POLİTİKA 

CHP, 30 MİLYON İMZA TOPLARSA GERİ ADIM ATARLAR MI?

Mazlum milletler arasında ilk kurtuluş mücadelesini veren ve ezilen uluslara ışık olan Atatürk Türkiye’sini kuranların partisine kayyum atamaya kalkacak kadar gözünü karartan bir iktidar, acaba neleri göz almaz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptaliyle birlikte jet hızıyla gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından sokağa indi CHP. Binlerle, on binlerle başlandı ve dalga dalga büyüdü eylemler. Aslında CHP, sokak kokusunu yendi. Elbette sadece CHP üyesi ya da severleri yoktu sokakta. Sadece ve sadece Ekrem İmamoğlu için inilmemişti sokaklara. 1 milyon seçilmiş üye hedefiyle kurulan sandıklara, dayanışma sandıklarının da eklenmesiyle 3…

Devamını Oku
POLİTİKA PSİKOLOJİ 

RUH SAĞLIĞI POLİTİK DEĞİLSE NEDİR?

“Tarafsızlık, zalimin tarafını tutmaktır.” – Desmond TUTU Ruh sağlığı meselesi politiktir; çünkü insan politiktir. Özgürlüğü elinden alınan bir bireyin ruh sağlığı nasıl korunabilir? Adalet duygusu zedelenen, belirsizlik içinde yaşayan bir toplumda bireylerin iyi oluşundan söz edilebilir mi? Psikoloji, bireyin iç dünyasını incelerken onun içinde bulunduğu toplumsal yapıyı görmezden gelemez. Ancak bugün, psikoloji, çoğu zaman bireysel bir iyilik hali arayışına sıkıştırılıyor, insanı toplumundan kopuk bir varlık gibi ele alıyor. Oysa bireyin iyi oluşunu anlamak, içinde yaşadığı sistemi de anlamaktan geçer. Gregory Bateson’ın dediği gibi, “bireyi iyileştirmek istiyorsanız içinde yaşadığı sistemi de…

Devamını Oku
YAŞAM 

GÜN BOĞUMLARI

Gün boğumu sabahlarımı anlatmalıyım sana. Üzerime oturan al karısını, karabasanı; ruhuma çöken dağılmak bilmez katran karası sisi… Türkçede bin bir çeşit renk adı varken ben saatlerimi “simsiyah” anlatmalıyım sana. Camgöbeği, çivit mavisi, çingene pembesi, yavruağzı, safran sarısı, çağla yeşili, ateş kırmızısı, leylak rengi… Rengârenk bir öykü de anlatabilirdim, evet. Ama siyahın azameti ve karanlığı öyle büyüleyiciydi ki başka bir rengin bulaşması karanlığın tüm tonlarını gösteren bu gotik tabloyu ucuz bir taklide dönüştürebilirdi. İzin veremezdim. Her sabah aynı saatte çalan saati susturmadığında başladı gün boğumlarım. O vakit anladım gittiğini, sonsuz bir…

Devamını Oku
YAŞAM 

ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI VE BAYRAMLARI

Biz küçük bir aileydik. Annem, babam ve evin tek çocuğu: Ben! Babam bir Cumhuriyet bürokratıydı ama Cumhuriyet’e bağlı olduğu kadar dinine de bağlı bir mümin. Bugün için oldukça garip bir terkip gibi görülebilir bu: Ne Cumhuriyet’in ne de İslam’ın temel koyucu ilkelerinden taviz vermeden yaşamanın mümkün olduğu, babanın ve elbette annenin örneğinde görebilmiş bir çocukluktur benimki. Ruhaniyet ve hazzın birlikte yaşanabildiği bir çocukluk! Ramazan ayı, ruhaniyetin hazza dönüştüğü bir aydır bende. Babanın ve annenin, bu kutlu günleri lezzetle yaşadığının tanığıyım çünkü. Lezzetle, diyorum, evet, çünkü bu kutlu günlerin lezzetinin, sadece…

Devamını Oku
POLİTİKA 

NEFES NEFESE

İnce, acı, delici, yakıcı bir sızı ciğerlerimde. Burun deliklerimden başlıyor, şakaklarıma vurup gözlerimi yaşartıyor, oradan boğazıma, nefes boruma ve ciğerlerime iniyor. Sarsıcı bir sızı… Ama buna direnmek zorundayım, sarsılmadan ilerlemek zorundayım. Nefes nefese yol almak zorundayım. Sonunda buluşacağım müjdeli bir sevinçle, umut dolu bir damla gözyaşıyla donanmış güneşli bir günse direniş büyüleyici. Nefes nefese… Karanlık sanki her yer, ciğerimdeki ince, derin sızı karartmadıysa gözlerimi. Yok, bu sızıdan değil, diyor yüreğimin derinliklerinden gelen ses, karanlık buraları. Sağa sola çeviriyorum kafamı, karanlıktan sızan ince ışık huzmeleri savruluyor oraya buraya. Sanki alıp bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İYİLİK KAZANACAK

“Akar gibi geçiyorum dünyadan, ısınıp bakınmadan/ sarhoş/ sıkılgan/ sırılsıklam…/ Kırk diyarda kırk bin öpüşün bitkiniyim/ dudağında kırk bin kekik tadı kamaşır/ yine de kalbim ısırgan mı ısırgan./ Eşini çağlayana kaptırmış balığıyım bu nehrin;/ aydır, geceden beri dişlenmiş kelebeğin her sabah ağzımda ölümüyle buluşan.” – Nihat BEHRAM Nihat Behram’ın Sol Haber’de bir köşe yazısını okumuştum yıllar önce. ‘Yok Edilmiş Bir Halk Cevheri: Enver Gökçe’ başlıklı yazısını. 2011’de yayınlanan yazının hemen girişinde okur şu satırlarla bilgilendirilmişti: “Bu yazı 30 yıl önce, Gökçe’nin ölüm haberini aldığım kanlı, karanlık 12 Eylül günlerinde sürgünde yazdığım ve…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BURASI TÜRKİYE: TEKRARIN İÇİNDE SIKIŞMAK!

Bir sabah uyanıyorsun, dünya bildiğin gibi değil. Bir haber düşüyor ekrana, içini sıkıştıran, mideni bulandıran, kalbinin ritmini bozan… Sokağa çıkanları görüyorsun, gözlerindeki öfkeyi, korkuyu, umudu. İçinde bir şey kırılıyor. Ya da belki çoktan kırılmıştı da sadece daha fazla çatlak ekleniyor o eski yarıklara. Bu ülkede yaşamak, sürekli bir yas süreci gibi bazen. Daha önce hissettiğin bir kaybı, bir hayal kırıklığını, bir öfkeyi yeniden yaşıyor gibisin. Tekrar ve tekrar… Bir kısır döngü gibi… Ve bu sadece bir haber değil, sadece bir olay değil. Senin hikâyenle birleşiyor. Çocukken öğrendiğin sessizliklerle, susturulduğun anlarla,…

Devamını Oku
DOSYA EDEBİYAT HABER ŞİİR DOSYASI SON BASKI 

SON BASKI’DAN ‘21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ’ DOSYASI: “YAŞASIN ŞİİR!”

İnternet yayıncılığında 21 yılı geride bırakan Son Baskı, 21 Mart Dünya Şiir Günü dolayısıyla bir dosya hazırladı. 12 yazarın yazılarıyla katkı sunduğu şiir dosyası; Cemal Süreya’dan Ülkü Tamer’e, Lale Müldür’den Didem Madak’a, Birhan Keskin’den Arkadaş Z. Özger’e kadar modern Türk şiirinin önemli isimlerinden bir kısmına odaklanırken bu türde üretenlere bir saygı duruşu niteliği de taşıyor. Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Apaydın’ın sunuş yazısıyla katkıda bulunduğu dosyada Ayşegül Örün, Başar Şeker, Emre Zengin, Ezgi İtmeç, Gizem Erkan Çelik, Gökçe Gökalp Doğan, Göksu…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

ŞİİRE VE ŞİİR HAKKINDA KONUŞMAYA DAİR BİRKAÇ SÖZ

Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Dünya Şiir Günü Bildirisi’ni Yaşar Miraç kaleme almış bu yıl. Yaşar Miraç, bildiride “sahtelik”in günümüz dünyasını niteleyen önemli bir kavram olduğu düşüncesinden hareket ediyor, kültür dünyasına da sahteliğin egemen olduğunu ileri sürüyor ve sahte yapay şiirin de gerçek şiirin alanını işgal etmeye başladığı endişesini dile getiriyor. Gerçekten de küreselleşme dalgasıyla, dijital devrimle kültürel hayatımız sanat-edebiyat modalarına daha hızlı, daha doğrudan ve daha tedbirsiz bir şekilde maruz kalıyor. Kültür endüstrisinin sanatı-edebiyatı alınır satılır mala indirgemesini, üretici olarak yazarın da emeğini satan bir figüre dönüşmesini biliyorduk nicedir. Şiir gibi…

Devamını Oku
DOSYA ŞİİR DOSYASI 

ZARİF BIYIKLI BİR ŞAİRİN ZARİF İMGELERİ: ARKADAŞ Z. ÖZGER

Arkadaş Z. Özger… Son derece ilginç bir kişiliktir kendisi. 68 Kuşağı’nın en aktif öncülerinden bir isimdir mesela, şiirleri devrimci melodilere yakışmış ve birçok bestenin güftesi olmuştur. Aynı devrimci kişilik o zor dönemlerde cinsel yönelimini açık açık söylemiştir okurlarına şiirleriyle. Hatta bazı isimler “Eşcinsel devrimci mi olur?” demiştir onun için. Ama Arkadaş Z. Özger, korkusuz bir dille dile getirmiş ruhundaki tüm güzellikleri, sancıları, umutları… Asıl adı Zekai Özger’dir. Şiirlerini “Arkadaş Z. Özger” adıyla yayınladı. Selanik göçmeni yoksul bir ailedendir. Bursa’da doğdu. Bursa Atatürk Lisesinde okudu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın…

Devamını Oku