KALABALIK YALNIZLIK

-MERSİN-
Şöyle başlar Müslüm Baba şarkıya:
“Yaşamak içimden gelmiyor artık…”
Bu sıralar hiçbirimizin içinden gelmiyor ki yaşamak.
Çoğumuzun yaşama sevinci söndü içinde.
Kimimizin söndü sönecek…
Kimimiz küsüp gitmekle kalıp dövüşmek arasındayız.
Çehov’a atfedilen “Çay mı demlesem, kendimi mi assam bilemiyorum” dediği noktadayız çoğumuz.
Sağımızın solumuzun belli olmaması, bir anımızın bir anımızı tutmaması bundan.
* * *
Biz; yaşamak içinden gelmeyenler, küskünler, dargınlar, öfkeliler, hınçlılar, ezilmişler, dövülmüşler, sürülmüşler, elleri ceplerinde dalgın yürüyenler, elleri yumruk biçiminde kızgın yürüyenler…
Biz; şu memleketin, ülkenin gidişatına, milletin fukaralığına bakıp da efkârlananlar…
Bizler çoğuz, çoğuluz, çoğunluktayız ama yalnızız.
Kimimiz, bendeniz mesela, bireysel yalnızlık içindeyiz.
Tekiz.
Kimsesiziz.
Örgütsüz ve cemaatsiz…
Efendisiz ve kölesiz!
Kimimiz cemaat yalnızlığı içindeyiz.
Cemaatlerimiz var; hepimizin başını soktuğu, kendini var ettiği iyi kötü, büyük küçük cemaatlerimiz var.
Onun için ufak ufak partilerimiz…
Onun için sağda solda, kıyıda köşede, aklımıza estikçe ya da Avrupa Birliği’nden proje desteği aldıkça açtığımız, fon bitince kapattığımız derneklerimiz…
Tek yapamayız.
Tek duramayız.
İlla da bir derneğimiz, bir partimiz, bir sendikamız, sendika içinde bir kolumuz, bir grubumuz olacak bizim.
Fakat sadece eylemde, etkinlikte değil cemaat yalnızlığımız.
Düşünüş ve görüş, tutum ve tavır bakımından da cemaat yalnızlığını seçeriz çoğumuz.
* * *
Çoksesli medya ortamında mesela, herkesin bir medyası var.
TKP’nin Sol Portal’ı var mesela.
EMEP’in Evrensel’i…
TİP’in İleri Haber’i…
Sol Parti’nin Birgün’ü…
Halkevleri’nin Sendika.Org’u…
CHP içinde bir grubun Halk TV’si…
CHP içinde bir grubun Tele 1’i…
Dem Parti’nin Mezopotamya Ajansı…
Bazı Alevi derneklerinin Pirha’sı…
İyi Parti’nin Yeni Çağ’ı var…
Saadet Partisi’nin Milli Gazete’si…
* * *
Medya organı kesmiyor, her partinin sosyal medya fenomeni de ayrı.
Sol Portal okuyan Evrensel okumuyor mesela, yerel gazeteyi hiç okumuyor.
Evrensel okuyan Birgün okumuyor, kendine yakın olmayan sosyal medya fenomenlerini merak bile etmiyor.
Birgün okuyan Sendika.Org’u okumuyor, Sendika.Org okuyan kendi mahallesinden yazarlar, şairler dışında ne bir şair okuyor ne bir yazar okuyor.
Herkes, bireysel yalnızlıktan korkuyor.
Cemaat yalnızlıkları içinde hakikat adacıkları kuruyor kendine.
* * *
Aslında biz…
Şu memleketin, ülkenin gidişatına, milletin fukaralığına bakıp da efkarlananlar…
Bizler çoğuz, çoğuluz, çoğunluktayız ama yalnızız.
Hep kendi dar cemaat gruplarımızın duvarları arkasındayız.
Sosyal medyaya dönük yüzümüz başka, içimiz başka…
Keyifli, neşeli görünüyoruz ama içimiz buruk, içimiz kırık dökük…
Onun için Müslüm’ün şarkısındaki gibiyiz çoğumuz:
“Yaşamak içimden gelmiyor artık…”
* * *
Ah unuttum, siz Müslüm de sevmezdiniz!
Oysa en azından Müslüm şarkıları birleştirebilirdi bizim gibi atomize olmuş toplumları.
Hem zaten biliyorsunuz, öldü kendileri.
Parti marti de kuramazlar.
Etkileyemezler de kimseyi…