TOPLUM 

KORONAVİRÜS GÜNLERİNDE BİRAZ ONDAN, BİRAZ BUNDAN, BİRAZ ŞUNDAN…

Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ölüm virüsü Korona’nın 4 ayda dünyayı böylesine kasıp kavuracağını elbette kimse tahmin edemezdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 11 Şubat’ta koronavirüs kaynaklı bu salgın hastalığa ‘Covid-19’ adını verdi. WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, ‘Covid-19’un ‘Corona’nın Co’su, ‘Virus’un Vi’si ve ‘hastalık’ kelimesinin İngilizcesi olan ‘Disease’nin D’sinden türetildiğini söyledi.

Dünyayı etkisi altına alan ve resmi açıklamalara göre şimdilik 30 bine yakın insanın yaşamını yitirdiği, sonraki süreçte ekonomiden politikaya kadar birçok alanda “artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” kanaatinin insanlarda oluştuğu bir dönemden geçiyoruz. Kimilerine göre ise, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük tehditle karşı karşıyayız. Muhakkak ki neler yaşıyor olduğumuzu ve sürecin dünyada neleri değiştireceğini bize zaman gösterecek.

SON 48 SAATTE NELER YAŞAMIŞIZ?

Son 48 saatte Türkiye ve dünyada “koronavirüs” temalı ne gibi haberlerin gündeme geldiğine birlikte göz atalım:

  • 33 yaşındaki sağlık çalışanı Dilek Tahtalı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.
  • YÖK Başkanı Yekta Saraç: “Bu sene bahar döneminde üniversitelerde sadece uzaktan eğitim yapılacak.
  • LGS sadece birinci dönem müfredatından yapılacak.
  • ABD’de işsizlik maaşı başvuruları Covid-19 etkisiyle 3 milyon kişi artarak rekor seviyeye ulaştı.
  • THY, New York seferlerini durdurdu.
  • İstanbul’da koronavirüsten ölenler kentin iki yakasında Beykoz ve Kilyos’taki mezarlıklara defnediliyor.
  • ABD’de 4 ay içinde yaklaşık 81 bin kişinin koronavirüsten öleceği tahmin ediliyor.
  • Fransa’dan koronavirüs tedavisinde sıtma ilacı ‘Klorokin’ kullanımına onay!
  • Türkiye’de ekonomi güven endeksi mart ayında 5,9 puan gerileyerek 91,8 oldu.
  • ABD’nin doktor paniği: ABD Dışişleri, dünyadaki doktorlara ABD’de iş arama çağrısı yaptı.
  • YKS’de 12’nci sınıf ikinci dönem konuları sorulmayacak.
  • İngiltere Başbakanı Boris Johnson’da koronavirüs tespit edildi.
  • KKTC’de sokağa çıkma yasağı!
  • Belçika’da bir kediye sahibinden koronavirüs bulaştı.
  • İtalya’da koronavirüsten ölenlerin sayısı önceki güne göre 969 artarak 9 bin 134’e yükseldi.
  • Türkiye’de kamu ve özel sağlık çalışanları önümüzdeki 3 ay görevlerinden istifa edemeyecek.
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Yurtdışı uçuşlar tamamen sona erdirildi. Şehirlerarası seyahatler bundan sonra valilik iznine bağlandı. Toplu taşıma araçlarında seyrek oturma düzeni uygulanacak.
  • Rusya koronavirüs ilacını geliştirdiğini duyurdu.
  • ABD Başkanı Donald Trump, General Motors’u solunum cihazı üretmeye zorlamak için savaş dönemi yasasını yürürlüğe koydu.
  • Almanya, 410 bin doktoru zorlu kararla baş başa bıraktı: “Hastalardan iyileşme ihtimali olanlara müdahale edin.
  • Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: “Türkiye’de bugün hayatını kaybeden 16 kişiyle birlikte koronavirüsten ölenlerin sayısı 108’e yükseldi. Toplam vaka sayısı 7 bin 402.

Son 48 saatin özeti…

BİYOLOJİMİZ KADAR PSİKOLOJİMİZ DE ÖNEMLİ

#EvdeKal ve #HayatEveSığar çağrılarını önemseyelim. “Daha sürecin başındayız” uyarıları dikkate alınmalı. Mart bitiyor, önümüzde nisan ve mayıs ayları var. Ne olacağı belli değil. Ölümler artacaktır. “Süreçten en asgari düzeyde nasıl etkilenebiliriz?” üzerinden kendimizi koruma altına almamız gerekiyor. Elbette bu ölüm baharı iyi hatırlanmayacak yaşantımızda. Bir yandan da kaybetmememiz gereken biyolojik sağlığımız kadar psikolojik sağlığımız da önem arz ediyor.

Uzmanlar, koronavirüs salgınının bu kadar gündemde olduğu zamanlarda morali yüksek tutmanın önemine dikkat çekiyor. “Bu süreçte morali yüksek tutmak ve mental anlamda sağlıklı kalabilmek önemli. Çünkü mutsuz, umutsuz, aşırı stresli olmak uzun vadede hem bağışıklık sistemini hem de ruh sağlığını olumsuz etkileyecektir” uyarısında bulunan uzmanlar; umutlu olmanın ruhsal enerji kaynağı olduğunu kaydederek, “Umutlu olmak, bizi dinç, diri ve aktif tutar. Umutlu ve iyimser olarak psikolojik sağlamlığımızı korumalı ve bu süreci atlatmalıyız” ifadelerini kullanıyor.

Koronavirüs konusundaki bilgi kirliliğinin kaygıları artırabileceğine de işaret eden uzmanlar, şunları söylüyor: “Bu konuda gerçekten konunun uzmanlarını dinlememiz ve sosyal medyadaki her habere inanmamamız gerekiyor. Eğer genel olarak kaygılı bir kişiliğiniz varsa ya da tanısı konulmuş bir anksiyete bozukluğunuz söz konusuysa, haberlerden ve sosyal medyadan biraz daha uzak durmakta fayda var. Mental hijyen ve korunma açısından bu da oldukça önemlidir. Aksi takdirde, takıntılı bir şekilde el yıkama, temizlik yapma ya da panik atak nöbetleri geçirme gibi durumlarda artış olabilir.

BİZİ MUTLU EDECEK FİLMLER

Koronavirüs günlerinde evdeki zamanı keyifli hale getirmenin değeri giderek artıyor. Okumak, yazmak, hobilerimizle uğraşmak gibi film izlemek de ruh sağlığımıza iyi gelebilir diye düşünüyorum.

Sinema yazarı Alper Turgut’un önerileriyle hazırlanan, iç açıcı bir film seçkisine yine birlikte bakalım:

  • Intouchables / Can Dostum: Yönetmenliğini Olivier Nakache ve Éric Toledano’nun üstlendiği filmin başrollerinde, François Cluzet ve Omar Sy yer alıyor. Film; yamaç paraşütü kazası sonrası boynundan aşağısı felç olan Philippe’le kendisine yardımcı olması adına işe aldığı Driss’in hikâyesini konu alıyor.
  • Tonari No Totora / Komşum Totoro: Hayao Miyazaki’nin yazıp yönettiği bir Japon animasyon filmi olan Komşum Totoro, iki kız kardeş ve orman ruhları arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Filmin gördüğü beğeniden sonra filmi üstlenen yapım şirketi Studio Ghibli, Totoro’yu firmanın maskotu yaptı.
  • When Harry Met Sally / Harry ile Sally Tanışınca: Rob Reiner’ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde Meg Ryan ve Billy Crystal’ın yer aldığı film, tüm zamanların en başarılı romantik komedilerinden biri olarak görülüyor. Bir yolculuk sırasında karşılaşıp tanışan Harry ve Sally isimli iki genç; sohbetleri esnasında aynı üniversiteden mezun olduklarını, ancak daha önce hiç karşılaşmadıklarını fark ederler. Bu keyifli sohbet sırasında konu ikili ilişkilere gelir ve iki karşı cinsin arkadaş olup olamayacağı üzerine uzun uzun tartışırlar.
  • Little Miss Sunshine / Küçük Günışığım: ABD yapımı komedi-drama filminin yönetmen koltuğunu Jonathan Dayton ve Valerie Faris paylaşıyor. Birbirlerine taban tabana zıt insanların yer aldığı Hoover ailesinin macerası; ailenin kızı Olive’in bir güzellik yarışmasına katılmasıyla başlıyor.
  • Hot Fuzz / Sıkı Aynasızlar: Edgar Wright’ın yönetmenliğini yaptığı film, başarılı bir polis memuru olan Nicholas’ın hikâyesini konu alıyor. Bir gün çavuş olarak terfi ettiğini öğrenen Nicholas’ın yeni görev yeri, hiç beklemediği bir taşra kasabasıdır.
  • Ratatouille / Ratatuy: Animasyon filmleri deyince aklımıza ilk gelen yer olan Pixar stüdyolarından çıkan film, Remi adlı farenin yeryüzüne çıkması ve kendisini ünlü restoranın önünde bulmasıyla başlıyor. Restoranda çalışan Linguini’nin yanlış yaptığı çorbayı düzelten Remi, restoranda kalıyor ve Linguini’ye yardım ediyor.
  • Le Hérisson / Yaşamaya Değer: Yönetmenliğini Mona Achache’in yaptığı film, Muriel Barbery’in ‘Kirpinin Zarafeti’ adlı romanından uyarlandı. Aynı apartmanda yaşayan üç farklı karakterin hayatının anlatıldığı filmde; 12’nci yaş gününde intihar etmeyi planlayan Palome, doğum gününe kadar geçen 165 gününü kameraya çekmeye karar verir.
  • 3 Idiots / 3 Ahmak: Bollywood’un ve dünyanın sevilen aktörü Aamir Khan’ın başrol oynadığı film, Hindistan’ın en iyi mühendislik okulundaki üç arkadaşın dostluklarını ve hayatını anlatıyor. Hindistan’ın eğitim sistemini de eleştiren film, ülkede tüm zamanların en yüksek gişe rekoru ve hâsılatını yapan filmi oldu.
  • Groundhog Day / Bugün Aslında Dündü: Harol Ramis’in yönettiği filmin başrolünde Bill Murray yer alıyor. Bir televizyon kanalında hava durumu sunucusu olan Phil Connors’ın geleneksel Groundhog Day şenliklerine gönderilmesini konu alan film; 2006 yılında ABD Kongre Kütüphanesi tarafından ‘kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli’ filmler arasına seçildi.
  • It Happened One Night / İki Gönül Bir Olunca: Frank Capra’nın yönettiği film; Oscar’da ‘En İyi Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Kadın Oyuncu’, ‘En İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Senaryo’ ödüllerinin hepsini alan ilk film olma özelliğini taşıyor. Ellie Andrews, kendisini bir playboyla evlenmekten alıkoymaya çalışan milyoner babasından kaçar ve New York yolculuğu sırasında Peter Warne adında işsiz bir gazeteciyle tanışır. Bindikleri otobüs bozulunca sürekli dalaşan ikili çılgın bir otostop macerasına atılır.

GÜNEŞTEKİ ŞİİRİ YAKALAYALIM

Bugünler mutlaka geçecektir. Sonrasında nelerin değiştiğini zaman geçtikçe daha iyi göreceğiz. O yüzden biz bugünlerde elimizden geldiğince evde kalmayı sürdürelim, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaya gayret gösterelim. Umudumuzu kaybetmeyelim. Yüzümüzü güneşe çevirelim. O sarı aydınlıktaki şiiri yakalayalım.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar