EDEBİYAT YAŞAM 

GORKİ’Yİ ÖZLEMEK

Saint Petersburg Sokağı’nda 24 no’lu binanın çatı katındaki evimin kitaplarla dolu küçük odasının penceresi önünde, elimde votka kadehi Kremlin Sarayı’nın altın kaplamalı ve ışıl ışıl parlayan kubbelerini dalgınca izlerken sevgili dostum Gorki’yle tanışmamız aklıma geldi.

Sahi, nerelerdeydi?

İtalya’da Capri Adası’ndaki villasında dinlendiğini, sonra Moskova’ya döndüğünü duymuştum.

Lenin’in yakın arkadaşıydı ve Bolşevikler için yaptığı çalışmalar nedeniyle ‘Kızıl Yıldız Nişanı’ verilmişti.

Ceple son konuşmamızda ‘Ana’ romanını bitirmek üzere olduğunu söylemişti.

Onu çok özlediğimi fark ettim.

Oldukça soğuk ve karlı bir Moskova akşamıydı.

Soğuktan büzüşmüş ve başım eğik, Kızıl Meydan’ı geçerek eve gidiyordum.

Aniden biriyle çarpıştım.

Ipıssız meydanda ikimizdik ve çarpışmıştık.

Olacak şey miydi? Ama olmuştu.

Kafasını kaldırıp, “Koca meydanda bana nasıl çarptın?” dedi.

Ben de sana aynı şeyi söyleyecektim” dedim.

Gülümsedi.

Elini uzattı: “Ben Aleksey Maksivomiç Paşkov.

Ama kısaca Gorki diyebilirsin” dedi.

Haa, şu bizim Gorki mi?” dedim.

Elini sıkıp adımı söyledim.

Elini omzuma koydu.

Bir dost sıcaklığı hissettim.

Ben de elimi onun omzuna koydum.

Sonra lapa lapa yağan karın altında yürüyüp Arpad Sokağı’nda ‘Balalayka’ adlı bir tavernaya girdik.

Mahzun bakışlı bir kız, balalayka çalıp hüzünlü bir aşk şarkısı söylüyordu.

Votkaları devirdikçe biz de hüzünlendik.

Kızın kahverengi gözlerinde kaybolup gittik.

Tavernadan çıktığımızda sabah olmak üzereydi.

Horozlar ötüyor” diyecektim ama etrafta horoz göremedim.

İşte, elimde kadeh, pencere önünde dinelirken bunlar geçti gözümün önünden. Sabahın ilk ışıkları odamı aydınlatırken kapım şiddetle çalındı.

Koşup açtım.

Dostoyevski, koltuğunun altında fırından yeni çıktığı belli mis gibi kokan ekmekle karşımda duruyordu.

O heybetli sesiyle, “Sabah birlikte kahvaltı yaparız diye geldim. Beni içeri almayacak mısın?” diye gürledi.

Ah, almaz olur muyum?

Kapıyı ve yüreğimi sonuna kadar açtım.

O, benim en sevdiğim yazarların başında geliyordu.

Moskova aydınlanıyordu.

Ben de aydınlanıyordum.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar