DOSYA ŞİİR DOSYASI 

“TAŞ PARÇALARI”NDA VAROLUŞÇULUK VE DİYONİZYAK

Birhan Keskin’in ‘Y’ol’ adlı şiir kitabı, bireyin içsel yolculuğunu, boşluk ve gürültü arasında konumlanan varoluşsal salınımlarını şiirsel bir dille ele alır. Şair, anlatısında sıkça karşılaşılan mekânsal ve duygusal dönüşleri, bir varlık-yokluk diyalektiği içinde işler. Özellikle, aşkın ve kaybın şiirsel temsili, yalnızca bireysel bir deneyimin ifadesi olmaktan çıkıp daha geniş bir varoluşsal sorgulamaya dönüşmektedir. Keskin’in şiirlerinde belirgin biçimde hissedilen “gürültü” ve “boşluk” kavramları, Gaston Bachelard ve Jacques Attali gibi düşünürlerin kuramsal çerçeveleriyle ele alındığında daha derin bir anlam kazanmaktadır. Bachelard’ın mekân üzerine geliştirdiği fenomenolojik yaklaşım, Keskin’in şiirlerinde tekrar eden mekânsal metaforlarla…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

LALE MÜLDÜR ŞİİRİ ÜZERİNE

Şiir edebi türlerin en eskisi, en ilkeli, en kolayı (sanılan) ama aynı zamanda en zoru… Ninnisini, manisini, ağıtını kadın sesine teslim edip düşüncesini, kavgasını, yiğitliğini, pervasızlığını erkeklere has kılan en eski, en ilkel, en kolay (sanılan), aynı zamanda en zor söz… Edebiyatın en eski türü olan şiirin kadın sesinin, kendini özne kılan en özgün şairlerinden biri olan Lale Müldür’e onun şiirinin öznesine odaklanmak istiyorum bu yazıda. Dünyadaki düşün, bilim alanlarında yaşanan hızlı değişimlerin bizde de etkilerini gördüğümüz 80’li yıllar kadın şairlerin dergilerde daha fazla yer bulmaya başladığı yıllardır. 80’lere kadar…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

‘İÇİMİZ HER MEVSİM İLKBAHAR’: TÜRKAN İLDENİZ

“Tam yılgınlığın belirdiği yerde/ bir şiirle yeniden tutunmak/ kendimize…” – Türkan İLDENİZ Baharın müjdecisi son cemrenin toprağa düşmesiyle ve bugünlerde dünyanın dört bir yanında kutlanan Dünya Şiir Günü dolayısıyla “İçimiz her mevsim ilkbahar” diyen Türkan İldeniz ile edebiyatın bizi kaygılardan biraz olsun uzaklaştıran yanına kapılıp gidelim. Türkan İldeniz, 1938 yılında Düzce’de dünyaya gelir. İlk şiir kitabı ‘Taşra Kızının Deliceleri’ (1966), ikinci şiir kitabı ‘Havva Çıkmazı’ (1967) ve son şiir kitabı ‘Buz Altında Yanardağ’ (2021) ile tanınan şair bugün 87 yaşında. Şair, eğitim hayatına 1945 yılında Düzce Namık Kemal İlkokulunda başlar.…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

‘AH’LAR AĞACI’NDAN ‘PULBİBER MAHALLESİ’NE KAYBOLUŞ, KENDİNİ ARAYIŞ: DİDEM MADAK ŞİİRİ

Didem Madak, içinden çıkılmaz bir dünya yaratmıştır şiirlerinde. Sonra bu dünyadan, çeşitli çıkış yolları arayarak kurtulmak istemiştir. Onun gitmek istediği yer çoğunlukla mutlu olacağını düşündüğü yerdir. ‘Ah’lar Ağacı’nın gölgesinde ah ederek ve ‘Grapon Kâğıtları’yla anılarını süsleyerek çocukluk yaralarının içerisinde kaybolup giden bir çocuk kahramanı oluvermiştir. Onun şiirlerinde gizlenme, kaybolma cabasının olduğuna tanık oluruz. Madak, çoğu zaman kendi varoluşunu sorgulayan, varoluşuyla hayat arasında bağ kurmaya çalışan bir kadındır. Şair, mutlu olmaya çalışırken mutsuz olduğu, güzel yaşamaya çalışırken bataklığa gömüldüğü bir çelişkinin içindedir. Yaşadığı olumsuzlukların hezeyanları onu bu çökük ruh haline sürüklemiştir.…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

VURAL BAHADIR BAYRIL’IN ŞİİRLERİNDE ŞARK İMGESİ

“Şair, aldırma! Bu asırda her şey ancak imalardan ibarettir!” Köklü bir geleneğe sahip Türk şiiri, Doğu ve Batı kaynakları üzerine konumlanmış ve gelişim göstermiştir. Şiir, günümüzde değeri ve önemi azalan bir tür olsa da insanın anlam arayışının ve düşünce dünyasının ifade şekli olarak varlığını sürdürmektedir. Türk şiirinin gelişim evresinde 1980 sonrası şiiri ve şairleri dikkat çeker. Bâki Asiltürk, bu dönem şiirinin tek tip bir kuşak şiiri olarak değerlendirilemeyeceğini belirtir. Asiltürk’e göre 1980 kuşağı şairleri şiirde geleneksel birikimin önemine vurgu yapmış, en eskisinden en yenisine kadar Türk şiirine katkıda bulunmuş şairlerin…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

GONCA ÖZMEN ŞİİRİNDE KABUĞUNU KIRMAK: “BİLE İSTEYE”

Kurmaca evreninde toplumun belirleyici bir unsur olması yeni bir mesele değil. Bireyin edebi gerçeklik halini alması ve benliğini keşfinde toplumun varlığı somut bir biçimde karşımıza çıkmakta. Gerçek şu ki bireyi esas alan her metin toplumu sanık sandalyesine oturtarak eserin toplumsal bir derinliğe sahip olduğunun altını çizmektedir. Tarihsel dönüşümlerde başrol olmaya itilen ve edilgenliğinden uzaklaşması arzulanan toplumun, bireyin gerçekliği fark edildiğinde ne denli etkin bir kimliğe sahip olduğu görülmüştür. Toplumun metindeki işlevi zamanla değişse de yerinin bireyden daha öncelikli olduğu gerçeği çözümlemelerde de karşımıza çıkmaktadır. Psikolojik değerlendirmeler, sosyolojik temellendirmelerle mümkün kılınmaktadır.…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

HİKÂYECİ VE ROMANCI KİMLİĞİYLE ŞİİRE KAPI ARALAYANLAR

Yıllar önce, müzik öğretmenimiz kulaklarımdan hâlâ silinmeyen bir ödev vermişti. Herkes bir şiir besteleyecekti. Dillerden düşmeyen o kadar şiir dururken benim seçtiğim şiir, ünlü bir şaire ait değil, Türk edebiyatının en önemli hikâyecilerinden birine aitti, Sait Faik’e. “Kıyıma tuz getiren rüzgârı,/ balıkların yüzdüğünü duyarım./ Duyarım yosunların konuştuğunu,/ midyelerin ağladığını./ Aşkın bir kanadı var, kırmızıdır/ deniz kan akar, bir kanadı var,/ zehir yeşili.” Sınıftaki en güzel bestelerden biri seçilen şarkımı, İstanbul’a, Burgazada’ya Sait Faik’in evini görmeye gittiğimde sanki o, bir yerlerden bana “Yazmasam deli olacaktım.” diye seslenecekmiş hissiyle mırıldanmıştım. Gün batımına…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

ŞİİRLE ANILARA YOLCULUK: ÜLKÜ TAMER’İN KALEMİNDEN GEÇEN HAYAT

“Geceleyin karanlıkta/ suya attım ben sesimi/ türkü oldu birdenbire/ denizinden geçen gemi…” Ülkü Tamer… İlk kez üniversite sınavına hazırlanırken adını İkinci Yeni şairlerinden biri olarak duymuştum. O dönemde, adını daha önce hiç duymadığımı düşünmüştüm. Ancak İkinci Yeni’nin güzel şiirler yazan Antepli şairi olarak tanıdığım bu isim, aslında çok daha önce hayatımda yer etmişti. Ortaokul yıllarımda dilimden düşmeyen ‘Güneş Topla Benim İçin’ şarkısının ve her dinlediğimde bana umut aşılayan ‘Düşenlere’ şarkısının şairi, Ülkü Tamer’miş. Dahası, harçlıklarımı biriktirerek aldığım ve büyük bir keyifle okuduğum ‘Harry Potter ve Felsefe Taşı’ kitabının çevirmeni de…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

RONI MARGULIES’İN ŞİİR ANLAYIŞI

Bir yazar, şair veya düşünürün eserlerini / metinlerini tahlil ederken yaşanılan dönem, hayata bakış açısı, o dönemde ön planda yer alan akımlar ve olaylar gibi birçok etken göz önünde bulundurulur. Metni meydana getirirken kullandığı malzeme aslında yaşadığı dönemin aynasıdır diyebiliriz. Şaire ilham veren temel sayıltıları; dünya görüşü, yaşanılanlara / durumlara ve yaşantılara bakışı, kültürel durumu, geçmişte yaşanılan toplumsal olayları sayabiliriz. Burada her şairin toplumsal olaylara karşı duyarlılığından bahsetmek mümkün olmadığını ifade etmek tabii ki yerinde olacaktır. Bu bağlamda Roni Margulies’in şiirlerine baktığımızda birçok izleğin varlığından bahsedebiliriz. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki Türkiye…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

ÖMRÜMÜZÜN BAHARI; ŞİİRİ ÖMRÜMÜZÜN

Hilmi Yavuz’un “İşte bu son talanı ömrümüzün;/ aşklar, acıya emanet” dediği bir zaman diliminde değilizdir belki ama neşe kadar hüzün de hep asılı durur şu sol yanımızda. Günler geçip gider, haftalar aylara döner, güzler ilkbahara aralar kapısını; mevsimler yaş döker, saçlarımız kırlaşsa bile yüreğimizdeki kır çiçekleri hep dipdiri durur. Hüzünlerimiz muhakkak vardır ama umutlarımız hep daha çoktur baharında ömrümüzün. Sevgisizlik, aşksızlık ise hep az, hatta hiç yoktur! * * * “İlhamını saadetten alan”, “kızlara çeyizlerinden bahseden”, “çocuklara müjdeler veren” o güzel günlerin şairi Melih Cevdet Anday, şiirinin sonunda “Fakat güç…

Devamını Oku