya şöyle bir giriş yapmıştım: “Bu kez ‘kaybolmadan’, bazılarınızın burjuvaca diyebileceği kısa bir Yunanistan gezisine çıkıyorum.” Tabii, yazıyı tamamlayamadım. Bu arada milyonlarca gencimiz geleceklerini belirleyecek üniversite sınavına girdiler. Yani anlayacağınız Başar’a verdiğim sözün üzerinden de uzun zaman geçti. Bizim Ali’yi, oğlumu tanırsınız, arada bir yazılarımda bahsederim kendisinden. O da sınava giren gençler arasındaydı. Ali’nin kapasitesini bildiğim için benim beklentim özellikle AYT/sayısal sınavında 40 matematik ve 40 fen sorusunun tamamını doğru yaparak sayısal alanında…

Devamını Oku