BİR SESİN PEŞİNDEN SÜRÜKLENMEK
Metin Erksan’ın ünlü filmi ‘Sevmek Zamanı’nda bir resme âşık olan adamın oldukça dramatik öyküsünü izleriz. “Resmin sen değilsin ki… Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil, resmini tanıyorum. Belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın, izin ver. ben onu seveyim.” der kahramanımız ve ekler: “Ben seni seviyorsam bundan sana ne!” Peki, resme âşık olunur da sese olunmaz mı? Olunur elbet, neden olunmasın? Ne demişti şair? “Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum…” İşte, öyle tutulur kalırsınız. Her bir titreşimin kanadına takılıp süzülürsünüz gökyüzünde, her bir sözcüğün söylenişine, tınısına yüreğinizi bağlarsınız.…
Devamını Oku