TOPLUM 

POZCULAR!

İnsan neslinin dünyadaki yolculuğu başladıktan kaç bin yıl sonra ilk tarım yapılmıştı acaba?

Ve ilk tarımdan ilk buharlı makinenin icadına kadar kaç binyıl geçmişti?

5 binyıl mı, 10 binyıl mı, 15 binyıl mı? Yoksa daha mı fazla?

Bu tür sorulara kafa yormadan yaşayıp gitmiş milyonlarca insan, yaşadıkları çağdan iki-üç asır sonra neler olacağını da düşünmedi, dünyanın nasıl bir yer olacağını, insanların neler yapabileceğini de hayal etmedi.

*

Hayal edenler ise, pek de tutturamadı tahminlerini.

Mesela Ay’a yolculuğu ilk düşünenlerden biri olan Jules Verne’in hayal gücü, Ay’a yolculukla sınırlı kalmıştı.

Ve insanlar, Jules Verne’in bu hayalinin üzerinden çok fazla zaman geçmeden Ay’a ayak basmışlardı, meraklarını gidermişlerdi.

Çok da çekici, güzel bir yer değildi Ay ve insanlar pek sevmemişlerdi Ay’ı.

Onun için ne giden var Ay’a artık ne de merak eden Ay’ı…

*

Ve artık, akıllı telefonların ulaşabileceği son nokta daha çok meraklandırıyor insanları.

Ay’a gitmeden, Ay’a gitmiş kadar oluyorsunuz çünkü…

Acaba Jules Verne; “Ay’a yolculuk”, “denizler altında yirmi bin fersah” gibi hayaller yerine, akıllı telefon teknolojisi ile ilgili hayaller kursaydı, nasıl bir roman çıkardı ortaya?

Günün birinde milyonlarca insanın akıllı telefonlara sahip olacağını, o telefonlarla çekilen fotoğrafların anında başka bir ülkedeki insana gönderilebileceğini hayal edebilir miydi?

Yoksa onun bile hayal gücü sınırlarını zorlar mıydı bu teknoloji?

*

Bence, bir ipucu yakalamış olsaydı, akıllı telefonların, internetin, arada bir kablo mablo yokken bir telefondan bir telefona ses ve görüntü aktarmanın mümkün olduğu bir akıllı telefonlar dünyasını hayal eder, o dünyaya dair bir roman yazabilirdi Jules Verne.

Ufak tefek teknik hataları olurdu kuşkusuz ama hayal edebilirdi, okuru inandırabilirdi ve heyecanlandırabilirdi.

*

Peki, sosyal medyayı, Twitter’ı, Facebook’u, Instagram’ı hayal edebilir miydi?

Hadi onu da hayal ederdi, onu da romanında anlatırdı diyelim, her gün, sabahın köründe spora çıkıp da istisnasız her gün fotoğraf çektiren ve o fotoğrafları sosyal medyada paylaşan insanları hayal edebilir miydi?

Aklına gelir miydi kahve içerken fotoğrafını çekip “Sabah kahvesi keyfine buyurun” mesajı eşliğinde paylaşan insanlar?

Babamla rakı keyfi”, “Dayımı iş yerinde ziyaret ettim”, “Aşkımla kar keyfi”, “Parmağım koptu, hastanedeyim”, “Amcam öldü, mezara toprak atıyorum”, “Namazımı kıldım, şimdi çay keyfi yapıyorum”, “Filanca yerde geziyorum, oh mis”, “Falanca yerde kebap yiyorum, lokum lokum”, “Saçları kestirdim” gibi her telden, her duygudan, her andan izler taşıyan mesajlar eşliğinde fotoğraf paylaşan insanları hayal eder miydi, romanında anlatır mıydı onları?

*

Hadi bunları da hayal etti diyelim, acaba Jules Verne, bunları anlattığı romanına nasıl bir ad verirdi? ‘Zaman Yolculuğu’ mu derdi, ‘Evrenler Arasında Geçiş’ mi derdi, ‘Siber Âlemde Yirmi Bin Fersah’ mı derdi? Ne derdi?

Gelin, çok yormayalım kafamızı bu konuda, kitabın adını bendeniz koyayım:

Pozcular’!

Bendeniz de şimdi şöyle güzel bir poz verip “Yazıyı bitirdim, çay keyfi yapıyorum” mesajı eşliğinde bir fotoğraf paylaşsa mıydım acaba sosyal medyada?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar