ÖNÜMÜZ YAZ

-MERSİN-
Mayıs bitmek üzere, haziran sıcak başını uzattı kapıdan.
Temmuz gelmeden kavrulmaya başlarız.
Temmuz, ağustos, hatta eylülde insanı çıldırtan sıcaklarla boğuşur dururuz.
Gerçi sizin yaylada ev var, değil mi? Yaylaya çıkarsınız.
Sizin de deniz kıyısında yazlık vardı.
İki adım ötesi deniz.
Terliği giy, havlunu al, hop denizdesin.
Mis gibi.
Sizin geçen yıl ucuza düşürdüğünüz Avrupa seyahati vardı. İsveç, Norveç…
Oradan belki Danimarka.
Siz de yaz sıcaklarını öyle atlatırsınız.
Siz bu sene önce Karadeniz turu, oradan Amasya, Safranbolu…
“Bakalım belki bir de Afşa yaparız.”
Siz zaten Datça tutkunusunuz.
Siz Köyceğiz.
Sizin iki haftalık Antalya tatili planınız var, oradan ver elini İstanbul, Kızkulesi ve Adalar.
Sizin Ankara’da, sizin Mardin’de, sizin Sakarya’da, sizin Trabzon’da akrabalarla şöyle on beş – yirmi gün geçirme planınız var.
Gideceksiniz.
* * *
Birileri gidemeyecek ama.
Hayır; yoksullar, işçiler, çalışmak zorunda olanlar değil kast ettiğim.
Onlar zaten gidemeyecek de…
Birileri de birilerini bırakmamak için gidemeyecek!
Her gün sokaklarda kediler, köpekler görüyorsunuz, değil mi?
Kaldırımlarda, trafik lambalarında kuşlar.
Sokaklarda gördüğünüz o köpekler mamasız kalmasın diye, susuz kalmasın diye, yaz sıcağında Mersin’i terk edemeyen birileri olacak.
İki gün gitse üçüncü gün koşarak geri dönenler olacak.
“Çocuklar aç kaldı, beni beklerler” diyenler olacak.
Her sabah kuşların yemini veren; kedilerin suyunu, mamasını, ciğerini her sabah ulaştıran birileri olacak.
3 gün İstanbul’a kaçsa aklı burada kalacak.
Yazacak eşe dosta:
“Sarı, market maması yemez. Ciğer alıver ona kasaptan. Ben gelince veririm parasını.”
Emanet edip gitse de aklı buralarda kalacak:
“Çocuklara su koydular mı acaba, hava çok sıcakmış bugün?”
* * *
Sokaklarda binlerce can var.
Dilsiz.
Garip.
Biri su vermezse su içemez.
Biri yemek vermezse yemek yiyemez.
O canların rızkını düşünen birileri var.
Siz gidersiniz.
Üç ay, beş ay…
“Sıcaklar gitsin geliriz” dersiniz.
Onlar gidemez.
Giderse de bir gün, iki gün; aklı hep burada:
“Sitenin yöneticisi vurmasın çocuklara…”
* * *
Şimdilerde sokaklarda yaşayan canları uyutalım diye planlar kuranlar varmış.
Sahipsizlermiş.
Sen sahipsiz dersin ya…
Onlar susuz kalmasın diye şehirleri terk etmeyen birileri var…