‘SONYAZ KEMANLARININ’ UZUN HIÇKIRIKLARI

-ADANA-
“Soğuk karanlıklara gömüleceğiz yakında” dediğimiz günlerdeyiz şimdi.
Elveda diyoruz kısacık yazlarımızın sıcacık aydınlığına.
Öfke içindeyiz; kin, ürperme, yılgı sarmış dört bir yanımızı.
Bir zincirin halkası gibi ekleniyor günler birbirine ve bizler yarı karanlık gündüzlerde, yıldızsız gecelerde kendi “iç”imize dönmek, kendi “iç” sesimize kulak vermek istiyoruz.
* * *
Şimdi “iç” zamanımızdayız.
Hani o sözcüklerini çok sevdiğimiz kadın yazarın bir zamanlar biz gibiler için müjdelediği, “Yeni çağın yeni kıtası ‘iç’tir” dediği o anakaradayız.
Dış etkenlerden arındığımız, tamamen özümüzle buluştuğumuz, ağlasak bile gözyaşlarımızı en saf şekilde akıttığımız o kutsal yerdeyiz.
Ve “iç”imize eşlik eden sessizlik ise hep bizimle…
Yorulurcasına bir sessizlikte, o sessizliği yiyip o sessizliği içtiğimiz bir eşsizlikteyiz.
Bir eşsiz anda, bir eşsiz zamanda…
* * *
Böyle zamanlar, böyle anlar güz şairlerinin de hüzünlü dizelerini getirip “iç”imize doldurduğu saat dilimleri.
“Yaralar kalbimi/ biteviye bir ezgiyle/ uzun hıçkırıkları/ sonyaz kemanlarının” der çıkar biri.
Tıkanır soluğu, solar yüzü, arar eski günleri.
Ve devam eder “iç”imizi doldurmaya:
“Alır götürür beni/ sonyazın uğursuz yeli/ kenarda kıyıda/ orada burada/ ölü bir yaprağım.”
Güz şairlerinin hüzünlü ezgileri “iç”imizin en derinliklerine doğru yol almayı sürdürür:
“Gülüm, nasıl da yaşlandı Paris/ oysa ben çocukluğumu yaşıyorum hâlâ./ Uğraşım gezginlik ve türküler yakmak/ yeryüzünde, tüm yalnızların akşamında.”
“Gülüm, aydınlık kapısı çocukluğumun/ bir daha geçmeyeceğiz bu köprüyü/ akşam çökmeyecek üstümüze bir daha/ Paris öldü gülüm, öldü Paris!/ Elveda yaşayan dostlar, elveda!”
* * *
Sessizlik yiyip sessizlik içtiğimiz güzler zamanındayız şimdi.
Mevsimin ruh iklimine uygun olarak hep bu anda kalmak istiyoruz.
“Soğuk karanlıklara gömüleceğiz yakında” dediğimiz bugünler de sona erecek ve kış kapımızı çaldığında ekime de kasıma da veda edecek, “Elveda, kısacık güzlerimizin sıcacık aydınlığı” diyeceğiz.
Elveda sonyaz kemanları ve elveda onların uzun hıçkırıkları…