EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

EROTİK KURGU / ZEVK Mİ, YOKSA SADİSTLİK Mİ?

“Yani esas soru şu: Neden bu kitap ve benzerleri şimdi ilgimizi çekmeye başladı?” – Lori Perkins, ‘Elli Yazardan Grinin Elli Tonu’ Hayatın içinde keşfedilmeyi bekleyen birçok duygu, birçok da farklı yol var; ama bu keşif serüveninin ilk durağı kesinlikle bir insanın kendi ruhu ve kendi dünyası. Farklı renklere ve oluşumlara yönümü çevirdiğim şu günlerde; çevremdeki herkes, özellikle de kendi hemcinslerim bana hep şu soruyu soruyor: “İpek, ‘Grinin Elli Tonu’ gibi bir kitap okumak ve bir film izlemek istiyorum, lütfen bana yardımcı ol!” Bu ilgi ve merak beni mutlu etse de…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT YAŞAM 

YAŞAR USTA’NIN PATAKLADIĞI GENÇ İTALYAN

Gittiği ikinci sınıf spor salonunun parasını ödeyemediği için salondan kibarca kovulan, otuzlarının başındaki genç İtalyan bir adam ile evcil hayvanların satıldığı bir petshopta kedilerin, kuşların pisliklerini temizleyen gözlüklü, alımlı ve şapkasının altına gizlediği simsiyah saçları ile utangaç genç bir kadın… Ringde yediği dayağın acısını, kazandığı kırk beş dolardan sonra unutan genç İtalyan; pislik ve sefalet içerisindeki tek göz odasında, çocukken geçirdiği yüz felcinin mirası hepimizin bildiği o tuhaf ses tonuyla, petshoptaki genç kadına yapacağı esprileri düşünür. Her tarafın yılbaşı motifleriyle süslendiği bir şükran gününün akşamında genç İtalyan; gözlüklü, güzel kadını…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

KADERİN BİRBİRİNE BAĞLADIĞI İNSANLAR / ‘THE WITCHER’

“Kaderin birbirine bağladığı insanlar vardır. Her nerede de olsalar onlar birbirlerini mutlaka bulurlar.” – Andrzej Sapkowski, ‘Son Dilek’ Bazen öyle şeyler yaşarız, öyle zor zamanlar geçiririz ki bunları engelleyecek, durduracak bir güç bir çıkış yolu ararız içimizde ama bazı duygulara, kayıplara, acılara ya da değişimlere ne kadar çabalasak da bizim gücümüz yetmez; çünkü kader bir şekilde, perdesinin arkasında sakladığı sahnelerini birer birer önümüze çıkarır. Kader kavramını ve kadersel döngüleri kusursuz bir şekilde ‘Witcher’ kitap serisine aktarmayı başaran Polonyalı yazar Andrzej Sapkowski şu sıralar hem edebiyat dünyasında hem de ekran önünde…

Devamını Oku
EDEBİYAT KÜLTÜR-SANAT 

HARRY POTTER İLE YİRMİ YIL

“‘Seni nasıl hatırlamalarını istiyorsun?’ – Sahip olduğu yetenekle elinden geleni yapan biri olarak…” – Joanne Kathleen Rowling Hepimiz hayatın zorlu yollarında ve koşturmacaları içinde kendimize küçük umutlar küçük mucizeler yaratmaya çalışıyoruz ve bu mucizeler öyle büyüyor ki birçok farklı insana dokunmayı başarıyor. Bazı ressamlar renklerinde umudun sihrini taşırlar, bazı şairler dizelerinde insanın derin acılarına şifa saklarlar, bazı yazarlar da vardır ki sözleriyle tüm dünyada tüm dillerde aynı anda söylenen bir büyü yaratırlar. Fantastik evren yazarları bu büyüyü kendi ruhlarında özenle büyütmeyi her daim başarıyorlar… Fantastik kurgunun kalemi en güçlü kadın…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

‘ADINLA ÇAĞIR BENİ’ / KENDİ HİKÂYESİNİ YAZMA CESARETİNİ ARAYAN TÜM YÜREKLERE…

“‘Bir insan diğerine tam anlamıyla vurulmuşsa diğeri de ister istemez vurulmuş olsa gerektir’ diye bir yasa vardır bir yerlerde…” – Andre Aciman, ‘Adınla Çağır Beni’ Hayatta tesadüflerin değil; ruhuna, bahçene uygun renkleri, anları, hayatları aramak, istemek üzerine bir çekim yasası olduğuna inanırım hep. Bir akşam ne izlesem diye film arayıp dururken bir anda ekranıma düşen ‘Beni Adınla Çağır’, dengemi fazlaca sarsan, bana bakılacak, üzerinde düşünecek bambaşka ufuklar açan bir film oldu. Filme özünü veren kitabı okuduğumda ise kendi içimde oldukça değiştirici ve dönüştürücü bir yolculuğa çıktım. Hani Orhan Pamuk, ‘Yeni…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT YAŞAM 

MÜZİK VE ZİHİN

2009 yılında Çukurova Kalite Derneği bünyesinde organize ettiğim ‘Mükemmelliğe Doğru Kalite Yolculuğu’ adlı konferansın esas konusu işletmelerin yönetimine örnek model olacağını düşündüğüm “senfoni orkestrası” modellemesiydi. 70-100 kişilik müzisyen ve 22 farklı enstrümanın bir arada uyum içerisinde çalması için gereken disiplinin işletmelerin yönetim prensipleri için bir model olarak tanıtılması amaçlanmıştı. Bununla ilgili konferans vermesi için görüşmüş olduğum Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası Flüt Sanatçısı Nevin Apaydın’ın verdiği konferansta anlattıklarından izleyiciler çok etkilenmişti. Konferansta anlatılanlar, müziğin hayatımızı ne kadar geliştirebileceğine dair önemli bilgiler içeriyordu. Zihinsel gelişimi ve estetik anlayışına katkısı, beynin matematik ve…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

MİZAH, GERÇEKÇİLİK VE GUSTAVE COURBET

Günlerdir düşünüyorum: Neden mizah yok son yıllarda? Neden, gülmeyi hatırlayacağımız küçücük bir kıvılcım dahi yok? Özellikle de toplumsal mizah için gerçeğin özgür bir düşünceyle, özgür bir ifadeyle ve mizah sanatının ustalıklı ve zekice üslubuyla aktarılması son derece önemli diye düşünüyorum. Belki de mizah, kendisini oluşturan pek çok bileşen arasında, zekâ dışında, aslında en çok ihtiyaç duyduğu şeye, özgürlüğe sahip değil artık. İlhamını gerçeklikten alan ve var olan gerçeklik üzerinde yükselen mizah, gerçeklerin özgürce dillendirilemediği bir yerde nereden, nasıl beslenir ve kendisini ortaya nasıl koyabilir ki? Derdini, anlatmak istediğini nasıl anlatabilir…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

1914 KUŞAĞI VE AVNİ LİFİJ

“Tarih benim için bir kıymet verecekse, Avni’nin hocası demekle yapacaktır!” – Octave Denis Victor Guillonnet Çocukluğundan itibaren sanat aşkıyla yaşama tutunan Hüseyin Avni Lifij’in okul harçlıklarından artırdıklarıyla Fransızca ve fotoğrafçılık derslerinin yanı sıra kendi kendine öğretmenlik yaparak resim çalışmaları icra etmesi onun her anının sanat dolu olduğunu gösteriyor. “Çağının Yenisi” olarak adlandırılması, kısa hayatının efsaneleşmesi doğrultusunda ilerlemesini getirmiştir. Çocuk yaşta ilgi duymaya başladığı resim sanatını geliştirmek ve anatomi öğrenmek için mülkiye tıbbiyesinde, boya tekniklerini öğrenmek için de eczacı mektebinde bazı derslere dinleyici olarak devam eder. Lifij soyadının “beyaz ten” anlamına…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

USTA, USTALARA SELAM SÖYLE!

Kapandı perdeler ve sona erdi ‘Ferhangi Şeyler’… Ülkeye tiyatro dalında yeni pencereler açtı, ilklere imza attı, her kalbe bir repliğini bıraktı ve veda etti usta tiyatrocu Ferhan Şensoy. Tiyatroyu sevdiren o kadar önemli isimler var ki… İyi ki hayatımıza dokundular. Tiyatroyu sinemadan daha çok sevenlerdenim ben. O samimiyet, o içtenlik sinemada yok ve bence olmayacak da… İkinci perdenin başlaması için ara molada bile koltuğunu bırakmayan kesime selam olsun! Ölüm haberini görünce “Vay be, Ferhan Abi de artık yok!” dedirtti hayat. Ortaoyuncular’ın kurucusu, iyi ki bu ülkeye katkı sundun. Öğrendiğim kadarıyla…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT 

GÜNEŞE UÇARKEN YANAN BİR İKARUS / VINCENT VAN GOGH

“Gerçekten sevilmeye değer şeyleri sadakatle sevmeyi sürdürebilirse kişi, sevgisini anlamsız, değersiz, önemsiz şeylere ziyan etmezse, zamanla daha çok ışığa kavuşacak, güçlenecektir.” – Vincent Van Gogh, ‘Theo’ya Mektuplar’ “İnsan, ruhunun ve özünün mayasını yetiştiği coğrafyada yoğurur.” Bu varoluş felsefesi, her insanın hayatında oldukça önemli bir yere sahip olan ve kişinin hayatını da büyük oranda şekillendiren bir yargı ama bazı hayatlar var ki içindeki; umutsuzluğa, yetiştiği coğrafyaya ve hayatındaki insanlara karşı kendi yolunu çizmeye, kendi dünyasını yaratmaya çalışır. Ölümünden çok sonra sanatı ve renkleri kıymete binen ressam Vincent Van Gogh, işte tam…

Devamını Oku