POLİTİKA 

HÜR DOĞMUŞ, HÜR YAŞAYAN…

Doğdun.

İnsan olarak, birey olarak yaşamaya başladın.

Ama nasıl bir yaşamak?

İnsanca yaşamak mı?

Kölece yaşamak mı?

Annen baban zengindi.

Mal mülk sahibiydi.

Sen o malı mülkü nasıl kullanacaksın?

Bir hanedanın, bir şahın, padişahın, kralın emri ve boyunduruğu altında mı?

Özgürce mi?

Annen baban fakirdi.

İşçiydi.

Çiftçiydi.

Esnaftı.

Sen ne olacaksın?

İstesen de istemesen de işçi mi kalacaksın?

İstersen işçi, istersen memur, istersen çiftçi, istersen tembellik hakkını kullanan kişi mi olacaksın?

Annen baban Mersin’de doğmuştu.

Sen de Mersin’de doğdun.

Nasıl, nereye kadar yaşayacaksın?

Ölene kadar Mersin’de kalıp hanedan devletinin sana biçtiği rolü mü oynayacaksın?

Başka bir şehre ya da başka bir ülkeye giderek mutluluğu arama hakkını mı kullanacaksın?

Cumhuriyet tüm bunların toplamıdır.

Buradan bakınca az görünür.

Beğenmezsin.

Burun kıvırırsın.

Abarttınız” dersin.

Ama o çağlardan bu çağlara bakarsan, büyük dedenin yaşayışıyla kendi yaşayışını karşılaştırırsan anlarsın.

Milliyetler, dinler, etnik kökenler, siyasal ve sosyal ideolojilerden söz etmiyorum.

Cumhuriyet, tüm bunlardan azadededir.

Milliyet bir cemaat, bir topluluk işidir.

Dinler bir cemaat, bir topluluk işidir.

Etnik kökenler, siyasi ve sosyal ideolojiler ona keza.

Fakat cumhuriyet fikri evvela bireyle ilgilidir.

Türkiye’nin Mersin vilayetinin Mut kazasında bir çocuk dünyaya geldi.

Bu çocuk, hanedan ailesinin, kralın, padişahın, şahın malı mıdır?

Kölesi ve kulu mudur?

Yoksa hür doğmuş, hür yaşayacak birey midir?

Bu çocuğun hakkını hanedanın keyfi mi belirler?

Yoksa hukuk kuralları çerçevesinde hakları doğmadan önce mi verilir?

İnsanca yaşam dememiz bundan.

İnsan insanın kulu değildir” dediğin yerde başlar cumhuriyet.

Sonrası örülür…

Kimisi zenginleşir, güzelleşir…

Kimi çoraklaşır…

Bizimki hangisi oldu?

Bayramımız kutlu olsun…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar