EDEBİYAT HABER KÜLTÜR-SANAT 

HÜZNÜN ŞAİRİNE KENT EDEBİYATI ÖDÜLÜ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Türkiye ve Mersin’de edebiyat ilgisini geliştirmek ve ulusal ölçekte bir verime dönüştürüp edebiyat okurlarının dikkatini nitelikli örneklere çekmek üzere 15’incisi düzenlenen ‘Mersin Kenti Edebiyat Ödülü’nün sahibi, çağdaş Türk edebiyatının önemli isimlerinden hüznün şairi Hilmi Yavuz oldu. “Hüzün ki en çok yakışandır bize/ belki de en çok anladığımız” dizeleriyle birçok okurda derin izler bırakan şaire ödülünü MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan takdim etti. ‘İLK ŞİİRİMİ 1952’DE YAZDIM…’ Hilmi Yavuz, yaptığı konuşmada, ödülden dolayı çok duygulandığını belirterek, “Bu ödül töreninin düzenlenmesine öncülük eden MTSO’ya ve yönetimine…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ’ VE OSMAN HAMDİ’Yİ ANLAMAK

Konu resim sanatı olunca, Türk milleti olarak maalesef uluslararası üne kavuşmuş çok sayıda sanatçı çıkarabildiğimiz söylenemez. Abidin Dino ve Fikret Mualla bu alanda istisnadır. Bu iki isim dışında, özellikle Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemleri ressamlarımız genelde oryantalist akımda ve birbirine benzeyen eserler üretmişlerdir. Fakat bu oryantalistler arasında bir isim vardır ki en ünlü eseri ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ ile beni her zaman düşündürmüştür. Tabii ki Osman Hamdi Bey… ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’, Osman Hamdi Bey’in alametifarikasıdır. Ünü ülke sınırlarını aşmış eseridir ve Ayasofya gibi, Peri Bacaları gibi bu toprakların bir sembolü haline gelmiştir.…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

BU DÜNYADA İSTEDİĞİM TEK ŞEY AŞKTI / ‘KEMİKLER VE HER ŞEY’

“Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette ama önümde duvar var diye de boyun eğmeyi kabullenemem.” – Fyodor Dostoyevski, ‘Yer Altından Notlar’ Kendimizle yüzleşmenin o derin ve sancılarla dolu korkusu… Bu korkunun üstüne gidebilmek, korkuların bertaraf edildiği yerde kendimizi, kendi benliğini bulabilmek çok azımızın başarabildiği, hatta cesaret edebildiği bir duygudur. Çünkü çoğumuz; karanlıklarımızla, siyahlarımızla, yer altında sakladıklarımızla ya da yaşamımızın tavan arasına saklayıp sıkı sıkı kilitlediklerimizle, en şeffaf halimizle yüzleşmek yerine onları yok saymayı yeğleriz… 2023 yılını karşıladığımız geceden bir gece önce ‘Kemikler ve Her Şey’ filmini izledim, film…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

‘ZÜBÜKZADE İBRAHİM’LERİN KORKUSUYDU AZİZ NESİN

“Gülümsemek,/ adaleti bozuk düzene,/ sessiz bir küfürdür./ Gülümseyin.” [1] ‘Kendime Öğüt’te, “Uslanma hiç, hep deli kal/ büyüme sakın, çocuk kal,” derdi. “Bi’ b.k bilmiyorsun. İşin kötüsü, bi’ b.k bilmediğini de bilmiyorsun” diyen doğruluk, çalışkanlık ve vazgeçmeme simgesi; erdem timsali üstat mizahçıydı. [2] “Böyle gelmiş böyle gitmez” diyen ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’ın, ‘Zübük’ün müellifiydi. “Zübük, kendi çıkarları için her yolu mubah sayan kişi”, “Bizim gibi avanaklar olduktan sonra, Zübük’ün bize ettiği az bile”, “Bizde bu kafa varken, bizim gibilerine bir değil, on zübük az gelir”, “Bu zübüklük bizde yaşıyor, onları…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

ÇARŞAMBA GÜNÜ DOĞANLAR DERTLİ OLURLAR! / ‘WEDNESDAY’

“Sevilmek mi istersin? Sakın sapma/ Şu anda gittiğin yoldan ayrılma!/ Şimdi neysen olduğun gibi ol da/ Olmadığın hiçbir şeye kapılma!” – Edgar Allan Poe, Şiirler Farklı ağaçların meyveleri tatlıdır ama kimse onların tadına bakmak istemez; çünkü farklı olana büyük bir ön yargı ile yaklaşılır ve bu ön yargılar silsilesi kulaktan kulağa, kalpten kalbe, yaşamdan yaşama büyüyerek, sapkınlaşarak, karanlıklaşarak yayılır… Görünenin ve bilinenin daha da ötesindekini görmek, kimsenin fark etmediği detayların içinde yüzmek, gerçek dünyanın en sıra dışı ve bir o kadar da olağan yansıması olan fantastik evrenlerde, ütopyalarda yaşamak, o…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT YAŞAM 

GÜLE GÜLE RIZA ABİ!

Rıza Akın’ı, yani bizim Rıza Abi’mizi çok erken kaybettik; önceki gün de Adana’da ona veda ettik. Küllerinden yeniden doğan Anka Kuşu gibiydi Rıza Abi. Adana Halkevi’nde tiyatro yaptığı zamanlar… Çok fazla anlatmasa da, 12 Eylül öncesindeki Ankara yaşamı ve 12 Eylül dönemi… Sonrasında Ekspres gazetesindeki ilan müdürlüğü… Daha sonra Oğuz Baytok ile birlikte çıkardığı Toros gazetesi zamanları… Seyhan Belediye Başkanı Ahmet Cevdet Yağ’ın basın danışmanlığı… Sonrasında ucundan kenarından yavaş yavaş başlayıp emin adımlarla zirveye doğru tırmandığı sinema ve dizi oyunculukları… Abartısız, gösterişsiz ama güzel insan olmak isteyen herkesin örnek alabileceği…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘ARTURO UI’NİN ÖNLENEBİLİR TIRMANIŞI

Ekonomik kriz ne kadar büyükse, toplumsal moral o kadar düşük olur. Ekonomik krizin Chicago’yu vurduğu yıllarda karnabahar ticareti durma noktasına gelmiştir. Önde gelen karnabahar tüccarları, işlerin yeniden nasıl canlandırılabileceğini tartışırken manavlar bile yavaş yavaş satışları tekrar canlandırmak için her yolu denemektedir. Tüccarlar, acımasız gangster Arturo Ui’nin karnabahar işine girmesinin engellenmesi gerektiği konusunda hemfikirdirler. Saygın ama yaşlanan politikacı Dogsborough, bir entrikanın yardımıyla şehirden borç almaya ikna edilir. Saygıdeğer politikacı Dogsborough kamu parasıyla onlara yardım ederken kendine sunulan hisseler yardımıyla kendini de zenginleştirmiştir. Skandal patlamak üzeredir ve Dogsborough, yolsuzluğa teslim olur. Yargılanmaktadır…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

GİZLENMEK ZEVKLİDİR; BULUNMAMAK FELAKET / ‘FLEABAG’

“Bence sevmeyi hepimizden daha iyi biliyorsun. Zaten bu yüzden canın daha çok acıyor.” – Fleabag “İyiyim”… Bu sihirli cümle çoğumuz için birçok zaman bir çıkış kapısı ya da bir kaçış mekanizması oluşturuyor. Derinlerde bir yerde büyük acılar, sancı dolu hüzünler taşımamıza, hissetmemize rağmen bunu kimseye göstermemek için iyi olmanın kurtarıcılığına sığınıyoruz ama şunu hep unutuyoruz: Bir çiçek, bir toprağa ait değilse orada ne kadar süre tutunabilir ya da açabilir? İşte asla bize ait olmayan duygular da bizim bedenimizde ve ruhumuzda çok zor tutunur ya da tutunmaya çalışır ama asla tam…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

EJDERHALARIN ATEŞİ VE KANIYLA KUTSANMIŞ BİR SOY / TARGARYENLER

“Deyiş odur ki bir Targaryen doğduğunda tanrılar yazı tura atar ve tüm dünya sonucu görmek için nefesini tutar. Ya delilik hükmeder ya da dâhilik…” – George R. R. Martin, ‘Ateş ve Kan’ Her birimiz, bize yaşadığımız dünyadan çok daha iyi gelecek, kendimizi olduğumuzdan çok daha güçlü hissettirecek bambaşka dünyaların, yaşamların hayalini kurarız. Pes etmemeyi, zayıf olmamayı, sevdiğimiz şeyler uğruna sonuna kadar savaşmayı, mücadele etmeyi isteriz. Geyik ile aslanın savaşında ürkek geyik olarak anılmaktansa, ormanın mutlak hâkimi aslanın tarafında olmak isteriz. Bazen de daha erişilmez, ulaşılmaz olana gider aklımız ve o…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA TOPLUM 

HEYKEL İLE İMTİHANIMIZ!

“Heykel, mekânda girinti ve çıkıntının sanatıdır.” [1] Fernando Pessoa’nın “Hayatımı kendime yabancı bir malzemeden yapılmış bir heykel gibi yonttum” [2] satırlarıyla üzere heykelin yaşamımızdaki önemine ilişkin vurgusuna; “Hiç taş heykel ile canlanmış heykel bir olur mu? Taştan taş yapmak meziyet değil, taşı taşlıktan çıkarmaktır asıl meziyet” [3] ifadesini de eklemek gerek… Bir de Ulus Baker’in “Diyebiliriz ki heykel, taşı aldatarak yapılır” [4] ve Søren Kierkegaard’ın “Heykel, resim ve mimari gibi doğa da sessizdir; ancak her şeye rağmen duyarlı kulaklar onların konuştuğunu işitebilir” [5] saptamalarını… Kolay mı? Michelangelo di Lodovico Buonarroti,…

Devamını Oku