KÜLTÜR-SANAT TOPLUM 

HYPATIA

Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde ‘öfkeli’ bir güruh tarafından linç edilir. Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır. Hypatia’nın ölümü film ve metinlere genellikle boğulduğu şeklinde geçer. (Kölesi tarafından daha az acı çekmesi için boğularak öldürüldüğü şeklinde geçer ancak işin gerçek yüzü yukarıda bahsini ettiğim ölüm şeklidir.) Bilinen ilk kadın matematikçi Hypatia, bugün matematiğe dair kullandığımız bilginin köklerini bize armağan etmiştir.

Zamanının en büyük matematikçi ve astronomu, İskenderiye’deki neoplatonist felsefe okulunun da lideri olması, toplumunun derin cinsiyetçiliğine karşı gösterdiği olağanüstü mücadelesi cahil zalotların ellerinde şiddetli bir ölüme sürüklemesine rağmen durdurulamayan mücadelesi ve bilime katkıları, insanlık bu gezegenden tükenene kadar tanıtılması, anlatılması ve kıymetinin bilinmesi bir insanlık borcudur.

Bazı bilim insanları şunu ifade etmişlerdir: Hypatia’nın katli ve İskenderiye kütüphanesinde çıkan ya da çıkartılan yangın olmasaydı, insanlık bilim medeniyetinde şimdiki geldiği noktadan daha ileride olabilirdi.

Kulağa çok da mantık dışı gelmiyor.

Şimdi pek çoğumuz, “Ne fena, insanlar ne için öldürülüyormuş” deyip ayıplıyoruz. Yüzlerce yıl sonra bizim torunlarımız da, yaptığımız ya da engel olmadığımız pek çok şey için, özellikle de şunlar için bizi ayıplayacaklar: Cana ve doğaya sahip çıkmıyoruz. İklim adaleti için mücadele eden çocuklarımızın yanında yürümüyoruz. Parayı insani değerlerin önünde tutuyoruz. Doğanın sessiz canlarına (hayvanlara) eziyet ediyoruz. Toprağı zehirliyoruz. Dünyada tarım için kullanılması gereken arazilerin neredeyse yüzde yirmisini bile tarım için kullanmıyoruz. Adı dünya olan bu muazzam mimariyi ranta kurban ediyoruz. Bilgiye bu kadar kolay erişirken onun sorumluluğunu üstlenip can için kullanıma açmıyoruz.

Ve içinden geçtiğimiz yıllarda bizim yüzyılımızda doğmuş, hayata, bilime, insanlığa eşsiz katkıları olan insanları görevlerinden aldığımız, onlar iğdiş edilmeye uğraşılırken ses çıkarmadığımız, dezavantajlı diye tanımlayıp potansiyellerini ve dehalarını göremeyip desteklemediğimiz insanlar için ayıplanacağız.

Hypatia, bu gezegene değeri bilinmesi gereken hakiki bir hediye olarak verilmiştir. Adalete ve manaya yolculuğunda aynı yolda olanlarımıza ithafen, özellikle şimdi onu hatırlamayı ve hatırlatmayı borç biliyorum. Onun hikâyesini ve mücadelesini çocuklara anlatmak için bir çocuk kitabı yazdım, en kısa zamanda çocuklarımızla bu muazzam kadının yolculuğunu buluşturacağım. Bu topraklardaki her çocuk savaş tarihi ile zihinlerinin bulanıklaştırılmasından fazlasını hak ediyor. Her çocuk sanat ve bilim tarihinin anlam ve kıymetini bilerek büyümeli.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar