POLİTİKA 

PANDEMİ GÜNLERİ, AYASOFYA, ‘UÇAN’ EKONOMİ, TİMSAH GÖZYAŞLARI VS.

Her geçen günün dünü arattığı bir yaşamın belki de orta yerinde, belki kıyısında ya da olur olmaz bir yerinde akıp gidiyor ömrümüz. Bir yanda salgın, gittikçe artan vakalar; diğer yanda işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, cehalet, karanlık… Ve ışıkların görünüp de önüne bir perde çekilemediği her yerde o istikamete giden tüm yolların tuzaklarla döşenmiş olması… Kadın-çocuk cinayetleri, bağışlar, yardım, dijital yayınlar üzerinden o aptalca konserlere harcanan paralar, savurganlık, yalanlar, nefret söylemi, ırkçı söylem, Ayasofya üzerinden iktidar ile muhalefetin “Evet, ibadete açılsın” yarışı… Gerçek gündemimiz hep ve her zaman kesintisiz bir şekilde, işte…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BİR SONA DOĞRU

Şimdi kâr etmiyor hiçbir yalan, algı, ikiyüzlülük, mide bulandıran fetvalar, mazlumu oynamak, timsah gözyaşları… Kâr etmiyor artık ucuz kasaba politikaları, bu bezirgân saltanatı altına gizlenen sahtecilik, ruhani şarlatanlık… Tutmuyor. Bir salgın kol gezerken ölüm tehditleri, belediyelerin yardımlarının engellenmesi, sosyal medya üzerinden tehditler, yeşil toplu profillerden ne vicdana ne ahlaka ne insanlığa sığacak paylaşımlar… Oysa hepsi de nasıl ters tepiyor, değil mi? O kadar çok yarası var ki sevgili yurdumuzun… Aslında her yara bizi kanatıyor. Görünen ve görünmeyen yaralarımızı kaşıyorlar gözümüzün içine baka baka… Katlanan işsizlik, gittikçe yalnızlaşan ve ülkeden yana…

Devamını Oku
POLİTİKA 

FARKINDA MISINIZ?

Her ne kadar kontrol altına alındığı söylense de hâlâ vakalarında artış gösteren bir salgın, bir drama dönüşen yoksulluk, sahte verilerle ne kadar yontulmaya çalışılsa da katlanarak büyüyen işsizlik, korkunç bir yozlaşma, çürüme ve yalanların orta yerinde bir çıkış yolu bulamamanın çaresizliği yaşatılıyor muktedirler eliyle… Orta yerde bunca trajedi yaşanırken, adalete olan güven neredeyse bitmişken, birileri camileri fethetme derdine düşmüş. Belki de asıl çıkış yolu budur? Fetih; yani savaşarak elde etmek! Aslında ülkelere girip dini idare altına almak demektir bu. Sahi, siz kimin camisini kime ve neye karşı fethedeceksiniz? Yoksa tam…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BU VATAN KİMİN?

O dönemde 450 üyesi vardı TBMM’nin. İdamlar için toplanılmıştı. 323 milletvekili katılım sağladı. 127 milletvekili oylamaya katılmadı. 50 ya da 51 milletvekili çekimser oy kullandı. 48 milletvekili ise ‘hayır’ oyu verdi. 273 ‘evet’ oyuyla idamlar onaylandı. * * * CHP’den İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’in de aralarında bulunduğu milletvekilleri dışında ‘hayır’ oyu veren tek isim ise Türkiye İşçi Partisi lideri Mehmet Ali Aybar idi. Aynı partiden Rıza Kusa ise oylamaya katılmamıştı. CHP içinde ağırlıklı olarak idamlara ‘hayır’ oyu verilse de 18 CHP’li vekil “İdamlara evet!” demişti. CHP’nin 15 milletvekili ise…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SALGIN İÇİNDEKİ SALGIN VE BEDEL ÖDEYENLER

Bir karşılığı olmalı elbette yaşamın. Bir karşılığı umuda, sevgiye, hoşgörüye ve bütün güzelliklere dair… Bir bedeli olan ne çok şey var oysa. Bir bedelden arta kalan ölü bir çocuğun soğuk bedeni gibi… Suriyeli bir bebeğin kıyıya vurmuş cansız bedeni… OHAL sürecinde vurulan ve sokağa çıkma yasağı nedeniyle kokmasın diye buzluğa konulan 10 yaşındaki Cemile… Acaba bu çocuklar neyin bedelini ödedi? İşkencede boğazından kaynar su döktüler öğretmen Enver Karagöz’ün. Ölene kadar bir daha hiç konuşamadı. Özgür bir vatan, savaşsız, sömürüsüz bir ülke ve dünya ya da başkalarının, bir halkın yarınları için,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GÜNEŞLİ GÜNLER UZAKTA DEĞİL

Acaba en büyük acıları bir gün unutacak mıyız, yoksa olur olmaz bir zamanda hatırlayıp kıyısından mı geçeceğiz? Bir salgın kasıp kavuruyor dört bir yanımızı… Bilim insanları süre veremiyor. Ne zamana kadar gidecek, ne kadar sürecek, bilen yok! Daha büyük bir işsizlik ve yoksulluk bekliyor ülkemizi ve çoğu yeri… Zaten işsizlik var; ama bu kez dalga dalga gelecek. Şimdi her şeyi unutup yapmamız gerekenleri mi düşünmeli, her şeye yeniden başlayabilmek için çareler mi aramalı? Elbette olması gereken birlik, beraberlik, daha çok kenetlenmek, birlikte mücadele etmek… Oysa milletin can derdine düştüğü bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ACININ TARİHİ DAHA KAÇ KEZ YAZILACAK?

Acının tarihi kim bilir kaç kez yazıldı bu topraklarda… Kim bilir kaç felaketi yaşadık peşi sıra… Saymayacağım yakın tarihin acılarını. Son dönemde ise kadın ve çocuk istismarının tarihi yazılıyor ülkemizde. Alnımızda kara leke, boynumuzda ağır vebal… Nereye el atarlarsa orası çürüyor işte. Yasa, hukuk, yargı, vicdan, suçun aklanması, yoksulluk, işsizlik derken bir kavram kargaşası eşliğinde belli bir kitleye olmadık ahlaksızlığı alkışlatacak kadar ayrıştırılmış ve yozlaştırılmış bir “örgütlü cehalet” var karşımızda. Bir salgın kasıp kavururken dört bir yanını dünyanın ve ülkenin; kriz fırsatçılığı, maskeli ihaleler, Salda gölü kıyısında inşaat derdine düşmek,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ASIL SALGIN HANGİSİ?

En zorlu günleri yaşıyoruz. Aslında yaşamaya çalışıyoruz. Yeterli ya da yetersiz önlemler, kendini izole etme, karantina ve “Evde kal” çağrıları eşliğinde kendi başımızın çaresine bakarak yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Elbette geçecek bunlar. Geçecek geçmesine de, bu kolay olmayacak. Ağır bir hasar bırakıp da geçecek “salgın” denilen ve dokunanı da dokunmayanı da yakan büyük yangın. Dayanışmayla, işimizi doğru yaparak, fırsatlardan beslenmeyerek ve bilimin ışığıyla üstesinden gelinecek bu salgının. Oysa asıl yenmemiz gereken, şu nefret salgınıdır her şeyden önce. Ölümlere seyirci kalıp başkalarını suçlamak gibi bir salgını da gördük defalarca. Aslında bu, yaşama…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YENİ BİR MİLAT OLACAK YAŞADIKLARIMIZ

Bir tarih yeniden yazılacak, bir milat olacak yaşadıklarımız. Önümüzde zorlu bir dönem var. Bir salgınla boğuşuyoruz şimdi; bir ülke olarak değil, bir dünya olarak. Nasıl bir derin uykuymuş bu, Allah aşkına? Oysa daha yeni uyanıyoruz, afyonumuz henüz patlamasa da. Tarihe not düşülecektir yaşadıklarımız. Bir yanda “Her gün iki yalanı deşifre edelim” diyen bir İngiliz gazetesi, diğer yanda her gün halka yalan söyleyen Türk medyası… Koronavirüs salgınından ölümlerin gizlendiği iddiaları dolaşıyor ekranlarda. Bunları sıradan insanlar değil, uzmanlar, bilim insanları söylüyor. Hesap vermeyen ve göz göre göre kendi halkını bir felakete sürüklemeyi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

IŞIĞA KOŞALIM

Bir çocuk düşünün, travmayla büyüyen… Korkuyla, endişeyle, üşüyerek büyüyen bir çocuk… Bir bot üstünde hıçkıra hıçkıra ağlayan, babasının kucağından denize düşen, korkulu gözlerle beklerken titreyen bir çocuk… Kıyıya vuran, denizlere gömülen, sınır kapılarında aç susuz bir çocuk düşünün; sığınmacı olarak geldiği hiçbir ülkeye sığmayan bir çocuk… Oysa onlar değil miydi bir gülüşüyle dünyayı güzelleştiren? Ülkenin bir coğrafyasında henüz üç aylık çocuğunuz kucağınızda kurşuna dizildi mi hiç? Ya da genç kızlığa daha ilk adımı atmadan katledilen evladınızı sokağa çıkma yasağı olduğu için bir hafta boyunca kokmasın diye derin dondurucu da sakladınız…

Devamını Oku