YAZMAK EYLEMİ
“Ayakta yazmak gerekir, diz üstünde değil. Yaşam hep ayakta yapılması gereken bir iştir.” [1] Yazmak, tasarımla ilintili bir gerçek ve yaratıcı bir eylemdir; eylem olarak ele alındığındaysa toplumsallaşabilen/dönüşebilen hakikatin kendisidir. Yeniden üreten, yorumlayan, değiştiren ve dönüştüren bir birey olarak yazar, yazmak süreci boyunca kendisiyle, doğayla ve toplumla bir hesaplaşma içindedir aynı zamanda. Elbette “bir yazar yapıtını amaca giden bir araç olarak göremez” [2]; yazmak bir yaşama biçimi, bir ahlaktır. Hakkını vererek, sorumluluklarının bilincinde yazmak sıradanlığın kolaycılığına, gündelik yaşamın alışılmış biçimine, yavanlığına meydan okumaktır; yaşama dokunan yazar için toplumsal bilinçle yazmak…
Devamını Oku