MONTMARTRE

Öylesine ve koca bir boşluğa… Hiç kimsenin suçu yoktu. Mesela dünya, aslında, fısıltılı sabahlarıyla güne başlamadı asla ve gece, karanlığına sarılıp ürpertileriyle, kalp çarpıntılarıyla öpmedi ufuk çizgisini. Kimse biri diğerinin yanından geçerken kokusuna sarılır gibi sımsıkı tutmadı mesela, asla birbirine karışmaya inanmadı ve dudaklarından öperken ve sevişirken kimse özleyeceğine inanmadı, özleme inanmadı; çünkü kimse gündüz ve gece olamadı. Birbirinin sınırlarına girip ayrılamayacak bir bütün oluşturmadı ve asla yalnız kalamayacağına inanmadı; çünkü kimse kaderle anlaşamadı. Bu ilkindin vakti kumral saçları boynuna dökülüyor ve rüzgâr yanından hafifçe geçerken birkaç telini havalandırıyordu. Yüzü,…

Devamını Oku