TOPLUM 

GARSON MEHMET

Ay’a ne zaman çıkarız?

Uzay aracımızın adı ne olur?

Ay’a inen astronotumuz Ay’da şükür namazı eda edebilir mi; ilahiyat profesörlerimizle cüppeli hocalarımız, bilhassa akşamları cinayet işleyip sabah okuldaki işine dönen dekanlarımız bu konuda hazırlıklı mı, bu konuda bir fetva verebilecekler mi, ortaya bir içtihat koyabilecekler mi?

* * *

Konumuz bunlar değil, bu soruları sormayacağım, merak etmeyin.

Gündemim geçim derdi…

Sorum şu:

Garson Mehmet bu akşam evine ekmek götürebilecek mi, çocuğuna harçlık verebilecek mi, öğretmenin istediği yardımcı kitabı alabilecek mi?

* * *

Gerçek adı Mehmet değil, gerçek adı bende saklı.

Yılların garsonu.

Çocukluktan beri boş durmamış, hep çalışmış.

Gururludur, dik başlıdır, kan kusar kızılcık şerbeti içtim der.

*

Geçen sene pandemide işsiz kaldı Garson Mehmet.

Aradım, dertleşti kısa cümlelerle. Duygu sömürüsü yapmadı. “Allah büyük,” dedi, “bakalım”…

Bir iki gün sonra bizim gazeteciler cemiyeti, bir belediyeden üyelerine erzak kutusu almış, bizim eve de bırakmışlar iki kutu.

Yazdım Garson Mehmet’e, dedim: “Erzak kutusu vermiş belediye. Bizim ihtiyacımız yok. Gel sen al.

15-20 dakika sonra motosikletiyle kapının önündeydi.

Tanırım, bilirim, konuk olduğu yerde bir bardak çayı bile zor içer, çekinir. Ama o günlerde ne kadar zordaysa demek ki, ikiletmeden geldi, iki erzak kutusunu aldı, gitti.

Akşam öğrendim; erzak kutularından birini, bir başka aileye vermiş, birini almış kendisi, öyle de gözü tok.

* * *

Salgın süreci çetrefilleşti, lokantalar açılmadı.

Dedim: “Mersin Büyükşehir Belediyesi garson alıyor, kafelerine başvur sen de.

Bizi alırlar mı ki?” dedi, “Arkamız yok, adamımız yok”…

Dedim: “Alırlar, niye almasınlar? Varsa senden daha tecrübeli garson, onlara nasip olur, öyle değil mi?

Dedi: “Öyle tabi. Kısmet.

* * *

20 senesi garsonlukta geçmiş, eline, diline, beline sağlam…

Tecrübeli.

Elinden her iş gelir; ister mutfağa koy, ister kasaya, istersen kurye yap.

CV getir, mülakata gir” filan dediler.

Ben de bir-iki tanıdığa söyledim.

Meclis üyelerine söyledim, belediye şirketi yetkilisine söyledim, temizdir, çalışkandır, tecrübelidir diye. Ekledim:

Bir bakın, hak ediyorsa garsonluk yapmayı, bir şans da ona verin.

* * *

Mülakata çağırmışlar.

Şirket yetkililerinden birinin babasını tanıyor Garson Mehmet.

Yanında çalışmış senelerce.

Mülakatta ağzını açıp da “Ben sizin babanızın yanında çalıştım, beni tanır” dememiş.

Elemişler neticede.

Dedim, “Söyleseydin ya şirket yetkilisine, babanız beni tanır” diye.

Boş ver ya,” dedi, “adama onu söylesek menfaatçilik gibi olurdu. Allah büyüktür”…

* * *

Allah büyük, sözümüz yok, hâşâ.

Fakat Garson Mehmet küçük.

Elinin emeğinden, ayak tabanının gücünden, gözünün nurundan satacak başka bir şeyi yok.

Ama lokantalar kapalı.

Belediyelere yeterli gelmemiş 20 yıllık tecrübe.

Ne yapsın Garson Mehmet?

* * *

Kaç gündür sosyal medya yıkılıyor:

Ay aşağı, Ay yukarı…

Benim aklım Garson Mehmet’te.

Bu akşam evine ekmek götürebilecek mi, çocuğuna harçlık verebilecek mi, öğretmenin istediği yardımcı kitabı alabilecek mi?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar