‘HÜZÜN ZAMAN ZAMAN’; GECE UZUN UZUN…
-ADANA-
Tıpkı o kürdilihicazkâr şarkıdaki gibi; bu en uzun gecemizde zaman zaman gelip ruhumuza uzun uzun vuran hüzün dalgaları yanı başımızda.
Güfteler güftesi geceler, besteler bestesi saat dilimleri; biraz yağmurun tınısı, çokça hüznün mırıltısı:
“Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir/ gönlümün kıyısına vurur/ aşınan kayalar gibi ruhum/ suskun, yorgun, öylece durur.”
* * *
Akşamlar gecelere karışır, geceler gecenin en derinliklerine erişir, erişir de sabaha karşı duygu geçişlerinde en doruklara ulaşır.
Karış karış arşınlanan zaman koridorları, en uzun gecenin kapı aralığından hüzün getirir içeri.
İçerisi ve dışarısı bir olur.
Dıştaki hüzünler içtekilerle bütünleşir.
Şarkıda olduğu gibi, “deli dalgalarla gelir”, gönlümüzün kıyısına vurur.
* * *
En uzun gece hüzünleri, en uzun gece sezileri…
Yıllardır içimizde biriktirdiklerimiz, böyle gecelerde daha da belirginleşir.
Gönlümüzün demlenmiş ezgileri her makamda bize bir “senfoni” dinletir.
Ruhumuz kürdilihicazkâr şarkı olur, gönlümüz “konçerto konçerto” dengelenir.
Şarkının güftesi, en uzun gecenin bitmemesi için ruhumuza iyi gelecek sözcükler bırakır:
“Islak kumlara yazılmış hikâyeler/ ummana karışır, silinir yavaş yavaş/ her dalga ömrümden bir şeyler koparır.”
“Ağır ağır sönen gönlüm/ sakin koyları özler/ son kum tanesi olana kadar.”
* * *
Hüzün yavaş yavaş ama derin derin izler bırakarak ruhumuzun en uzun gecesini yaşatır bize.
Hüzünlü olsak da aslında çok mutluyuzdur.
Bize mutluluk veren hüzünleri severiz.
Severiz şöyle tatlı tatlı hüzünlenmeyi bir aralık gecesinde.
En uzun geceleri, en deli dalgaları yazımıza sözümüze bahane ederiz.
Amacımız başkadır yoksa.
* * *
Bizim yarım küremiz için en uzun gecede yazılan bu yazı; güfteler güftesi ve besteler bestesi hüzünler bırakır, olmasını hiç istemediğimiz sabahlara.
Gece bitip sabah olsa da geceden kalma sarhoşluğumuz hiç bitmez; yılın son günlerine kadar devam eder.
O kürdilihicazkâr şarkı şöyle son bulur:
“Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir/ gönlümün kıyısına vurur/ son kum tanesini alana kadar.”