YAŞAM 

ORTALIK “SÜT MAVİSİ”; TABAĞIMIZDA BİR “BULUT”, KADEHİMİZDE “GÖKYÜZÜ”!

Akşamdan kalma hüzünler içimizde birikmeyi sürdürüyor yine bir haziran sabahında. Radyomuzda denizi özleyenlerin türküsü… İyot kokusu ne güzel, bir şiirin peşine düşüp gitmek ne güzel… Şiirler yazılmaya, türküler söylenmeye devam ediyor akşamdan sabaha değin. Ne güzel…

Oktay Rifat, dün gece Dalyan Kahvesi’nde olduğumuzu hatırlatıyor bize… Ortalık “süt mavisi”; tabağımızda bir “bulut”, kadehimizde “gökyüzü”:

Apostol, bu ne biçim meyhane!

Cahit Külebi de, eşlik ediyor gecemize:

Gözlerin gözlerime değince/ su katılıyor rakıya/ denizler açılıyor önümde.

Radyomuzda denizi özleyenlerin türküsü, burnumuzda iyot kokusu, içimizde akşamdan kalma hüzünler…

Fransız şair René Char gibi, hep bir ağızdan bölüşüyoruz sessizliğimizi:

Karanlıkların sevinçle kapladığı ince güzelliğindeyim yüzünün./ Bana sessizliğini veren çığlığın ne güzel.

‘UYKUNUN VE MAHMURLUĞUN GÜNEŞLERİ…’

Perulu şair César Vallejo’nun “öfkeleri” gibi biz de aylarımızı, mevsimlerimizi bölüyoruz günlere, haftalara. Gün gün bölüyoruz. Yağmurlarımızı nisanlara, şarkılarımızı mayıslara, umutlarımızı haziranlara bölüyoruz. Sevinçlerimizi ilkbahara, akşamdan kalma hüzünlerimizi yaz sıcağına bölüyoruz.

Ya da öfkelerini aşka bölen Ahmet Oktay gibi uyanıyoruz yeni bir sabaha. “Hüzünleri bırakmanın günü” diyor şair ve devam ediyor:

En sevdiğim kelimeler gibisin…/ Örneğin öfke gibi/ hani bir zamanlar/ dağda ve sokakta açan./ Örneğin umut gibi/ günde, gecede yitirip durduğumuz/ zeytin dalını dal eden./ Örneğin aşk gibi/ denizlerin üzerinde yürüten.

Gün gün yaşıyoruz hüznümüzü de, sevincimizi de. Gün gün bölüyoruz ekmeğimizi de, öfkemizi de; akşamlara, sabahlara. Gün gün soluyoruz şiirlerin türkülü nefesini.

Romanyalı şair Paul Celan gibi, uykunun mahmurluğunda bir şiirle uyanıyoruz sabaha:

Gün doğumuna bir saat kala saçlarına düşen mavi gibidir mahmurluğun güneşleri;/ bir kuşun mezarının üstünde, otların hızıyla biterler./ Onları da baştan çıkarırlar, zevkin teknelerinde oynadığımız rüya oyunları./ Zamanın tebeşirinden kayalıklarında, onları da hançerler bekler./ Daha mavidir derin uykunun güneşleri, bir zamanlar saçının bukleleri gibi.

‘USULCA GİR UMUDUN MENZİLİNE, HÜZNÜ GERİLERDE BIRAK…’

İlhan Berk, bir haziran sabahında, “Kimsecikler yoktu, iyi hatırlıyoruz/ bir sabah erkenden geldik dünyaya/ ortalıkta büyük bir sessizlik vardı/ denizkestaneleri ağır ağır nefes alıyordu” diyor.

Cahit Irgat, serinlikte bir hüzünlü türkü söylüyor:

Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi/ gözlerinde çırılçıplak çocuklar. // Rüzgâr esiyor, rüzgâr; meltemdir/ güzel dünya üzerinde meltemdir. // Kalbimizin üç köşesi yangın yeri, perişan/ güzel şehir diri diri perişan. // Güzel yağmur, çirkin olur yoksul gözünde/ isyan değil, arzudur şimşek şimşek parlayan.

Bizse derin sessizlikte, kendi iç sesimizin şiirine kulak vermişiz. Deniz özlemi içimizde, güneşli günler dibimizde… Bekliyoruz.

Necati Cumalı’nın dizelerine kulak veriyoruz:

Akan suyu severim ben/ ışıldayan karı severim/ bir yeşil yaprak/ bir telli böcek/ yeşeren tohum/ güneşte görsem/ sevinç doldurur içime/ bir günü/ güzel bir günü/ güneşli bir günü/ hiçbir şeye değişmem.

Haydi, o zaman! Ahmet Telli gibi bir şiir bırakalım sabaha:

Sırtında taşıdığın kıl heybe/ dağ rüzgârı ve lor peyniri/ gibi doluysa kır çiçekleriyle/ sesler türkülere dönecektir/ üzünçse ışıklı bir sevince. // Dudaklarında özlem türküleri/ ve gözlerinin menevşesinde aşk/ çağıldıyorsa çavlanlar gibi/ usulca gir umudun menziline/ hüznü gerilerde bırak.

‘SENİN GÖZLERİNDE IŞILDIYOR, BENİM DİLİMİN UCUNDA…’

Haziran… Akşamdan kalma hüzünler… İyot kokusu… Özlemler…

Hayat… Yaşanıp gidiyor, işte…

Bakın, Nahit Ulvi Akgün, şiirinde ne diyor:

Bir şey var aramızda/ senin bakışından belli/ benim yanan yüzümden./ Dalıveriyoruz arada bir./ İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,/ gülüşerek başlıyoruz söze. // Bir şey var aramızda/ onu buldukça kaybediyoruz isteyerek./ Fakat ne kadar saklasak nafile./ Bir şey var aramızda,/ senin gözlerinde ışıldıyor,/ benim dilimin ucunda.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar