BUZLU RAKILAR, BİZİM HÜZÜNLERİMİZ, YİRMİ YAŞINDAKİ SON BASKI VE BUGÜN BİR TIP ÖĞRENCİSİ OLAN ALİ…
-ADANA-
Başlıktaki Ali’den başlamalı söze önce.
Son Baskı’nın ağabeyi, kurucu ekibinde yer alan, 20’nci yıl buluşmamıza İstanbul’dan katılan Cuma Erdoğan’ın oğlu Ali’den…
Kurucumuz ve ilk editörümüz İsmail Güneş, 26 Ekim akşamındaki 20’nci yaş günü pastasını keserken geçen onca zamanı birkaç sözle özetledi.
Dedi ki:
“Son Baskı’nın ilk yazarlarındandır Cuma Erdoğan… Cuma Ağabey, o dönem Ali’sini bekliyor, ilk yazıları da doğacak çocuğu Ali’ye mektuplar… Ve bugün o çocuk bir tıp öğrencisi…”
Kıyıdan köşeden hepimizin hayatına dokunan, yaşantımızın bir parçası haline getirdiğimiz Son Baskı’nın 20 yıllık özeti belki de…
Doğacak çocuğa yazılan mektuplar gibi özenle ele alınmış, özenle büyütülmüş ve bir tıp öğrencisi olan Ali’nin babasına yaşattığı duyguyu her birimizde uyandıran, adeta evladımız olan Son Baskı’mız bugün 20 yaşında…
|
‘SÖZ UÇAR YAZI KALIR’ KORİDORLARI
20 yıl öncesi ve 20 yıl sonrası…
Bu süre zarfında hangi birimizin hayatında neler değişmedi ki…
Ben ilk denemelerimi 2006’nın yaz aylarında kaleme aldım. Sonraki yazılarım gün gün, hafta hafta, ay ay mevsimin renklerine karıştı.
Ağustosta yalnızlığımı yakamozlarla özdeşleştirdiğim deniz kıyılarını, eylülde ekinoks günü konuşturduğum ketum deniz kabuklarını, aralık aralık aralayarak gönül pencerelerimden seller gibi akıttığım mevsim yağmurlarını nasıl unutamadıysam hepsini Son Baskı’nın ‘Söz Uçar Yazı Kalır’ koridorlarından vuslata eriştirdim.
Durmadan yazdım.
Son Baskı’daki ilk yazılarım 2008’in Mayıs ayında yayımlandı.
O ilk yayımlanışın bende uyandırdığı hisleri az çok tahmin ediyorsunuzdur.
Mayısı haziran-temmuz izledi…
Ardından eylül-ekim-kasım günleri ve İtalya’nın dik yamaçlarıyla ünlü Abruzzo Bölgesi’nde ve bir gezgin olarak Avrupa şehirlerinde geçirdiğim altı ay…
Çok şey kattı.
Herkesin kolaylıkla erişebildiği internet ortamında yayımlanan yazılarımın okunması, bende her gün yeni bir yazı yazma isteği oluşturuyordu.
Öyle de oldu.
Bazı zamanlar sabah ve akşam olmak üzere aynı güne sığdırdığım yazılarımı göndermeye başlamıştım Son Baskı’ya.
Hep yazdım.
Son Baskı ile birlikte yazmaktan büyük keyif aldım.
Sanırım yaşamayı çok seviyordum ve bu sevgi, sözcüklerime de yansıyordu.
|
YAZI AŞKIYLA 900 KİLOMETRE VE 13 SAAT
Sancılı geçen 2010’lu yıllar, salgınlarla depremlerle geçmekte olan 2020’li yıllar hepimizden çok şey götürürken aynı zamanda hepimize yazmak konusunda çok şey kazandırdı.
Yıllardır kurduğum kitap çıkarma hayalimi, korona günlerinde kaleme aldığım ve Son Baskı’da yayımladığım yirmi dört yazımdan oluşan ‘Yaşamak Bize Kalandır Hâlâ’ ile gerçekleştirdim.
Ve geçmişten geleceğe, yine birçok Son Baskı yazarı, internet sitemizde yayımlanan yazılarını kitaplarda bir araya getirdi.
Hepsiyle gururlandık, mutlu olduk.
Son Baskı, sözü uçurtmayıp yazıda buluşturduğu 20 yılda böyle mucizelere de tanıklık etti; tıpkı çağına tanıklık ettiği gibi…
Aynı zamanda mesafeleri de yakın etti Son Baskı…
Birbirini hiç görmemiş birçok Son Baskı yazarı, birbirlerini kaleme aldıkları yazılarıyla tanıma fırsatı buldu.
Zaman zaman farklı şehirlerde de bir araya geldi Son Baskı yazar ve okurları…
İlk buluşma, yine doğum yeri olan Adana’da, 2011 senesinde gerçekleşti. 2011’i 2012–2013 senelerindeki İzmir, İstanbul, Kapadokya, Gaziantep buluşmaları izledi.
Ta İzmirlerden Kapadokya’ya da Gaziantep’e de, üstelik üşenmeden ve otobüsle gelen İzmir’den yazan kalemimiz Nuriye Özşahin, 26 Ekim 2024’te Adana’daki 20’nci yıl buluşmamıza da yine üşenmeyerek ve yine otobüsle geldi.
Yaşı yetmiş olsa da Son Baskı aşkı bitmemiş Nuriye Özşahin, 900 kilometreyi ve 13 saati göze alarak; nice “çölleri geçerek”, nice “dağları delerek” buralara geldi, akşamımızın başmisafiri oldu.
Son Baskı’nın ne kadar özverili, ne kadar gönüllük esasına dayalı olduğunun en güzel örneği Nuriye Özşahin’dir.
En canlı tanığıdır bu sürecin.
|
‘NE KADAR KONUŞURSAK O KADAR BİR SESSİZLİK OLUR…’
26 Ekim 2024 tarihinde Adana’da gerçekleştirdiğimiz ‘Son Baskı 20 Yaşında’ etkinliğimiz bana da birçok duyguyu bir arada yaşattı.
Hüzünler ve mutluluklar her zamanki gibi bir aradaydı.
O duyguların en zirvesi; kurucumuz ve ilk editörümüz, aynı zamanda benim üniversitedeki hocam, değerli büyüğüm, kıymetli ağabeyim İsmail Güneş’in yüreğinde yaşandı.
O gece doğum günü pastasına uzun uzun bakışını yakalayanlar, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.
O bakış, 20 senenin bakışıdır.
Edip Cansever’in “Bir buluşma yeridir şimdi hüzünlerimiz” dediği bir masada, buzlu rakılarımızla birlikte biz ne kadar da güzeldik.
Hemen yanımda, sürekli boynuma sarılan Cuma Erdoğan ve rakılı kadeh tokuşturmalarımızın en güzel ezgisi kulaklarımızdaydı…
Hemen karşımda oturmaktaydı “sol mememin altındaki cevahir”; onun da kahkahası, neşesi kulaklarımızda çınladı.
O akşam rakılı kadeh tokuşturmalarıma her an eşlik eden kıymetli kardeşlerim Ahmet Esgici ve Göksu Koç da yüreğimin en güzel köşesindeydi.
O geceye katılan, bizi yalnız bırakmayan sadık dostlarımız Neşe Apaydın, Mustafa Apaydın, Sevim Sezer, Sevinç Kökenler, Emine Ayan, Elif Nur Kaya, Salime Kaman, Gönül Özden; iyi ki vardınız, iyi ki bizimleydiniz…
Ve şiirin devamında olduğu gibi:
“Çizeriz yeryüzünü kaygısız ayaklarla/ yüzümüzdür bir yağmur ağırlığınca düşer/ sonra pek anlamadan içkiler ne çabuk biter/ ne kadar konuşursak o kadar bir sessizlik olur/ adımızı sorarız birine, o bize adını söyler.”
|
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ?
Son Baskı’nın ağabeyi Cuma Erdoğan’ın Ali’si bugün bir tıp öğrencisi…
“Ali’ye mektuplar” ile başlayan yazılar süreci, şimdi Son Baskı’nın bir manzumesidir.
“Cuma Ağabey’in Ali’si” şimdi bir tıp öğrencisidir.
Son Baskı’daki ilk yazıları yayımlandığında 23 yaşında olan editörünüz Başar Şeker’se, bugün kırkına merdiven dayamış bir fanidir.
20 yıllık bu süreçte Son Baskı külliyatından kimler gelmiş kimler geçmiştir…
Kimler gelmiş kimler geçmişse dilimizde tek bir söz vardır:
“Söz uçar yazı kalır…”
Şiirde denildiği gibi:
“Derin, sessiz, iyi, böylece/ güz, ölülerini bırakan kuşlar/ yer kalmadı acıya ülkemizde/ derin, sessiz, iyi böylece/ gün ortası alacakaranlık bakışlar…”
O zaman?
Yazmaya ve üretmeye devam!