POLİTİKA TOPLUM 

SESSİZ İSTİLA

Aşırı sağcı siyasetçilerden Ümit Özdağ’ın yapımcılığını üstlendiği ‘Sessiz İstila’ filmi sosyal medyaya düştü, yüz binlerce kişi izledi.

Filmin özeti şu:

2043’te Suriyeliler nüfusun yarısını geçmiş; Türkiye, bir Arap ülkesi olmuş.

Türkçe yasaklanmış.

Türk çocukları doktor filan olamıyor. Ancak hasta bakıcı olabiliyor.

Suriyeliler, Türkleri gördükleri yerde kovalıyor filan.

*

Film, Fethullahçıların Samanyolu TV’sindeki dizileri anımsattı bana.

Onların da öyle dizileri olurdu. Keskin uçlu, köşeli, yoruma mahal bırakmayan, korkuya ve sanrıya dayalı, ortalamanın altındaki Türklere hitap eden filmler.

Ama bu film, ‘Sessiz İstila’ filmi ortalamanın altındaki Türklere hitap etmiyor.

Aksine, ortalamanın üzerinde gelire ve hayallere sahip olan Türklere, zenginlere hitap ediyor.

Mesela Suriyeliler geldiği için 2042 yılında doktor olamayan, hasta bakıcı olan bir gencin hayal kırıklığı üzerine kurulmuş senaryo.

Hâlihazırda, günümüzde hasta bakıcı, motokurye, çöpçü, tekstil işçisi olan üniversite mezununa bir şey demiyor yani.

Onları da belki başka bölümlerde başka şeylerle korkutacak.

*

İçinde bulunduğumuz ruh hali gereğince filmin izleyeni, destekçisi çok olur.

İnsanları etkiler, bu kesin.

Filmi izleyen bir arkadaş şöyle yazdı:

Korkunçtu!

Acaba o arkadaş, filmde anlatılanların 2043’e dair bir tahmin olduğunu biliyor muydu?

Yoksa bugünün gerçeği mi sandı?

O filmi, bugünün gerçeği sanacak milyonlarca insan var.

O algı düzeyindeki insanların; yani filmle gerçeği ayırt edemeyen insanların o algısını bakalım seçimlerde kim yönetip de sandıktan çıkacak?

AKP mi?

CHP mi?

Yoksa Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi mi?

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yaşadığı mülteci krizinin başsorumlusu.

Ama muhalefet öyle bir propaganda yaptı ki Erdoğan bu meselede adeta ‘sıfır sorumlu’ konumuna geldi.

Şu an herkes Suriyeli düşmanı!

Ama Erdoğan’ı bu konuda eleştiren bir kişi bile yok.

Erdoğan, seçime doğru 1 milyon sığınmacıyı gönderirse, Suriyeli sığınmacılar “daha bir görünmez ve göze batmaz” olursa bu işin siyasal kazancı kimin hanesine yazılır?

En iyisi bekleyip görmek…

*

Konu Suriyeliler olunca Türkiye’de en solcusundan en sağcısına, en milliyetçisinden en dincisine kadar herkes aşırı reaksiyon gösteriyor.

Nüfus, mültecilik, sığınmacılık, ekonomi, kira, enflasyon, iş gücü piyasası, şu bu teknik ve siyasi konulardır.

Bir ülke teknik ve siyasi hatası nedeniyle mülteci/sığınmacı akınına hedef olur.

Teknik ve siyasi hamleyle de bu sorunu çözer.

Şu an Türkiye’de bu sorunu soğukkanlılıkla tartışacağınız kimse yok.

Haliyle kimsenin somut, sonuç alıcı bir teknik ve siyasi önerisi de yok.

Bütün tartışma korku, panik, suçlama üzerinden yürüyor.

Ter kokusundan başlıyor, Moda sahilinden 2043’e geliyor!

Onun için tartışmaya girmeyeceğim.

En iyisi bekleyip görmek…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar