EĞİTİM PSİKOLOJİ 

BAZI ÇOCUKLAR NEDEN HEP AYNI OYUNCAK İLE UYURLAR?

Yaşamından çocuk geçmiş herkes bilir ki çocukların çoğu temsilci nesnelerle uyumayı ya da onları evden veya kendilerine bakan kişilerden uzaklaştıklarında –ilk kez evden ayrıldıklarında anaokuluna başladıklarında mesela– yanına almayı ister.

Yaşamda bizi inciten ya da hoşnut eden her şeye kötülük ya da iyi niyet atfederiz.” Çocuk doktoru ve psikanalist Donald Winnicott, çocukların peluş ayı, battaniye veya yumuşak oyuncaklar gibi ayrıcalıklı nesnelere duydukları bağlılığı annelerinin (ya da annelerinin göğüslerinin) temsilcisi olarak kullandığını iddia eder. Ancak kültürlerarası farklılık noktasından baktığımızda Japon çocuklar, Amerikalı çocuklara kıyasla, böyle nesnelere daha az eğilimlidirler – Türkiye’de de durum biraz Japonya, biraz Amerika gibidir, çocuğun doğduğu ev belirleyicidir. Paul Bloom’a göre, bunun muhtemel nedeni, annelerinin yanında uyudukları için, böyle bir temsilci nesneye daha az ihtiyaç duymalarıdır.

Üç ila altı yaş aralığındaki çocuklarla bir deney yapılır. Çocuklarla laboratuvara girip çocukların ellerindeki oyuncağın kopyası yapılıyor, çocuk kabul ederse deneyci çocuğun oyuncağını –özel nesnesini– kutuya koyuyor, iki kutuyu da kaplıyor, birinde kopya diğerinde kendi orijinal oyuncağı olduğu söyleniyor. Çocuğa hangi nesneyi almak istediği sorulduğunda bağlandığı bir nesnesi olmayan çocuk kopya olanı tercih ediyor; çünkü kopya oyuncağı daha yeni ve güzel buluyor. Nesnelerin gerçekten kopyalanmadığı söylendiğinde ise hayal kırıklığına uğruyor.

Bağlılık nesnesi olan çocuklar ise farklı davranıyor. Bazıları oyuncaklarının kopyalama makinesine konmasına bile izin vermiyor izin verenlerin çoğu eve orijinal olanı, yani kendi oyuncağını götürmek istiyor. Bloom, çalışmanın basında epey tartışıldığını aktarıyor ve şu mektubu paylaşıyor:

Sevgili Dr. Hood, 86 yaşındaki annem, her gece hâlâ bebeklik döneminden kalan küçük yastıkla uyur. Şimdiye dek yastığından sadece bir tek gece, 86 yaşındayken ayrı kaldı, o da bir hava saldırısı sırasında sığınağa inerken yanına almayı unuttuğu için. Onunla birlikte gömülmeyi şart koştu. Hatta yastığının bir ismi bile var: Billy.

Çoğu nesne Billy gibi değildir. Onları elden çıkarmayı ya da kopyaları ile değiştirmeyi isteyebiliriz. Ancak her şey ya toplumsaldır ya da toplumsal bir varlıkla temasta bulunmuştur. Bu yüzden en olağan şeylerin bile birer geçmişi vardır. Bu, onların özüdür. Bu, nesnelerden bazıları içinde bu öz mükemmel bir haz kaynağıdır. Burada dikkat edilmesi gereken şey, klasik çocuk tanımı yanılgısına düşmemektir. Çocukta… Hangi çocuk? Nerede yaşayan çocuk? Hangi toplumda doğmuş, hangi ailede büyümüş çocuk? Kültür ve toplum insanın davranışlarını ve yaşadıklarını anlamada önemli önkoşuldur.

Yararlanılan Kaynaklar: ‘Hazzın Bilimi’ (Paul Bloom) ve ‘Anasınıfındaki Güç İlişkilerine Feminist Yöntem ile Bakış’ (Nehir Gündoğdu)

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar