YA AŞK, YA YALNIZLIK!

Hayal gücünün ateşi, bedeninin ısısını gittikçe artırıyordu. Gece ve gündüzün ayırdına varmadan, zamanı düşünmeden yazdın. Yağmurda ıslanan sardunyanın kokusu, suyla birleşmeyi bekleyen ezilmiş limon kabuğunun kokusuna karışmıştı. Kahvenin içine birazcık portakal suyu döktün. Birkaç yudumdan sonra zihnin berraklaştı. Hayallerinden daha güçlü bir şey var mı, henüz bilmiyordun. Bunu öğrenmek sabır ve nezaket gerektirir. Hangi mayalı içkinin yanında hangi yemeğin yeneceğini bilmek de öyledir. Zamanın gidişi gibi, önünden rüzgâr gibi geçti; bakışlarında, neşe, sevinç ve coşkuyla. Geçerken dudaklarını okşarcasına sildi. Elinin ayasından parmak uçlarına kadar uzanan uzun bir silişti. Bir kadeh…

Devamını Oku