SESSİZLİĞİN KONUŞTUĞU ZAMANLAR
Haziran… Güneş henüz yükselmeden uyanan şehir, kendini başka bir mevsimin içine bırakıyor. Işığın yönü değişiyor, gölgeler farklı yere düşüyor. Hava ne tam serin, ne de sıcak; adını koymak zor bir aralıktayız. Bu aralık, takvimde basit bir geçiş gibi görünse de ruhun içinde çok daha derin bir sarkaç gibi salınır. Sokaklar daha sessiz değil belki ama daha bekleyen. Pencereler biraz daha uzun açık kalıyor, perdeler hafifçe kıpırdıyor rüzgârla. Rüzgâr, taşıdığı kokularla değil de getirdiği anılarla etkiliyor bu sabahları. Her köşe başında başka bir haziran, başka bir yarım kalmışlık bekliyor insanı. Birlikte…
Devamını Oku