TOPLUM 

ORMANCI, BEKÇİ MURTAZA VE BELEDİYE BAŞKANI

Orman muhafaza memuru kuralcıdır, kanuncudur, serttir, kincidir.

Diyelim ki gariban köylünün biri kaçak odun çekti; kamçıyı vurur, odununu alır, adını kafasına yazar.

Kin tutar.

O köylünün anasından emdiği sütü burnundan getirir.

Çünkü mevzuat buna elverir.

* * *

Fakat aynı memur, orman ağasının yanında, hele ki sofrasında süt dökmüş kedi gibidir.

Orman ağasına nasıl odun çekeceği, nasıl daha fazla kazanacağı, müesses nizamı nasıl koruyacağı konusunda her daim bilgi verir.

Bazen ufak tefek usulsüzlüklere göz yumar.

Ekseriyet orman ağasının bölgesine ilişmez.

İş olup bittikten sonra, soran olmaz da hadi oldu diyelim, efendim mevzuata uygun der.

Mevzuat buna da elverir.

* * *

Demem o ki, ormancı isterse gariban köylüyü kamçıdan geçirir, iki lokma ekmeği zor yedirir; isterse ağanın arabasını dağdan aşırır, ekmeğinin yanına yağ, yağının yanına bal koymasına yardım eder, kendi de bal tutan parmağını yalar.

Çünkü mevzuat her ikisine de elverir.

Ormancı da mevzuat adamı olduğundan…

* * *

Bekçi Murtaza”, ormancının şehirdeki, işçi mahallelerindeki halidir.

Kuralcıdır, kanuncudur, serttir, kincidir.

Diyelim ki gariban şehirli, gecekondu mahallesinde bir metrekare fazladan yer kapladı. Sopayı vurur, işgali nihayete erdirir, gecekonducunun adını kafasına yazar.

Kin tutar.

O gecekonducunun anasından emdiği sütü burnundan getirir.

Çünkü mevzuat buna elverir.

* * *

Fakat aynı Murtaza, şehir ağasının yanında süt dökmüş kedi gibi olur.

Adı ağadır ama şehir ağası bazen fabrika bazen büyük arsa sahibidir, bazen ensesi kalın siyasetçidir, bazen borsa bazen arsa spekülatörü, bazen de AVM sahibidir.

Murtaza için fark etmez.

Hepsinin yanında esas duruşta durur Murtaza.

Onlara saygıda kusur etmez.

Gecekonducunun bir metrelik işgalini unutmaz, ona kin tutar da şehir ağalarının koca koca vurgunlarını, yağmalarını görmezden gelir.

Çünkü mevzuat buna elverir.

* * *

Hatta Murtaza’nın elinde mevzuat ve dahi devlet-i muaşeret ve de adab-ı muaşeret bu şehir ağalarının yüceltilmesine dair bir belge, bir meşruiyet kaynağı olur.

Zenginler, şehir ağaları her türlü haltı yerse ne âlâ…

Haklarıdır.

Murtaza da onların koruyucusu, kollayıcısıdır.

Şehir yoksulları, işçiler, gecekonducular bir halt yerse ne fena…

Bozgunculuk ve dahi yıkıcılıktır.

Murtaza da onların amansız düşmanıdır.

Çünkü mevzuat her ikisine de elverir.

Murtaza da mevzuat adamı olduğundan…

* * *

Cumhuriyet döneminin iki keskin karakteri köyde ormancı, şehirde bekçidir.

Ormancı türkülere, ağıtlara, halk fıkralarına konu olmuştur.

Mersinli yazar Turan Ali Çağlar, ‘Yolgeçen Hanı Öyküleri’nde, ormancı imgesine hayli kafa yorar. Ormancının köylüye nasıl kamçı vurduğunu anlatır o güzel diliyle.

* * *

Yoksulların şehirlere göçmesiyle ormancının yerini bekçi alır.

Edebiyatımızda Haldun Taner, ‘Ayışığında Çalışkur’ adlı öyküsünde bekçi karakteri üzerinden bürokrasi sınıfının yukardan aşağıya toplumu nasıl etkilediğine odaklanmaya çalışır.

Bekçinin gözünde apartmanın üst katında yaşayan zenginler, bürokratlar iyidir. Apartmanın karşısındaki boş arsada oturup hayaller kuran yoksul iki sevgili şer odağıdır…

Orhan Kemal, ‘Murtaza’ karakteriyle zirveye çıkar.

Bekçi Murtaza”, bürokrasinin ve diğer egemen/zengin sınıfların emrindedir. Hem de öyle böyle bir emir altına girme değil… Çelikleşmiş bir teslimiyet ve çelikleşmiş itaatle bağlıdır Murtaza bürokrasiye ve zenginlere.

* * *

Ormancı, bekçi ve belediye başkanı…

Bugün ülkemizin şehirlerini, kasabalarını yöneten belediye başkanları birer ormancı mı, birer “Bekçi Murtaza” mı?

Mevzuat da mevzuat diye gezinen insanlar mı?

Mevzuat sayesinde isterlerse yoksulu, garibi, yoksul olmasa bile sesi çıkmayanı, arkası olmayanı ezerler mi?

Mevzuat sayesinde zenginin, bürokratın, kodaman siyasetçinin arabasını dağdan aşırmasına yardım ederler mi?

Yoksulun işini yasal kılıfına uydurmasına bozulurken, zenginin işini yasal kılıfına uydurmasından keyif alırlar mı?

* * *

Hani demem o ki…

Zengin yaparsa mevzuata uygun demek…

Yoksul yaparsa mevzuatta yeri yok demek…

Mevzuat da mevzuat diye diye gezinip de mevzuatı istediği yere çekmek, istediği yerden okumak gibi huyları var mı belediye başkanlarının?

Çünkü mevzuat buna elverir!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar