POLİTİKA TOPLUM 

ABARTMA, YALAN, DÜŞMANLAŞTIRMA, KARARTMA…

Kuşkusuz, yakın geçmişteki seçim dönemlerinde de medyanın siyasi iktidarın propaganda kampanyasının bir parçası haline geldiğini görmüştük. Ama medya eliyle yapılan abartmanın, yalanın, düşmanlaştırmanın, bilgi karartılmasının bu boyutlara ulaştığına tanık olmamıştık. Gazeteciliğin politik yandaşlık gözlüğüyle yapılması halinde ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğinin en çarpıcı örneği, Erzurum’daki saldırı haberleriydi. Ekrem İmamoğlu ve otobüsün önünde onu dinleyenlere taş yağdıranlara polisin uzun süre müdahale etmediği görüntülerde açıkça görülüyordu. İktidar medyası, saldırıyı eleştirmek bir yana iktidar mensuplarının dilini aynen tekrarlayarak saldırıya uğrayanları suçlayan haberler yayımladı. İlk gün Akşam ve Türkiye, CHP ve İmamoğlu’nu “provokasyon” ile…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

“TROLLEME” OPERASYONLARINDA YENİ AŞAMA

“Kılıçdaroğlu’nun çok beğenilen videosu Las Vegas’ta dev ekranlarda gösterildi” haberi tam bir “trolleme operasyonu”ydu. “Veritas Analytics” adlı bir hesap, bu operasyonu üstlendi. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2019’da Çubuk’ta uğradığı saldırı sonrasında sığındığı evde yemek yerken tabağın etli kısmını çocuğa çevirdiği görüntü gerçekti. Bu görüntüyü alıp Las Vegas’taki bir otelin önündeki reklam panosuna yerleştirmiş, Mert Sezer Sarı diye hayali bir isimle e-posta kutularına ve WhatsApp gruplarına göndermişlerdi. ABC, Cumhuriyet, Halk TV, Karar, Kronos, Medyascope, Kısa Dalga, T24, Oda TV, Yeniçağ ve Yurt yayınlarının aralarında olduğu onlarca haber sitesi de gerçek sanıp…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

GAZETECİ PARTİLERİ ÜZEBİLMELİ

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı süreci, partili taraftarların medyadan beklentisini belirginleştirdi. İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in masadan kalkmasından dönüşüne kadar geçen sürede kulis bilgisi yazanlara, eksikliklere, yanlışlara dikkat çeken gazetecilere çemkirenler, onları susturmaya çalışanlar oldu. Ağır suçlamalar da yöneltti kimileri. Gazetecilik, Zafer Arapkirli’nin de yazdığı gibi, “birilerini üzmemek, gücendirmemek için değil, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla” yapılır. Gazeteci siyasileri yönlendirmeye çalışmaz, onlar adına düşünmez ya da kaygılanmaz ama gerektiğinde üzmekten de çekinmez. Evet, iktidar medyası yıllardır AKP’nin başarısını dert edindi; hatalarını örtüp eksiklerini tamamlamayı görev bildi. Ne yazık ki, gazetecilikle bağdaşmayan…

Devamını Oku
TOPLUM 

BİR GÖRÜNTÜ ALTI KEZ NİYE TEKRARLANIR?

Fox TV’de Gülbin Tosun’un sunduğu ana haber bülteninde ailesinin 21 ferdini depremde kaybeden Köksal ailesiyle ilgili bir haber vardı. Tosun’un, “Baba Köksal, kızlarından kalan videoyu ağlayarak gösterdi habercilere” sunumuyla başladı haber. Önce Selda Bağcan’ın “Söyleyin gidiyorum/ dönemem belki geri” sözlerinin duyulduğu müzik eşliğinde araç içinden çekilmiş görüntü geldi ekrana. Ardından 73 yaşındaki baba Ramazan Köksal göründü: “Ailemden Köksallar olarak 21 kişi şehidimiz var. 21 kişi şehidimiz var.” Adamın gözyaşlarına boğulması üzerine ailenin yıkık evleri ve sığındıkları çadırdan görüntüler verildi. Ardından yaşadıkları dramı çarpıcı biçimde yansıtan sözleri ikinci kez duyuldu: –…

Devamını Oku
TOPLUM 

KOMPLO TEORİLERİNİN MUCİDİ O KANAL!

Pandemi döneminde olduğu gibi deprem felaketi sonrasında da yine komplo teorileri ortalığa saçıldı. En yaygın olanı ise, “ABD’nin Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı (HAARP) teknolojisi ile Kahramanmaraş depremini tetiklediği” yolunda. Depremin yapay olarak tetiklenebildiği varsayımına dayalı bu komplo teorisi sosyal medyadan yayıldığı gibi maalesef medyada da kendine yer buluyor. Örneğin, Nedret Ersanel, 15 Şubat’ta Yeni Şafak’ta yayımlanan ‘Deprem doğal mı, suni mi?’ başlıklı yazısında “depremlerin suni olarak tetiklenebileceği” yolundaki bilim dışı kanaatini dile getirdi; “HAARP gibi yapılara bile gerek kalmadan fay hatlarına su basılması türünden insan yapımı uygulamaların dahi”…

Devamını Oku
TOPLUM 

DEZENFORMASYONA “DUYARLI” YAZARLARIN ÇİFTE STANDARDI

Deprem sonrasında iktidar medyası ve yazarları, yaşananları ve sorunları aktarmak, felaketin bu denli büyümesinin nedenlerini ve sorumlularını aramak yerine enerjilerinin büyük bölümünü “yalanlama”ya ayırıyorlar. Varsa yoksa dezenformasyon! Bir yakınmadır gidiyor iktidar medyası saflarında ama onlar da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının Dezenformasyon Bülteni’nde olduğu gibi suçladıkları kişi ya da kurumların adını sanını vermiyorlar; “yalan” olduğunu savundukları haber ve paylaşımların kimler tarafından tedavüle sokulduğunu belirtmiyorlar. Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, ‘Dezenformasyon Can Alıyor’ başlıklı yazısında “Deprem gibi afet zamanlarında yapılan dezenformasyon, açtığı sonuçlar itibariyle can alıcı seviyeye gelmiş durumda” değerlendirmesi yaptı. Sonra da…

Devamını Oku
TOPLUM 

MEDYANIN ŞÖHRET ŞEHVETİ

Medyanın, sosyal medyanın peşinden giderek birkaç günlüğüne şöhret haline getirdiği ne kadar çok insan gelip geçti gözlerimizin önünden… Üç yıl kadar önce bir kitapçıdaki söyleşi görüntüleriyle “Filozof Çocuk” diye tanımıştık Atakan Kayalar’ı. Beş ayda 250 kitap okumuş, felsefe bilen 10 yaşında bir çocuktu. O günlerde TV programlarına çıkmaktan bıkmış, sokağa çıktığında fotoğraf çektirmek isteyenlerden sokakta yürüyemez hale gelmiş, şöhretten yorulmuştu. Ne oldu? Bir yıl sonra bir iki programa daha çıktı, sonra unutuldu gitti. Aksaray Belediyesi temizlik işçisi Hamit Karakaya, çöp toplarken dans görüntüleriyle bir anda şöhret olmuştu. Kıraç onu sahneye…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ERDOĞAN’IN ALKIŞ TUTARSIZLIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “doğalgaz müjdesi”ni açıklarken “Basın mensupları da hiç alkışlamıyor ha. Yanlış iş mi yaptık?” diyerek alkış isteyince gazeteciler ne yaptı dersiniz? Gülümsediler, çoğu da alkışladı. Gazeteci alkışlamaz. Sadece siyasetçiyi değil, muhatabı kim olursa olsun alkış tutmaz. Gazetecilik faaliyeti sırasında alkışlamak, gazetecinin eleştirelliği bırakması demektir. Saray’a akredite olan gazeteciler de o gün aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Erdoğan’ı alkışlayarak gazeteci gözüyle izlemeyi bırakarak, o siyasi etkinliğin bir parçası haline geldiler. Erdoğan ise medyaya bakışını dile getirmiş oldu. Etrafında kendisine alkış tutacak gazeteciler istediğini açıkça ilan etti, hem de geçmişteki…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

TİMUR SOYKAN’IN SUÇU NE?

Timur Soykan’ı suçlamak değil, kutlamak gerek. Bugün artık 24 yaşında olan bir kadının, 6 yaşından itibaren cinsel istismara uğradığı ses kayıtlarıyla, fotoğraflarla ve eski soruşturma belgeleriyle kanıtlanıyor ve dava açılıyorsa bu haberdir.  Hem de cinsel istismar, “imam nikahı” kılıfı altında işleniyor ve bir tarikatın önde gelen isimlerinden biri olan babası ile annesi de bu suça göz yummakla suçlanıyor, haklarında dava açılıyorsa bu daha büyük haberdir. Timur Soykan’ın, 3 Aralık’ta BirGün’de yayımlanan “Karanlık dünya bir çocuğu yuttu” başlıklı haberde yazdıklarının kamu yararı tartışılamaz. H.K.G.’nin 2 yıl kadar önce cumhuriyet savcılığına şikayetiyle…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

GAZETECİDEN SUNUCU OLMAMALI

Özlem Gürses, CHP ve Deva Partisi’nin toplantılarında sunuculuk yaptığında da eleştirmiştim. O günlerde Halk TV’nin ekran yüzlerindendi ve haber programları yönetiyordu; hafta sonlarında ana haber programını sunuyordu. Şimdi benzer bir yanlışı Duygu Demirdağ tekrarladı. Altılı Masa’nın yeni anayasa değişikliği önerisi ile CHP’nin de vizyon belgesini açıkladığı iki toplantının sunuculuğunu yaptı. Partilerin anayasa çalışmasını anlatırken kendini de kattı işin içine. “Ben Duygu Demirdağ, bugün bu salonda bu tanıklığın bir parçası olmaktan büyük heyecan ve mutluluk duyuyorum” diye başladığı sunumunda, “Şimdi demokrasi zamanı diyerek çıktık yola” dedi. Program boyunca ve en sonundaki…

Devamını Oku